Bana göre bir kitabı cazip kılan en önemli unsur, uyandırdığı merak duygusudur.
Bir de üstüne merak ettiğiniz şey gerçek yaşamın bir izdüşümüyse o kitabı elden bırakmak mümkün olmaz benim için.
Bu nedenle Radi Dikici'nin Zeki Müren'in hayatını anlattığı Aşkın Kavurduğu Güneş: Zeki Müren kitabını bir solukta bitirdim. Belgelere ve anılara dayanan bu biyografide sayfaları kat ettikçe şaşkınlığımı ve okuduklarımı etrafımdakilerle paylaşma ihtiyacımı dizginleyemedim. Hem okudum, hem anlattım.
Bir dönemi, o dönemin toplumunun sosyolojik yapısını incelemek için bir sanatçının yaşamının detaylarına inmek belki de en iyi yollardan biri. Üstelik bu sanatçı, kitleleri peşinden sürükleyen, çağdaşlarının renkli sosyal ortamlarında yer alan, tüm bunların yanı sıra marjinalliğiyle devrim yaratan biriyse, elinizde bulunmaz bir hazine var demektir.
Bu biyografi kitabı da böyle. Sadece Zeki Müren'i değil, 1940'ların Bursası'nı, 1950'lerdeki İstanbul'u Talimhane'yi, Gar, Çakıl, Maksim gazinolarını, gece hayatını, Müzeyyen Senar'ı, hatta Türkiye siyasetini anlamak için bir kılavuz.
Yazar Radi Dikici bu kitaba biyografi demek konusunda çekinceli davranmış çünkü yazılanlar Müren'in doğduğu 1931 yılından, sahneleri terk ettiği 1980'lere uzanan bir dönemi kapsıyor. Fakat bu dönem Zeki Müren'in hayatının en hareketli olduğu 49 yılı kapsadığına göre biyografi demekte bir sakınca görmüyorum.
Bir solukta 49 yıllık bu biyografiyi bitirdiğimde, farklı bir Zeki Müren tanımış oldum. Açıkçası bu kitap yoluyla tanıdığım Zeki Müren'e zaman zaman öfkelendim, zaman zaman onu anlama noktasına geldim. Bir proje gibi başlayan ve ilerleyen kariyeri, insanlara karşı acımasızlığa varan tavırları, satır aralarında hissedilen yalnızlığıyla başka bir Zeki Müren tanıdım daha doğrusu... Müren'i sadece dinlediğimi hakkında hiçbir şey bilmediğimi anladım.
Radi Dikici daha önce Müzeyyen Senar'a dair biyografi kitapları yazmış biri olduğu için bu kitapta, Senar'ın etkisi ve anıları yoluyla Müren'i aktardığını belirtmeden geçemeyeceğim.
Haliyle Müzeyyen Senar'la, usta çırak dengesinde başlayan ama sonra Senar'ın kalp kırıklıklarıyla şekillenen duygu durumunu hissediyor okuyucu.
Kitabın ve Zeki Müren'in hayatının ana karakterlerinden bir diğeri olan Hayri Terzioğlu'ndan da epey söz edilmiş.
Demokrat Partili, Bursalı işadamı Hayri Terzioğlu, 15 yaşından itibaren Zeki Müren'i adeta bir proje olarak ele alıyor.
Ailesinin dışladığı Zeki Müren'i, İstanbul Boğaziçi Koleji'nde, ardından güzel sanatlar fakültesinde okutuyor.
SENAR'SIZ ZEKİ MÜREN OLMAZ
Zeki Müren'i Müzeyyen Senar'la tanıştıran da o, TRT Radyosu'nda bir yılbaşı gecesi eserlerini seslendirmesine olanak tanıyıp İstanbullularla tanıştıran da... Siyasi ve sosyal çevresini Zeki Müren'i şöhrete kavuşturmaya adayan bu adam en az Zeki Müren kadar ilgi çekici bir karakter.
Kitabın akışında önemli yeri olan bir başka isim ise, Zeki Müren'in 25 yıl yardımcılığını yapan Berrin Gençoğlu. Müren'in özel hayatının sırları, inişli çıkışlı duygu durumu, ev içinde kalan yaşamı onun anılarından aktarılmış.
Ve Müzeyyen Senar... Türk musikisinin en önemli isimlerinden Senar, Zeki Müren'in de idolü... Hayri Terzioğlu sayesinde Müzeyyen Senar'ın himayesine giren Zeki Müren, kariyerinin temelini borçlu olduğu kadınla birçok anıya sahip. Kitapta bu anılar detaylarıyla Müzeyyen Senar'ın ifadeleriyle yer alıyor.
Müzeyyen Senar, bir yemek masasında dinleyip hayran olduğu, ince çerçeveli gözlüklü delikanlıyı İstanbul'daki yalısında her haftasonu kabul eder ve ona dersler verir.
Yıllar geçip Zeki Müren gazinoda sahneye çıkmaya başlayınca Müzeyyen Senar'la rakip olurlar. Ama o hâlâ Senar'dan öğreneceği şeyler olduğunu düşünür. Birlikte sahne almak iyi bir fikir olabilir.
Kitabı okumayı düşünenlerin heyecanını kaçırmadan Müzeyyen Senar'ın ifadeleriyle bu anıya yer vermek isterim:
"Zeki bir gün bana geldi, çıktığı Küçük Çiftlik Gazinosu'ndan şikayetçiydi, 'Tahammülüm kalmadı.
Çünkü ne gibi değişiklik talebinde bulunsam Mahmut Bey kabul etmiyor.
Bütün saz üstadları seninle birlikte.
Ben ise sazda istediğim kıvamı bulamıyorum. Lütfen bana yardımcı ol. Bu konuda tecrüben çok büyük.
Birlikte çalışmak isterim' dedi. Şaşırmıştım.
Genellikle gençler biraz bir şeyler başardıklarında, kendilerinden daha iyisi olmadığı kanısına varırlar. Bu gayet tabii, Zeki Müren için söz konusu değildi. Zeki Müren öğrenmeye her zaman büyük değer verirdi." Bu konuşmanın ardından Zeki Müren ve Müzeyyen Senar Bebek Gazinosu'nda birlikte sahne almaya başlar. Ama bu birlikteliğin sonunda usta çırağına küser. Çünkü Zeki Müren, bir süre sonra kendisine daha büyük para teklif eden Küçük Çiftlik Gazinosu'na dönecektir.
İşte Radi Dikici kaleminden çıkan Aşkın Kavurduğu Güneş: Zeki Müren kitabı bunun gibi sayısız anıyla dolu. Satır aralarında Cahide Sonku'yu, Ajda Pekkan'ı, Bülent Ersoy'u bulabileceğiniz bu biyografi size film tadında 49 yıllık zamana yayılan bir yaşamı sunuyor. Biyografi meraklıları için kesinlikle tavsiye ederim.