Deneme okumak insanın kendini keşfetmesi için bulunmaz bir nimet. Edebiyatımız bu anlamda geniş bir kitaplık barındırıyor. Bunda biraz da deneme türünün diğer yazın türleriyle olan akrabalığı etkili. Deneme elbette gündelik bir yazı türü. Üzerinde çok çalışılmayan ve tamamen yazarının ilgilerini, gündelik düşüncelerini barındıran 'ben/cil' bir tür. Denemeyle akademik makalenin ve gazete/ köşe yazısının hatta artık pek fazla örneğini okuyamadığımız fıkra yazısının ayrıldığı alan 'bencil'lik kısmı.
Bizde denemeyle fikir yazısının akrabalığı sonucunda ortaya çıkan örnekler, bence, deneme türünü handiyse benzersiz kıldı. Yine de sadece deneme yazmakta direnen yazarlar da çıktı ya da deneme türüne sadık kalan yazarlar diyebiliriz. Bir öykü yazarı ve romancı olmasına rağmen Refik Halit Karay'ın yazdıkları halen doruktaki yerini koruyor. Günümüz genç okuru da yeniden keşfediyor Refik Halit'i. Bir de eleştiri yazsa da yazdıklarını deneme türünün tatlı diliyle renklendirenler var. Cemal Süreya buna en güzel bir örnektir. Süreya'nın şiiri gibi ironilerle dolu ve rengârenktir denemeleri. Günlüklerini de deneme tadında yazmıştır şair. Öte yandan fikri yazılarını deneme türünün imkânlarını kullanarak yazan şairler de az değildir bizde. Sezai Karakoç'un Yitik Cennet'i, Diriliş Neslinin Amentüsü. İsmet Özel'in bütün düzyazı kitapları denemeyle fikir yazısı arasında bir yerde durur. Cahit Zarifoğlu'nun Bir Değirmendir Bu Dünya'sı, Rasim Özdenören'in Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler'i, Nuri Pakdil'in Biat'ı...
Neden saklayalım, deneme biraz da yanılmayı barındırır içinde. İspatlanmış bir fikir değildir deneme; üzerinde derinlemesine düşünülmüş fikirler toplamı da değildir. Tatlı havaları sever. Kapalı, karanlık havalardan kendince çıkarımlar yapar... Yazarına da okuruna da sevinmek için güzel sebepler sunar. Dil sevgisidir deneme.
Cem Sancar'ın geçtiğimiz ay yayımlanan Her İnsan Bir Ayet (Kopernik Kitap) kitabında bir araya topladığı denemeleri okudukça bunları düşündüm. Büyük kısmı gazetemizde yayınlanan bu denemeler kitap sayfaları arasındaki yerlerine kavuştuğunda, Sancar'ın çabası da biraz olsun anlam kazanıyor. Çünkü Cem Sancar aynı zamanda bir roman yazarı. O yüzden, yazdığı her yazının ortasından tatlı bir hikâyenin kuyruğunu çekip yakalayabilirsiniz. Ha deyince hikâye de olabilecek denemeler yazıyor Sancar. Bizi Türkçenin sırlarıyla dolu bir yolculuğa çıkarıyor kitabında. Kendi hayatından yansıyan anlar ve hatıralar, arkasındaki kocaman İstanbul sahnesinin perdesine düşüyor. Dünyayı İstanbul'dan okuyor Sancar. Bu anlamıyla sadece İstanbul'un yerlisi değil, Türkçenin de yerlisi. Denemeleri okurken Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaya bindiriyor yazar bizi. O tramvayda Türk İstanbul'unun bütün zamanları, yazarları, kitapları bir aradalar. Tıpkı adı gibi çok insanlı ve çok ayetli bir yolculuk bu. Cezeri, Cabir bin Hayyan, Feridüddin Attar, Ömer Hayyam, Mevlana, Şems, Molla Cami, Cemil Meriç, Yahya Kemal, Nâzım Hikmet... Öte yandan mekânlar: Galata Kulesi, Adalar, Salacak, Kadıköy, Beyoğlu ve İstanbul'un bütün arka sokakları tekmili birden... Sonra tabii nebatat ve hayvanat: Lakerdalar, kaplumbağalar, maymunlar, tavus kuşları... Ve Batı'nın rahatsız ruhları: Goethe, Freud, Nietzsche... Hepsi de Türkiye ile aynı maceraya çağırılmışlar Her İnsan Bir Ayet'te. Bir de Jale var ve Sancar'ın peşini bir türlü bırakmayan yaramaz, haylaz ve nüktedan okuru Çekirge! "Eylül edalı bir aydır gönlü açık olana. Eşref-i mahlûkata ibretleri, söyleyecekleri vardır. Yıllar da, insanlar da geçiyor. Henüz vakit varken, ömrümüzün kaçırılmış 'bütün Eylüllerini' arkamızda bıraksak, hayatın şöyle bir acısını çıkartsak demek istiyordum, laf uzadı aslında. Uzasın, evin içinde huzur olsun o yeter."
Bir de tabii kitaptaki yazıların ülkemizin yaşadığı zor günlerde yazıldığını unutmayalım. İnsanı anlamak için sunulan bir teklif Her İnsan Bir Ayet; yaşadığımız günleri ve dünyayı anlamak için de...
Beyaz haberler
Eylül ayının girmesiyle birlikte yayıncılık sektöründe de hareketlilik başladı. Yayınevleri birer birer yeni kitap listelerini yayınlıyorlar. Ben de o listelere bakarak kendi okuma takvimimi çıkarttım. İşte eylülden beklediklerim:
* Elif Batuman - Budala - İletişim Yayınları
* Furkan Çalışkan - Modern Zamanlarda Şiir- Ketebe Yayınevi
* Cemal Süreya - Ölenler Kalanlar - YKY
* İbrahim Tenekeci - Tekrar Selam Ederim - Profil
* Ahmet Mithat Efendi - Gece Sohbetleri - Dergâh
* Ejder Okumuş - Evliya Çelebi Sosyolojisi - İnsan
MUSTAFA AKAR