Menkıbeye göre, Yunus Emre'nin şeyhi Tapduk Emre dervişlerinden birer çiçek ister. Her derviş en güzel çiçeği getirmek üzere kırlara gider. Yunus da aralarındadır. Akşam olduğunda hepsi, en güzeli olduğunu düşündüğü çiçekle dergaha döner. Yunus'un elinde ise solgun bir sarı çiçek vardır. Şeyhi bunun sebebini sorduğunda ona şu cevabı verir: "Şeyhim, sabahtan beridir kırlarda dolaştım. Size layık olabilecek güzellikte bir çiçek aradım, buldum da. Ancak koparmak için elimi uzattığım her çiçek Allah zikri çekiyordu ki onları koparmaya kıyamadım. Tam vazgeçip dönüyordum ki bu solgun çiçeğin şöyle dediğini duydum, 'Benim vaktim doldu artık, soldum kuruyup gideceğim, bari beni kopar da bir dervişin elinde hayatım sona ersin.'''
Yunus Emre'nin Sarı Çiçek şiirini temellendiren bu menkıbenin bize verdiği sırlardan sadece biri, büyük şair ve dervişin çiçeklerin dillerini ve hallerini anlayacak iç olgunluğa sahip olmasıdır… İşte Türk edebiyatının, düşünce hayatının ve tasavvuf dünyasının zirve isimlerinin başında gelen Yunus Emre'ye ait bu bilgi ve yorum Muhit Kitap'tan çıkan Anadolu'nun Gönül Dili Yunus Emre kitabından… Şair-yazar Mustafa Özçelik'in kaleme aldığı kitap alışık olduğumuz tarzda 'hayatı, sanatı, eserleri' neviinden Yunus Emre kitaplarının dışında, onun iç dünyasına, mısralarına sırladığı gönül diline ışık tutuyor.
Yine kitabın ışığında, Sarı Çiçek'ın sırrına dönecek olursak… Menkıbedeki gönül saflığı, Yunus Emre'nin "Yedi gök, arz ve bunların içinde bulunanlar, O'nu tespih ederler. O'nu övgü ile tespih etmeyen hiçbir şey yoktur, ama siz onların tespihlerini anlamazsınız. O Halîmdir, çok bağışlayandır. (İsra, 17/44)" ayetinin tecellisine ermiş biri olduğuna işaret eder. Yani Yunus Emre'nin dili irfanidir, hakikat dilidir. Yunus Emre'nin dünyasını anlamak için kitap bize öylesine rahatlıkla ilerleyip takip edebileceğimiz bir güzergah sunuyor ki, bunu anlamak için sadece bölüm başlıklarına bakmamız yeterli: Yunus Emre'de Nefs Muhasebesi, Kim Bir Gönül Yıkar İse, Yunus Emre'nin Sarı Çiçeği, Yunus Emre'de Sosyal Tenkit, Yunus Emre'de Ayet ve Hadis Yorumları... Liste çok uzun. Mustafa Özçelik bir kuyumcu titizliğiyle Yunus Emre'nin gönül dünyasında çok ciddi tahkikatlar yapmış…
YUNUS'UN SOSYAL TENKİDİ
Örneğin yazar, kitabın Hayatı Ölümle Anlamlı Kılmak adlı bölümünde, modern zaman insanına da çok şeyler söylüyor. Yunus Emre'nin şiirinde geçen ölüm kavramının, bizim coğrafyamızda ve kültürümüzdeki kodlarına değiniyor: "Ölüm, Yunus Emre şiirinin en temel konularından biridir. Yunus Emre 'Milk-i bekadan gelmişim' derken geldiği yerin, 'Fani cihanı neylerem' derken dünyanın geçiciliğinin, 'Ölür ise tenler ölür canlar ölesi değil' derken ruhun beden kafesinden çıktıktan sonra hürriyetine kavuşup geldiği alemde var olmaya devam edeceğinin bilgisini öğretir bize. Ayrıca bu söyleyiş ölümü korkulacak bir olay olmaktan da çıkarır. Bütün bu söyleyişler, elbette hayatı dışlayıcı ifadeler değildir. Burada söylenilmek istenen hayatın ölüm bilinciyle asıl manasını kazanıyor olmasıdır. Kısacası hayat, aslında sonu ölüm olduğu için güzeldir. Bundan dolayıdır ki, bize dünyada güzel ve hayırlı olan işler öğütlenir. Bunlar sevmek, hoşgörülü olmak, sabır, çalışma, gafletten uzak durma şeklindeki bizi dünya hayatında diri tutan özelliklerdir." Yunus Emre denince akla ilk gelen kavram elbette 'sevgi'. Bunu muhabbet ve aşk kavramları da izliyor. Mustafa Özçelik bunun hakkını ve doğruluğunu onaylayarak ve hatta 'Sevelim sevelim dünya kimseye kalmaz' mısrasının da altını çizerek Yunus Emre şiirindeki sosyal eleştiri kavramını da unutmamak gerektiğini söylüyor ve Yunus Emre'de Sosyal Tenkit adlı bölümün girişine şu dizeleri koyuyor: "Gitti beyler mürüvveti/Binmişler birer atı/Yedikleri yoksul eti/İçtikleri kan olısar".
Özçelik Yunus Emre'yi sadece sevgiyi vurgulayan bir şair olarak görürsek fotoğrafın eksik kalacağını düşünüyor. Yunus Emre şiirlerinin bir bütünlük içinde okunduğunda onun hem kendi iç ben'ine hem de toplumda gözlemlediği problemlere dair tenkitler yaptığını da görebileceğimizi söylüyor yazar: "Okunan Kuran'a kulak tutulmaz/Şeytanlar semirdi kuvvetli oldu/Haram ile hamir tuttu cihanı/Fesat işler eden hürmetli oldu."