Başlığı şaşırtıcı verip sizi yazıya davet ederken, kitabı tanımlamakta zorlandığımı itiraf ederek başlayayım. Kitap, bisiklet sevdasını temel alarak yola çıkıyor. Mazisi topu topu 200 yıllık bisiklet sayesinde kimi zaman tarihi bir şahsiyeti tanıyorsunuz, kimi zaman tarihteki bir zaman dilimine gidip kayboluyorsunuz. Kaybolmaktan korkmayın, "Kendimle konuşmayı selenin üstünde öğrendim" diyen yazar Sinan Cömert sizi her bölümün sonunda mutlaka iskeleye getiriyor.
Şeytan Arabasının Yolcuları kapağında da söylendiği gibi, "İçinden bisiklet geçen hayatları" konu ediniyor. Ama ne kişiler ama ne hayatlar... Mesela efsane yazar Ernest Hemingway... ABD'li yazar, 1922 yılında Türk- Yunan savaşını genç bir muhabir olarak takip etmek için Sirkeci Garı'ndan İstanbul'a girmiş. Kadim şehirle ilgili izlenimi "gürültülü, sıcak, kirli, tepelik ve güzel" olur. Yüz yıl sonra bile ne kadar tanıdık ifadeler...
Kitap için kısmen de olsa mini bir biyografi eseri diyebiliriz. Mesela Fatma Aliye Hanımefendi... Zamanının ötesinde bir şahsiyet olan Fatma Aliye'yi ansiklopediler, "İlk Türk kadın romancı ve yazar" diye tanıtmaya başlar. "Bisikletin kadınlara yakışan bir taşıt olduğu fikrine katılmayan olmasa gerek" diyor Fatma Aliye...
CAVİT BEY'İN FİLMLİK HAYATI
Ya Cavit Cav? Türkiye'yi olimpiyatlarda bisiklet dalında temsil eden Cavit Bey'in, Sultanahmet'te başlayıp Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde biten öyküsü... Türkiye'de bir çok ilke imza atıp bedenini kadavra olarak kullanılması için bağışlayan bu ölümsüz insanın hikayesini okuyunca hâlâ neden filmi çekilmemiş diye hayıflanabilirsiniz. Kitapta hayatına ucundan kıyısından da olsa bisikletin bulaştığı yerli ve yabancı edebiyatçıların hayatlarından enstantaneleri de okuyorsunuz. Nazım Hikmet, Orhan Kemal, Orson Welles, Pablo Neruda gibi isimlerin belki de haklarında hiç bilmediğiniz ufak detaylar... Kitap zengin içeriği ile sadece bisiklet sevdalıları için değil tüm edebiyat tutkunları için mutlaka okunması gereken bir eser.
SERKAR ÜNLÜ