Müzisyen, yazar ve konuşmacı olarak geniş kitlelerce tanınan daha önce kaleme aldığı iki kitabıyla uzun süre çok satanlar listelerinde kendine yer bulan Hakan Mengüç şimdi tekrardan yeni bir romanla okurlarıyla buluşuyor. Ben Ney'im ve Kalbin Temizse Hikayen Mutlu Biter kitaplarının ardından Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir ile de Mengüç yine önceki eserlerinde olduğu gibi sufi felsefesinin temelleri üzerine inşa ettiği kişisel gelişim öğretilerini anlatısına dahil ediyor.
Aynı zamanda Girne Amerikan Üniversitesi bünyesinde açılan Sufi Akademi'nin de başkanı olan yazarın son romanı İngilizce, Almanca, Farsça, Azerice ve Rusça gibi diller çevrilip dünyanın pek çok ülkesinde de satışa sunulacak. İdealist bir sufi'nin bilinmezliklerle, yazgıyla ve aşkla imtihanı olarak tanıtılan romanın odağında kuvvetli bir aşk hikayesi bulunuyor. Bir sufiyle, aradığının ne olduğunu bilmeyen aklı karışık genç bir kadının birlikte çıktıkları sıra dışı bir yolculuğun aslında onların içsel gelişimine doğru çıktıkları serüvene dönüşmesini konu olan Hiçbir Şey Tesadüf Değildir, birbirinin zıttı iki karakterin kader ortaklığı yapmasından doğan çatışmadan besleniyor.
"Evrensel bir meseleyi, daracık bir coğrafya üzerinden ve sadece iki kişinin çarpıcı hikayesinin gölgesinde anlattığım yeni romanım, her kültürden, her dilden, her ırktan ve her dinden insanı ortak paydada bir araya getirebilecek kadar güçlü ortak bir duygusal ve ruhsal zemin üzerine inşa edildi. Bu yüzden dünya üzerinde farklı dillerde aynı anda satışa sunulmasını arzu ettik" diyen Hakan Mengüç, kitapta sözü edilen ney taksimlerinin Spotify'da soundtrack olarak yer alacağını da belirtiyor. Bu da okurlara çok boyutlu bir deneyim yaşama imkanı sunacak gibi...
Başlarına ne geleceğini bilmeden, hazırlıksız ve tedbirsizce çıktıkları yolda yazgılarından başka güvenecekleri hiçbir şeye sahip olmayan iki gencin, belirsizliklerle dolu yolculuğu birçok açıdan irdelemeye yapmaya müsait bir metin çıkarıyor karşımıza. Mengüç'ün üçüncü romanı kişisel gelişim, sufilik, içsel yolculuk kavramlarını bir aşk romanında damıtıp önümüze sunuyor.
BUGÜNÜ YAŞA YARINDAN KORKMA
"Hayatı yakala, günü ıskalama..." Ortaya çıktığı ilk günden bu yana tüm dünyayı ve son olarak ülkemizi de etkisi altına alan Bullet Journal yöntemi kendini öz olarak böyle bir motto etrafına konumlandırıyor. Günlük tutarak öğretmenlerden öğrencilere, ev kadınlarından büyük şirket yöneticilerine kadar birçok insanın hayatını kolaylaştıran Bullet Journal yöntemi tüm insanlığa geçmişi unutmadan bugünü yaşamanın ve yarından korkmamanın önemini hatırlatıyor.
Turkuvaz Kitap etiketiyle raflarda yerini alan Bullet Journal Metodu kitabının yazarı Ryder Carroll işte bu doğrultuda gündelik hayatımızı düzene sokmak ve geleceğimizi tasarlamak için tek ihtiyacımız olanın boş bir defter ve bir kalem olduğu iddiasında... Hazırlık, sistem, uygulama, sanat ve son başlıklarını verdiği beş ana bölümde yazdığı kitabında Carroll, toplumun her kesiminden insanın kolayca gerçekleştirebileceği kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerde izleyebilecekleri yolun püf noktalarını anlatıyor.
FELSEFİ YÖNÜ KUVVETLİ ÇOK KATMANLI BİR KURGU
Bir önceki kitabı Diseksiyon ile kitapseverlerin dikkatini çeken Mehmet Rıza şimdi yine ilgi çekici bir romanla karşımızda. Kasımpatı adını taşıyan romanında Rıza, ülkemizde toplumsal bir travmaya dönüşen kadın cinayetlerinden yola çıkıp akıl, mantık, inkar, şüphe, aşk, isyan gibi kavramları psikolojik ve felsefi yönleriyle ele alarak okurlara çok katmanlı bir kurgu sunuyor.
Edebiyatın amiral gemisinin roman olduğunu savunan Mehmet Rıza, Diseksiyon'da siyonizm kavramını ele aldığı gibi Kasımpatı'da da kadın cinayetleriyle birlikte, yerelden globale uzanan uyuşturucu ticaretini anlatısına dahil edip milli bir farkındalık yaratma hedefinde...
GÜNAYDIN YAYINEVİ'NDEN "MERHABA"
Kitap dünyası yeni bir yayınevine "merhaba" diyor... 20 yıldır iletişim sektöründe yer alan bugüne kadar yedi kitaba imza atan Özge Günaydın tarafından kurulan Günaydın Yayınevi yayıncılık dünyasında özgün bir noktaya yerleşme iddiasında...
Kitapları hem geçmişe hem de geleceğe yönelik kalıcı bir hafıza olarak tanımlayan yayınevi yönetmeni Özge Günaydın öncelikli hedeflerinin birçok yazarın en doğru şekilde temsil edilmesi ve kitap aşkının daha geniş kitlelere ulaştırılması olduğunu söylüyor. Aynı zamanda Günaydın, yayınevinin amaçlarından birinin de yeni yazarları desteklemek ve Türkiye'nin kitap okuma alışkanlığını değiştirmek olduğunun da altını çiziyor.
Günaydın Yayınevi etiketiyle raflarda yerini alacak ilk kitap ise Hüseyin Selim Kocabıyık imzası taşıyacak. Hemen akabinde basılacak yayınlar arasında, Özge Günaydın'ın kaleminden Evsiz isimli roman ve Özlem Gökbel'in şiir kitabı bulunuyor. Çıkardığı her kitap aynı zamanda İngilizceye çevrilerek Amerika dahil dünyada 80 ülkede de tanıtılacak...