Ertem Eğilmez'in sinemada yarattığı aileye kim kayıtsız kalabildi ki? Kalabalık, birbiri için her şeyi yapabilen, dedikodunun, kıskançlığın olmadığı, dayanışmanın, anlayışın, sevginin hüküm sürdüğü bir aile vardı karşımızda. Hepimiz o ailenin bir parçası hissettik kendimizi. Ama işin aslı gerçekte öyle bir aile yoktu. Ertem Eğilmez aslında hepimizin gönlündeki aileyi bulup çıkarmış bunu da beyazperde aracılığıyla ete kemiğe bürümüştü filmlerde... Sev Kardeşim, Oh Olsun, Mavi Boncuk, Bizim Aile, Aile Şerefi, Gülen Gözler, Neşeli Günler'i bir düşünün hep aynı ailedir aslında hikayesi anlatılan... Çoğu zaman da aynı oyuncular rol alır. Aslında Eğilmez kamera önünde idealize edilen bir aile resmederken kamera arkasında da Arzu Film Ailesi'ni kurar. O ailede de Münir Özkul, Adile Naşit, Ayşen Gruda, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Kemal Sunal, Tarık Akan, Emel Sayın, Halit Akçatepe, Şener Şen, Sadık Şendil, Kartal Tibet, Ergin Orbey, Mürüvet Sim, Itır Esen, Yavuz Turgul... Kimler kimler yoktur ki... Filmlere yansıyan ailenin içinde pek kavga gürültü olmaz, baba rolünde Münir Özkul anne olarak da Adile Naşit her sorunu öyle ya da böyle çözer. O aile genelde onların mutluluğuna, huzuruna saldıranlarla mücadele eder. Ama kamera arkasındaki Arzu Film Ailesi'nde her ailede olduğu kadar kavga, gürültü, küslük, dargınlık yaşandığını yıllar sonra anlatılanlardan az çok biliriz... Hakan Güngör, Biz Güzel Bir Aileyiz kitabında Ertem Eğilmez'in hem filmlerde anlattığı hem de kamera arkasında yarattığı aileye misafirliğe çağırıyor bizleri... İyi de ediyor... Çünkü Ertem Eğilmez ve Arzu Film adına çekilen filmler memlekette bu kadar sevilmesine rağmen ne yönetmen ne de bu filmlerle ilgili doğru düzgün araştırma ve inceleme yok elimizde. Öncelikle Hakan Güngür'e bu noktada bir teşekkür etmek gerek. Çünkü Eğilmez ve Arzu Film'in bu konudaki makus talihini yıkmaya çalışıyor.
FARKLI BİR ERTEM EĞİLMEZ
Güngör, araştırma ve incelemesinde temel olarak filmlere yansıyan idealize edilmiş aile ile kamera arkasındaki Arzu Film Ailesi'nin iç içe geçen öyküsünü Sev Kardeşim, Yalancı Yarim, Oh Olsun, Mavi Boncuk, Bizim Aile, Aile Şerefi, Gülen Gözler ve Neşeli Günler filmleri üzerinden anlatıyor. Her filmin hikayesini, kamera arkasında yaşananları, filmlere yansıyan ailenin mücadelesini, temsiliyetini, aile içindeki toplumsal işbölümünü, kamera arkasındaki görevlendirmeleri detaylarına inerek ele alıyor. O detaylarda pek de fark edemediğimiz ortak noktaları bulup çıkarıyor. Mesela Sev Kardeşim ile Aile Şerefi filmlerindeki patron babaların aynı odada çekildiğini, yine Oh Olsun ve Mavi Boncuk'taki tavan arası sahnelerinin aynı yerde çekildiği, filmlerde Mustafa Kemal ayrıntılarını belki de ilk defa bu kitaptan öğreniyoruz. Yine duvarlardaki resimlerin, filmlerde kullanılan şarkıların bilinçli tercih edildiğini de... Güngör'ün yaptığı bir şey daha var. Alttan alta Ertem Eğilmez'i de bize anlatıyor. Gerçekte kimdi Ertem Eğilmez? Güngör bu sorunun da peşine düşüyor. Arzu Film Ailesi'nin babası olarak, hane halkıyla ilişkisini, kişiliğini, sinemasını, çalışma şeklini, iyi bir arşiv çalışmasıyla elde ettiği bilgiler, anekdotlar eşliğinde anlatıyor. Ortaya çıkan Eğilmez portresi aslında romantize edilen Eğilmez portresinden biraz farklı. Ama onu tanıyan bilen, çalışanların anlattığı Eğilmez portresine daha yakın... Hal böyle olunca şu düşüyor insanın aklına. Arzu Film Ailesi'nin babası olarak otoriter, yer yer sert, prensip sahibi ve bu prensiplerine herkesin saygı duymasını isteyen kuralcı, çok çalışkan biri olarak tariflenebilecek Eğilmez, belki de olamadığı ama olmak istediği, Münir Özkul ile özdeşleşen bir baba etrafında sinemada bir güzel aile yarattı. Bizim gibi belki o da her daim o aileye sığındı...