Günümüzün ender düşünür- yazarlarından Alev Alatlı "İyilik ve umut, 21. yüzyılın hedefleri arasında olmadı" diyor. Bu yüzyılın 19 yıllık seyrinde dünyanın hal ve gidişatı düşünülünce bu tespite hak vermemek işten bile değil. Peki neden iyilik ve umut içinde yaşamak varken, tuhaf zamanlarda yaşıyoruz? İşte bu sorunun cevabını vermek de öyle kolay ve basit değil. "Cevabı olmayan soru, yok hükmündeki sorudur" diyen Alatlı işte içinden geçtiğimiz zamanda yaşadıklarımızı anlamamız, yolumuzu bulmamız için Nasihatname adını verdiği 10 ciltlik bir kitap dizisini hayata geçirmek için oturdu masasının başına. Dizinin ilk iki kitabı America the Beautiful: Fesüphanallah! ile All American He-Man: Hafazanallah! geçen hafta Turkuvaz Kitap'tan çıktı. Kitaplarda Alatlı yıllarca okuduklarından, biriktirdiklerinden yola çıkarak dostça, okurlarına nasihatlerde bulunuyor. Tarihten felsefeye, sanattan edebiyata birçok konuya dalıyor, birçok alanda terminolojinin derinliklerine iniyor. Yeri geliyor ABD'yi ve Batı'yı irdeleliyor, yeri geliyor, haksızlığa uğramış ötekilerin sesine kulak veriyor. Velhasıl, bir yandan zihnimizi bir yandan da gönül gözümüzü açıyor... Uyanık olmamızı istiyor... Öğretilmiş çaresizliğimizden kurtulmamız için dostça uyarılarda bulunuyor. İşte o nasihatlerden örnekler:
EMPERYALİZM ZİHNE DAİR BİR YIĞILIMDIR:
"Emperyalizm, siyasi ve ekonomik dayatmaların ötesinde zihne dair bir yığılımdır yavrum, kişinin dikkatini kendi toplumuna ait meselelere veremiyor olmasını söyler; hörgücünde taşıdığı hazinenin farkında olmayan deve sendromu."
KURTULUŞ ELDEKİNİN DEĞERİNİ BİLMEKTEN GEÇİYOR:
"Bildiğim tek şey, bizimki gibi kalkınmaya çalışan ülkelerde yaratıcı ve bağımsız sosyal bilimlerin gelişebilmeleri zihinlerin kültürel emperyalizmin vesayetinden kurtulmalarıyla kaim. Kurtuluş eldekinin değerini bilmekten geçiyor."
TÜRKÇENİZ YETERSİZSE İYİLEŞTİRİN:
"Şimdi söyleyeceklerim kulağınıza küpe olsun: Fikr-i takip yapabilmek kavramlara sahip çıkmayı gerektiriyor. Türkçeniz yetersizse iyileştirmenin yolunu bulun, İngilizcenizi ne yapıp edip ilerletin. Belleğinize mukayyet olun, zira kavramlara sahip çıkamıyorsanız, ipin ucunu kaçırıyor, iz süremez oluyorsunuz."
POPÜLİZM HALKI İYİLEŞTİRMEYE YELTENMEZ:
"Popülizm 'halk'ın değerlerini, inançlarını, yargı ve önyargılarını olduğu gibi, verili bir durum olarak kabul eder, belirli bir ideal, bir ülkü veya felsefe doğrultusunda değiştirmeye, iyileştirmeye yeltenmez. 'Halk'ı rahatsız eden oluşumlara 'halk'ın yadırgamayacağı popüler çözümler üretmekte yoğunlaşır. En azından yoğunlaştığı izlemini verir, 'halk için, halkla omuz omuza çalıştığı' algısını yaratmaya çalışır..."
