Ülkemizde son 10 yıldır modaya dair her şey çok popüler...
Moda çekimleri yapmak, stil önerilerinde bulunmak, stil danışmanlığı yapmak özellikle de 'ünlü isimlerin' giyim tarzları üzerine sert eleştiri yazıları kaleme almak çok ama çok 'havalı'!..
Ama ne yazık ki modayı merkeze alıp haberler yapan, akıl açıcı yazılar yazan, modanın ekonomik, sosyolojik, kültürel dev bir gösterge olduğunu okurlarına iletenlerin sayısı hâlâ çok az...
İşte bu az sayıdaki isimden biri de Seda Yılmaz... Yıllar boyunca aralarında Harper's Bazaar'ın da bulunduğu birçok moda dergisi ve gazetede yıllar boyunca moda yazıları yazan Yılmaz, kısa süre önce ilk kitabı Giysiler Ne Anlatır? okuyucularıyla buluşturdu.
Koç Üniversitesi'ni bitirdikten sonra London College of Fashion'da moda gazeteciliği üzerine eğitim alan Yılmaz, kitabında moda dünyasının kadınlık, güzellik ve bedenle ilişkisine dair konuları ele alıyor.
Yılmaz; moda dünyasına ait, onun deyişiyle 'moda insanları'nın bildiği ancak bu küçük 'elit' kitle dışındakilerin pek de bilmediği perde arkasını kişisel hikayesiyle bağdaştırarak aktarıyor.
Yılmaz, kitabını ayırdığı başlıklarda da bir taraftan kendisini diğer taraftan da moda dünyasının durumunu ti'ye alıyor: Doğuştan Dergi Kızı, Tak Sepeti Koluna, Ayna Ayna Söyle Bana, Kutsal Topuklar, Bir Başkaldırı Simgesi Olarak Mini Etek, Ekmek Bulamıyorlarsa Chanel Yesinler, Defilelerde Sandalye Kapmaca...
Gelelim Yılmaz'ın kitapta konuları işleme şekline... 90'lar çocuğuysanız, ilk AVM'miz Galleria'yı, Benetton'un ne kadar popüler olduğunu, kolumuzdan Swatch saatimizin eksik olmadığını net bir şekilde hatırlıyor olmalısınız... İşte kitap tam da moda ve Yılmaz'ın kendi kişisel deneyimleri üzerinden, Türkiye'de yaşanan ekonomik gelişmeleri anlatıyor. Sayfalar arasında geçerken anaokulu gösterisi için Vakko'dan alışveriş yaptığımız o gün, Dallas dizisinin ve o dizideki kadınların kıyafetlerinin nasıl kopyalandığını hatırladım. Sex and the City izleyerek büyümüş bir jenerasyondansanız o dört kadının işlerine tutkuyla bağlı olması, farklı karakterlere sahip olmalarına rağmen dostlukları ve modaya olan bağlılıklarıyla büyümüşsünüz demek... Kitabın sayfaları moda üzerinden tüm o anıları tekrar tekrar hatırlamanızı sağlıyor. 90'ların logo tutkusu, taytlar, spor ayakkabılar, mini etek hep teker teker karşınıza çıkıyor. Yani aslına bakarsanız genç bir kadının moda koridolarında dolaşma hikayesi Giysiler Ne Anlatır?
Kitabı modaya meraklı bir insansanız muhakkak alın okuyun derim. İstanbul'da düzenlenen ilk moda haftasından itibaren, lansmanından, defilesine Türkiye'de modaya nasıl yaklaşıldığını çok net anlayacaksınız. Bir dergi editörünün moda dünyasındaki tecrübeleri, 90'lardan bugünlere kadar yaşanan tüm çarpıcı gelişmeler sayfalar boyunca karşınıza çıkacak. Yazarın tüm bu hikayeleri anlatma şekliyse çok sıcak, çok samimi. Yılmaz'ı hiç görmemiş, tanımamış bile olsanız sanki bir arkadaşınızla kahve eşliğinde son yıllarda yaşanan moda gelişmelerini konuşuyormuşsunuz gibi hissedeceksiniz.
Yani hafta sonu hem bir yandan ayağı yere sağlam basan bir şeyler de öğreneceğiniz keyifli bir şeyler okumak istiyorsanız hem de biraz olsun Türkiye'nin son dönem moda dünyasına meraklıysanız kesinlikle bu kitabı alın okuyun diyebilirim.
ÖNSÖZ AKSU'DAN
Başlıklar kadar kitabı anlamlı kılan önsözünün çok sevdiğim moda tasarımcısı Bora Aksu tarafından yazılmış olması. Aksu özsözünde kitaba ait şu çarpıcı detayları veriyor: "Seda Yılmaz, sütyenden çantaya modanın sembollerinden yola çıkarak, Chanel'in Versailles'daki defilesinden moda editörlerinin havalı, ama parasız yaşamına uzanan bir perspektifle moda dünyasını anlatırken giysilerin işlev ve görüntünün çok ötesinde anlamlar taşıdığını da ortaya koyuyor. Kitapta geçtiğimiz yüzyıllara ait korse, mini etek, smokin ceket gibi anahtar objelerin, 80'lerdeki marka ve logo diktatörlüğünün, 90'lardaki süpermodellerin imaj yüklemesi, blogger'larla editörlerin tartışmasının detaylarını bulacaksınız. Yazarın; feminizmin geçirdiği evreler ve modaya yavaş yavaş hükmetmesi, modayla ilgili değerlerin nasıl dönüştüğü, kısıtlı basılı materyallerin dolaştığı zamanlardan, Instagram'ın egemen olduğu günümüz dünyasına geçiş gibi birçok meseleyi aktarırken izlediği kişisel yol dikkat çekici..."