"Hayır" nasıl bir kelimedir; öyle çıkıverir ki dilinden; güzele, iyiye, mutluluğa yolculuğun ilk kapısı oluverir. Ya da nemrut, öfke dolu bir sesle kafana tokmak gibi iniverir. Az ötede, cılız, çekingen, utangaçtır; ancak kafanın salınmasıyla anlatırsın derdini: "İstemem, olmaz" demeye çalışırsın ya işte onun gibi...
Bazen de isyan edersin, "Hayır, hayır, bu kadarı da fazla yeter artık" diye... Emine Bulut, minik kızının gözü önünde "Ölmek istemiyorum" diye çığlıklar atarken erkek olduğuna utanırsın, sanki eski eşinin değil de bıçak senin elindeymiş gibi olursun.
Kadına şiddet neredeyse insanlık tarihi kadar eski. Fransız Olympe de Gouges ise anıt kadınlardan biri, iki yüzyıl önce kadın ayrımcılığına karşı ortaya çıktı. 1789'da yayımlanan İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ne kafa tutup isyan etti, "Hani eşitlik, bu erkek hakları" dedi.
Piç olarak doğmuştu, hayatı hep zorlukla geçti, ama bir an an olsun mücadeleyi bırakmadı. 1791'de Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ni yazdı, politik mücadelesini bir adım geri atmadan sürdürdü. İdama mahkum oldu, giyotine kafasını uzatırken "Vatanın evlatları, ölümümün intikamını alın" diye haykırdı. Arkasında da 70'ten fazla eser bıraktı.
Kadınlara Ayrımcılığa Hayır-Olympe de Gouges kitabını okurken Emine Bulut, Tuğba Erkol, Özgecan ve diğerlerini düşündüm; sanki Fransız kadından bu yana 228 yıl değil de bir arpa boyu yol alınmış gibi geldi.
Kitabın sonuna eklenen Türkiye'deki kadınları koruyan derneklerin adları, adresleri doğru ve takdir edilesi bir hamle olmuş. Bu kitap kadınlar için bir başucu kitabı ama en çok da erkekler okusun istiyorum. Umarım yakında TBMM'de görüşülecek yasayla birlikte kadınlarımız daha çok korunur ve güvence altında olurlar.
BEŞ YENİ HAYIR GELİYOR
Alfa Yayınları'nın Hayır serisi ise tarih boyunca bağımsızlık, özgürlük isteyen, bastırılmak istenen haklara karşı direnen ilham verici insanların öyküleriyle sürüyor. Gouges'in öyküsü ise onlardan sadece biri.
Kimi bir ulusun önderi, kimi de bir toplumun sesi oldu. Ama doğru bildiklerinden şaşmadılar. İşte arka arkaya çıkan cep kitaplarda her kişilik bir yazar tarafından kaleme alınıyor. Son bölümde tarihi kişiliğin kronik bilgileriyle, ilgili konunun günümüze kadar hangi aşamalardan geçtiği değerlendiriliyor.
Kimsenin kimseye zulmetmediği bir dünya isteyen Rosa Luxemburg'un Sınırlara Hayır'ı kedisinin gözünden anlatılıyor. Aydınlanma çağının bilgelerinden Denis Diderot'nun Cehalete Hayır'ı ise güncelliğini kaybetmeyen bir mücadeleyi ele alıyor: Kısıtlamalar ve tabular olmadan bilgiyi paylaşmak.
Şiddet içermeyen direnişi, dünyadaki birçok özgürlük ve insan hakları hareketini etkileyen Gandhi'nin mücadelesi ise Şiddete Hayır'la taçlanıyor. Hindistan'ın bağımsızlığı ve ayrımcılığa karşı savaşıyla tarihe geçen Mahatma (Büyük Ruh) Gandhi şiddetsiz mücadelesiyle, Martin Luther King, Nelson Mandela, Aung San Suu Kyi gibi isimlere de örnek olmuştu.
Aşağılanmaya Hayır'da ise Fransa'nın eski kolonilerinde yaşayan halkların çektikleri acılar Aime Cesaire'in ağzından anlatılıyor. Cesaire, 1930'larda başladığı mücadelesi sonucu 2011 yılında Fransa'da Büyük Adamlar mezarında bir levhayla onurlandırılmış bir isim.
Serinin basılmakta olan beş kitabı da yakında raflarda olacak. Onlar da şu şekilde:
* Ölüm Cezasına Hayır/ Victor Hugo
* Baskıya Hayır/ Angelas Davis
* Homofobiye Hayır/ Harvey Milk
* Adaletsizliğe Hayır/ Emile Zola
* Çocukluğun Hor Görülmesine Hayır / Janusz Korczak.
Tarih her zaman dik duranları hatırlar. Her biri çığır açıcı, mücadeleci, yenilikçi bu kişilikler canları pahasına doğru bildikleri yoldan yürüdüğü için milyonlarca insan geniş hak ve özgürlükler elde edebildiler.
Alfa Yayınları; Marie Curie'nin Yılgınlığa Hayır, Jean Jaures'nun Savaşa Hayır, General de Bollardiere'in İşkenceye Hayır, Jacques Prevert'in Mevcut Düzene Hayır, Victor Jara'nın Diktatörlüğe Hayır kitaplarını da yayına hazırlıyor ve devamı da gelecek...
"Hayırda hayır vardır" derdi büyüklerimiz. İşte bu kitapların 'hayır'ı da böyle bir hayır...