Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ndeyiz, sanat tarihi dersimize efsane grup 3 Hürel'den Haldun Hürel giriyor. Heyecanlanıyoruz tabii... Ama fazla sürmüyor bu heyecan. İlk derste basıyor ödevi: "Haftaya İstanbul'da bulunan, farklı inançlara ait en az iki tarihi mabedi gezip birer sayfa izlenim yazıp getirin." Bir grup arkadaş Ayasofya ve Süleymaniye'de karar kılıyoruz. Google'suz zamanlar, kitaplar bulunuyor notlar çıkartılıyor. Bütün gün bu notlar eşliğinde geziyoruz Ayasofya ile Süleymaniye Camii'ni. Ertesi hafta derste Haldun Hoca yazdıklarımızla pek de ilgilenmiyor. "Ne öğrendiniz?" diyor. Anlatıyoruz. İtiraz ediyor, "Bana bildiklerimi anlatmayın çocuklar, ne öğrendiniz onu anlatın" diye sorusunda ısrar ediyor. O zaman anlıyoruz amacını. İstanbul ile tanışmamız, sakin sakin havasını solumamız, tarihiyle hemhal olmamız için vermiş bu ödevi. Bu gezinin bizdeki etkilerini anlattıkça yüzü gülüyor...
O dönem boyunca Haldun Hoca sanat tarihini hep İstanbul ile ilişkilendirerek anlattı. Ki İstanbul bilgisi de hepimizi şaşırtıyordu. Ama bilgiden öte, zaman makinesi gibi İstanbul'un farklı zamanlarında dolaştırıyordu bizi. Rahmetli Ünsal Oskay'ın dersleri kadar ilgi görüyordu Haldun Hoca'nın dersleri...
Kısmet işte, okul bitti, diplomayı onun elinden almak nasip oldu. Kişisel tarihimde önemli bir figürdü artık. Biraz da bunun etkisiyle Haldun Hürel ne zaman kitap çıkarsa hemen alıp okurdum. Kitapları da takdir edersiniz İstanbul üzerine... İstanbul'u Geziyorum Gözlerim Açık, İstanbul'un Alfabetik Öyküsü, Burası İstanbul, İstanbul Nasıl Gezilir?, Anlat İstanbul, Tuhaf ve Kısa Öykülerde İstanbul... Açıkçası 'İstanbul kadim bir şehirdir', 'üç imparatorluğa başkentlik yapmış, kültürlerin, inançların harmanlandığı bir yerdir' gibi hep söylenegelen cümlelerin altını onun kitapları sayesinde doldurduğumu söylemem gerek.
NE OLDU O RİTÜELLERE?
Şimdi bu kitaplara Eski İstanbul'a Yolculuk adıyla yeni bir kitap ekledi Haldun Hürel. Kapı Yayınları'ndan çıkan kitapta Haldun Hoca vakti zamanın bizleri derste nasıl zaman yolculuğuna çıkarıyorsa şimdi de okurları bu yolculuğa davet ediyor. Özellikle 19. yüzyılın sonuna doğru giden bir yolculuk. Asıl olarak İstanbul'daki gündelik yaşama dair şimdiki zamanla 100 yıl öncesi arasında iki fotoğraf koyuyor. İstanbul'un gelişimini, değişimini anlamamız için. Ama ilk fotoğraf, yani 19. yüzyılın sonuna dair fotoğraflar daha detaylı. Mesela Pera'dan, Saraçhane'ye oradan da Kadıköy'e uzanıyor esnafların ritüelleri üzerinden. Sonra günümüze geliyor ve o efsaneleşen ritüellerden hangisinin nasıl değiştiğini, hangisinin yok olduğunu anlatıyor. Peki bu değişimin nedenleri? Onlar üzerine de kafa yoruyor Haldun Hoca. Bunları anlatırken muhabbet eder gibi sizinle...
Elbet eskiye özlem duyuyor Haldun Hürel. İstanbul'un eski hallerine, kültürüne, ritüellerine... Ama onunkisi bir eski sevicilik değil. Haldun Hoca, İstanbul'un tarihine kök salan ve onun kadim şehir olarak anılmasını sağlayan yaşam kültürünün şu veya bu şekilde şimdilerde örselenmesine öfkeleniyor. Göz göre göre İstanbul'un biriciklik özelliklerinin yok sayılmasını, onun sıradan bir metropol gibi algılanmasını içine sindiremiyor. Hal böyle olunca da bize bu kadim şehrin tarihini anlamamız için kılavuzluk yapıyor. Eee bize de düşen onun kılavuzluğunda İstanbul'un tarihinde yolculuğa çıkmak...
KİTAP BOHÇACISI GELDİ HANIM
Söz kitaplardan açılınca "okumayan bir toplum" olduk cümlesi illaki kurulur. Eldeki veriler de kitaba çok düşkün bir toplum olmadığımızı kanıtlar nitelikte. Ama bu hep böyle miydi? Elbet değildi. Haldun Hürel Eski İstanbul'a Yolculuk'ta İstanbulluların kitapla kurduğu özel ilişkileri anlatırken kitap bohçacılarından bahsediyor. Bir zamanlar kapı kapı dolaşıp kitap satan insanlar varmış İstanbul'da... "Eski İstanbul'da öyle bir elit tabaka vardı ki, bunlara aransa kolaylıkla bulunamayacak olan eski bir kitaptan söz edilince, heyecandan elleri, ayakları titrerdi. Sahaflar Çarşısı dışında kitap bohçacıları görülürdü İstanbul'da. Bunlar, bohçalarına sahaflardan aldıkları kitapları doldurur ve kapı kapı dolaşarak, namlı konaklara, hanelere kitap satışına giderdi."