OYUN BÜYÜDÜ HEPSİ BU:
"1773'ten bugüne ne değişti diye sormalısınız. Hiç. Oyun büyüdü, hepsi bu yavrum. Tea Party hareketinin önde gelen destekçileri bugün de masonlar. Rupert Murdoch, Malta Şövalyesi. Avrupa aristokrasisinin en güçlü ve gerici kesimini temsil eden 'The Knights of Malta' Haçlı Seferleri'nden kalma, yaklaşık bin yıllık bir örgüttür. Günümüzde başta Avrupa olmak üzere Kuzey, Güney ve Orta Amerikalarda mukim birkaç Malta Şövalyesi olduğunu, bunların bulundukları ülkelerin en güçlü ve gerici örgütleriyle çalıştıkları anlatılır. Bürokrasilerde ve özel sektörde yuvalanır, iktidarını tehdit eden hükümet ve devletlere tehdit oluşturabilecek oluşumları kaynaklar, örgütlenmelerine yardımcı olur, hatta askeri operasyonlar düzenlemelerini sağlarlar. Amerikan başkanlarından Dwight D. Eisenhower, Ronald Reagan, George H. W. Bush, Bill Clinton ve George W. Bush'un birer Malta Şövalyesi oldukları iddia edilir."
OKUMAKTAN YÜKSÜNMEMEĞİ ÖĞRENMEK LAZIM:
"Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?' sorusunun cevabının hemen her zaman 'çok gezen'e yığıldığını bilirsiniz. Yanlış. Baktığınızı görebilmeniz için hakkında okumuş olmanız gerekiyor, yoksa bir turist gibi geziyorsunuz, aklınızda kalan hangi lokantada ne yenirden ibaret. Kıssadan hisse: Siz siz olun, karşılaştığınız insan yapımı her eserin, her kitabın, her buluşun, her aletin, her binanın yapılma nedenini sorun, yavrum. Görün ki, 'safi merak' diye bir şey yoktur. İnsanoğlunun ürettiği her şey bir maksada hizmet eder. Okumaktan yüksünmemeği öğrenmek lazım."
UZLAŞAMIYORUM DA NE OLUYOR, ÇAĞDIŞI VE TUTUCU OLUYORUM:
Varoluşun ölümden öte bir anlamı olduğunu düşündüğüm için olmalı, Batı medeniyetinin insanoğlunu sarf malzemesi olarak gören nizamı âlem algısıyla uzlaşamıyorum, yavrum. Uzlaşamıyorum da ne oluyor, adamların entelektüel klasmanında 'Romantik' kategorisine yazılıyorum: çağdışı ve tutucu. Gelin görün ki, 'yaşam nasılsa bir biçimde devam eder' anlayışından yola çıkıyorsanız, trajediyi görmez oluyor, hatta trajediye destek ve moral verebiliyorsunuz. Trajedi, ancak insan hayatının bir değeri varsa trajedidir."
BİZ OCAĞIN TÜTTÜĞÜNDEN EMİN OLALIM:
"Türkiye'nin birtakım 'gizli güçler' tarafından yönlendirildiğini düşünenlerden değilim. Ne her koyunun altında bir buzağı ne de hükümetlerin ya da sivil toplum kuruluşlarının geleceğimizi etkileyen kararlarının ardında meş'um entrikalar ararım. Dünyamızın kaderini, farmasonların, ruhiyatçıların, nevzuhur New Age tarikatlarının, İlluminati, Bilderberg, hatta mafya gibi örgütlü oluşumların belirleyebileceklerine de inanmam. Bana göre, en kötü ihtimalle şerrin kazanma şansı, hayrın kazanma şansı kadardır, yavrum, daha fazla değil. 'God' inancının bile gel-git olduğu bir dünyada, ne kara cüppeli üstatların, ne Kabalacıların, ne Gül Haçlıların, ne de finans baronlarının kalıcı tehlike arz etmeleri mümkün değildir ama kafa şişirdikleri de bir vakıadır. Yaşımı aldıkça aklımıza mukayyet olup kendi hayırhah sazlığımıza sahip çıkmanın önemine daha çok inanır oldum. Her kışın sonunun bahar olduğunu hep biliriz de, sabrın zemheriye kar etmediği de var. Biz ocağın tüttüğünden emin olalım, gerisi Allah kerim. Maynard Keynes'in dediği gibi, uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız nitekim."