Çağdaş Alman edebiyatının en önemli isimlerinden Günter Grass'ın Soğanı Soyarken adlı yaşam öyküsü, yazarın İkinci Dünya Savaşı yıllarına denk gelen gençliği ile 1959 yılında yayımladığı ünlü romanı Teneke Trampet'e kadar olan dönemi kapsıyordu.
79 yaşına bastığı 2006'da yayımlanan romanda Grass, Hitler Gençliği'ne üye olduğunu, Nasyonal Sosyalist Parti'ye hizmet ettiğini ilk kez açıkça yazmıştı.
İki yıl sonra yayımlanan, tartışmalı romanın devamı niteliğindeki Kutu: Karanlık Oda Hikayeleri ise yazarın sekiz çocuğu ile ilişkisine ve nasıl bir baba olduğuna odaklanıyor.
Yazar, romanı için dört ayrı kadından dünyaya gelen çocuklarından kendisi hakkındaki düşüncelerini, çocukluklarına dair anılarını çekinmeden anlatmalarını istiyor. Bu sebeple onları bir araya getiriyor ve kayıt tuşuna basıyor.
Everest Yayınları tarafından Türkçe yayımlanan roman şöyle başlıyor: "Bir zamanlar bir baba, yaşlandığından, kızlarını ve oğullarını -dört, beş, altı, toplam sekiz tane- hepsi de uzun bir tereddütün ardından arzusuna boyun eğene dek bir araya toplanmaya çağırmış. Şimdi bir masanın etrafında oturmuş, zaman kaybetmeden muhabbete girişiyorlar." Her toplaşmanın değişmeyen iki özelliği var. Birincisi yemeğin servis edilmesi ikincisi ise Marie karakteri.
Çocukların hayatında önemli bir yeri var, Marie'nin. Bebek bakıcısı, kahya... Roman boyunca Agfa firmasına ait, 1930'lardan kalma eski moda, kutu fotoğraf makinesi ile Grass'ın gölgesi gibi dolaşıyor.
GEÇMİŞ VE GELECEK
Yazarın yakın arkadaşı Marie'nin her zaman elinde olan makinenin de önemli bir özelliği var. Marie, makinenin geçmişi ve geleceği de gösterdiğini söylüyor: "Kutu'm öyle resimler çeker ki, yok öyle bir şey.
Önceden orada olmayan şeyler görür. Ya da rüyanızda bile aklınıza gelmeyecek şeyler gösterir.
Her şeyi görür benim Kutu'm..." Yazar Günter Grass, romanında çocuklarının hatıraları üzerinden kendi geçmişinin bir sağlaması yapıyor. Ortaya çıkan tablo çok da iç açıcı değil. Çocuklarıyla vakit geçirmekten çok yazılarına daha fazla zaman ve ilgi gösteren bir baba karşımızdaki...