Salgın korkusu azalıp hayat tedbirli de olsa normalleşmeye başlayınca yayınevleri, ardı ardına yeni kitaplarını basmaya başladı. Özellikle polisiye sevenler için yaz bereketli olacak gibi duruyor.
Tatilde edebiyatın sihirli sözcüklerinde kaybolmak için bir seçki hazırladım.
Dr. Jekyll ve Mr. Hyde'ı kim bilmez.
İskoç yazar Robert Louis Stevenson'ın 1886'da yazdığı kitapta çifte kişilik vardır.
Aynı vücutta birden fazla kişiliğin barınmasını konu edinir. Erdemli bir doktor bir iksirle geceleri bir canavara, katile dönüşmektedir. Tiyatro ve sinema uyarlamalarıyla günümüze kadar gelen bir başyapıt. Define Adası'nın da yazarı olan Stevenson'un Binbir Gece Masalları'ndan esinlenerek yazdığı Binbir Gece Polisiyeleri ilk sürprizlerden oldu. 22 öykünün yer aldığı kitap büyük ilgi görünce ikincisini eşiyle birlikte kaleme almış.
Fanny van der Grift Stevenson'ın da katkı yaptığı ikinci kitapta da 19 öykü var. Alfa Yayınları'nın yeniden yayınladığı hacimli ciltte iki kitap biraya getirilmiş. Müthiş bir hayal gücü ve edebi lezzetin olduğu kısa öyküleri kaçırmayın derim.
Ünlü dedektif Sherlock Holmes'in yaratıcısı Arthur Conan Doyle'un, bu öyküleri, "Stevenson'ın dehasının doruk noktası" olarak övdüğünü de ekleyelim.
IAN RANKIN'DEN YENİ KİTAP
Yeni çıkanlardan biri de yine İskoçyalı bir yazar. Dedektifi John Rebus'la ünlenen Ian Rankin'in yeni kitabı Asma Bahçe yayımlandı.
Türkiye'deki okurların karmaşık ve eksik yayımlanan kitaplarıyla tanıştığı Rebus serisi şimdi sırasıyla yayımlanıyor.
33 yıl önce Düğümler ve Haçlar'la, Edinburgh sokaklarına çıkardığı Müfettiş John Rebus'un maceraları; Saklambaç, Diş İzleri, Masadaki Düşman, Kara Defter, Ölümcül Hedefler, Bırak Kanasın ve Siyah ve Mavi'yle sürdü.
Eski SAS komandosu, asi, başına buyruk, otoriteyle çatışan, zaafları olan dedektif Rebus, kitaplara ve müziğe de tutkun. Her zaman tetikte, yalnız yaşayan, patavatsız bir adam olan Rebus, Asma Bahçe'de yine Edinburgh sokaklarındadır, bu kez çeteler arası savaşın ortasında kalır... Gerilim ve merakın doruğa tırmandığı kitapta tabii yine suç kavramı da sorgulanıyor.
NEDİR BU DÜNYANIN HALİ?
Kuzey ülkelerinden başladık, sırada İsveç var...
İskandinav polisiyesi akımının öncüsü 10 kitaplık Komiser Martin Beck serisi de geçen yıl sırasıyla yayımlanmaya başlamıştı.
Serinin yazarları gazeteci- yazar karı koca Maj Sjöwall ve Per Wahlöö'den oluşan iki kişilik bir ekip. Birlikte Martin Beck'in 10 kitabını yazan çiftten Per Wahlöö'nün 1975'te erken ölümüyle komisere de veda ediyoruz.
Gerçek bir sorgu ustası olan ve kılı kırk yaran araştırmalar yapan Martin Beck'in Kanaldaki Kadın'la başlayan serisi, Duman Olan Adam, Balkondaki Adam, Gülen Polis ve Kayıp İtfaiye Arabası ile sürdü. Ve nihayet altıncı kitap Savoy Cinayeti de yayımlandı.
İsveçli ünlü bir sanayicinin herkesin gözü önünde öldürülmesini araştıran kitapla ilgili yorum, yazarlarımızı da çok iyi özetliyor: Hikaye bizi nereye götürürse götürsün, Sjöwall ve Wahlöö yaşadığımız dünyayı bize yeniden sorgulatmanın bir şekilde yolunu buluyor.
YARASA İLE BAŞLAYIN
Norveçli yazar Jo Nesbo'nun dedektifi Harry Hole serisi de 12'nci kitaba ulaştı. Dizilere, filmlere çekilen Harry'nın son macerası Bıçak geçen yılın sonunda yayımlandı ama onu da anmadan geçmek istemedim. Kasım 2019'da İstanbul'da hayranlarıyla buluşup, kitaplarını imzalayan Nebso, "Bu kez cinayetlere değil Harry'ye odaklandım" diyordu. Eski ve yeni düşmanlarla karşı karşıya kalan Harry Hole hayatının en zor davasını çözmek zorunda kalıyor.
Jo Nesbo okumayı erteleyenler için tam zamanıdır ancak ilk kitabı Yarasa ile başlamak gerekiyor. Yoksa kafanız karışabilir.
BÜYÜK PLAN'A YAKIN BAKIŞ
Yeni çıkan polisiyelerden biri de emekli polis dedektif Georg Dengler karakteriyle yeni bir kulvar açan Alman yazar Wolfgang Schorlau'dan geldi. Kriminal olaylardan çok siyasi polisiye sınıfında adlandırılacak, giderek casusluk kulvarına da göz kırpan bir yazar Schorlau.
İlk kitabı Mavi Liste'yle devlet, gizli servisler, sermaye sınıfları, komplolar, silahlı örgütler dünyasına dalan Alman yazar, korkmadan cesurca hesap soruyordu.
İkinci kitabı Münih Komplosu'nda gerçek bir olayı ele aldı. Dedektif Dengler, 1980 yılındaki bir festivalde 13 kişinin ölümüne iki yüzden fazlasının da yaralanmasına yol açan patlamanın peşine düşüyordu. Bombayı patlatan da bir Neonazi'ydi üstelik...
Serinin üçüncüsü bizi de yakından ilgilendiren cinayetlerin izini sürüyor. Sekiz Türk'ün öldürüldüğü olaylar uzun süre mafya hesaplaşması olarak sunuldu. Sonra derin devletin içine çöreklenmiş Nasyonal Sosyalist Yeraltı örgütü adlı bir örgüt ortaya çıkarıldı. Yakalananlar NSU davasında yargılanıyor. Siyasi polisiye ustası Schorlau, Koruyan El kitabında resmi olarak kollanan her yere sızmış bir şebekeyi anlatıyor.
Afganistan'daki savaştan dönen bir Alman askerin durumu Kavuran Soğuk'ta ele alınıyor. Ancak arka plandaki büyük resimde çok farklı işler dönüyor. Dedektif Dengler yine iş başındadır.
Ve nihayet yeni yayımlanan Büyük Plan'la birlikte Avrupa Birliği üyesi Yunanistan'daki iktisadi krize odaklanıyor. Özel dedektif Dengler, bürokrasi, Almanya ve Yunanistan'daki bağlantılara dalarak bambaşka bir cephe açıyor...
Unutmadan başka bir yazının konusu olacak casus romanlarının babası John le Carre'nin Casuslar Mücadelesi de yeni yayımlandı. Ünlü karakteri Smiley yine işbaşında...
Aklınızda bulunsun Ahmet Ümit'in dediği gibi "İyi polisiye iyi edebiyattır."