Tarık Tufan kaybolan karakterlerinin peşinde Tarık Tufan bir süredir yazdığını bildiğimiz yeni romanı Kaybolan'ı Doğan Kitap etiketiyle yayımladı. Tufan, gün geçtikçe enteresan bir roman dili kuruyor. Romanlarında büyük şehir insanının yalnız ve yabani karakteri üzerine yoğunlaşmakla birlikte, insanın hakikati arama yolculuğundaki durakları da işliyor. Kaybolan da öyle. Okumaya daha yeni başlasam da (bitirince de yazarım muhakkak) karakterlerin hikâye ilerledikçe kim olduklarının arayışına düşmeleri bir okur olarak ilgimi çekti. Çünkü Tarık Tufan'ın karakterlerinin bu arayışlarına artık canlı bir mekân olarak İstanbul, başka başka isimler, entelektüeller, tarihi mekânlar da eşlik ediyor.
Kaybolan'da kırık bir hayat var. Sayfalar ilerledikçe o hayatların daha da kırılacaklarını anlıyorum. Günümüz romancılarının karakterlerini yaşadıkları zaman içinde dolaştırmaları takdire şayan doğrusu. Tufan bunu çok iyi bir şekilde başaran yazarlardan birisi. Kendisiyle özel konuşmalarımızda da gide ede günümüz romanı üzerine söyleşmelerimizin tadını aldım Kaybolan'ı okurken. Ben biraz da, okuruyla konuşan romanları seviyorum çünkü. Hem birinci şahıs ağzından hem de üçüncü tekil şahıs ağzından anlatılan hikâye su gibi akıyor; o akışta İstanbul da bize eşlik ediyor. İstanbul sokaklarının da romanı aslında Kaybolan.
MUHİT KİTAP HOŞ GELDİ
Bugüne kadar birçok derginin kuruluşunda yer aldım. Cemal Süreya'nın "Bir dergi gibi benim hayatım, bu yüzden ölmem, batarım" sözünü de hep benim için söylenmiş gibi severim. İşte, kuruluşunda yer aldığım dergiler içinde Muhit dergisinin yeri bende apayrıdır. Genel yayın yönetmenliğini şair İbrahim Tenekeci'nin üstlendiği Muhit dergisi, ekim ayında okurlar için çok güzel bir sürpriz hazırladı. Dergiyle aynı adı taşıyan Muhit Kitap artık şiirler, öyküler, romanlar ve araştırma kitapları basacak. Hem yetenekli gençleri edebiyat dünyasına kazandıracak, hem de çok kıymetli, usta isimlerin yeni eserlerini ve bütün yapıtlarını da yayıma hazırlayacak.
Yayıncılık zor ve meşakkatli bir iştir. Bu meşakkat, rikkat ve dikkat tabii ki derginin genel yayın yönetmeni İbrahim Tenekeci'nin editörlüğüyle süsleniyor. Muhit Kitap, Turkuvaz Medya Grubu bünyesindeki özel ve özgün marka ismiyle, ekim ayında dağıtımı gerçekleşecek olan on iki kitapla raflara çıkıyor. Öncelikle seçme şiirler yer alıyor seride. Bu şiirleri de Tenekeci seçti: Hüseyin Atlansoy'un Perondaki Melek'i, Arif Ay'ın Puslar İçinde'si, Ali Emre'nin Güzel Bir Gün Gördümse'si ve İbrahim Tenekeci'nin Sözü Yormadan'ı... Seçme şiirlerin bir güzel tarafı da önsözleri; Ali Emre'nin seçme şiirleri İbrahim Tenekeci'nin şairin şiirleri hakkında okuru bilgilendiren sağlam bir eleştiri yazısıyla, Hüseyin Atlansoy ve Arif Ay'ın seçme şiirleri Mehmet Narlı'nın yazısıyla ve Tenekeci'nin kitabı da Muhsin Macit'in önsözüyle açılıyor.
Şiir serisi bu kitaplarla da kalmıyor; Nurullah Genç'in Bahar Buselik, Ömer Yalçınova'nın Yanına Gittiğimizde, Mehmet Aycı'nın Bir Kuş Penceremize, Mehmet Narlı'nın Öylece Yeryüzünde, Murat Güzel'in Mutlak Müzik ve Mustafa Ruhi Şirin'in toplu şiirleri Sabah Gibi Uyandıran adlı kitaplarla devam ediyor. Ayrıca şiir kitaplarının yanına, son zamanların dikkat çeken ismi Ayşegül Genç'in romanı Kalbin Arka Odası ve Muhsin Macit hocanın hikâye kitabı Fazla Uzaklara Gitme de ekleniyor.
Muhit Kitap yayın hayatına başladığı ekim ayında raflara çıkardığı bu on iki kitapla dikkatleri üzerine çekiyor doğrusu. Muhit Kitap'ı şiir ve öyküye verdiği değer karşısında kutluyorum.