5 soru 1 konuk
Bahadır Yenişehirlioğlu (Yazar)
- İlk okuduğunuz kitabı hatırlıyor musunuz?
- Tabii ki Rasim Kaygusuz'un Cin Ali hikaye kitapları. Sanırım çocuklar kolayca çizebilsin ve onunla bir bağ kursunlar diye çöp adam olarak çizilmişti karakter. Meraklı, sorgulayan, araştıran bir çizgi kahraman olarak hatırlıyorum hala. Amacı okumayı öğretmesi, tabiatı ve hayvanları sevdirmesiydi. Seküler bir yanının olduğunu itiraf etmeliyim. Bundaki asıl amacın ne olduğu konusuna ise girmek istemiyorum ama öyleydi. Yazarın, eserlerinde ideolojik kaygılarını barındırmasını normal karşılıyorum. Aldığı eğitim ve dönem şartları böyle düşünmesine sebep olmuş olabilir, kim bilir. Ele aldığı konular ve mekanlar açısından devrin şartlarına uygun kitaplardı. Şu anı dikkate alacak olursak o dönemde Cin Ali'nin bilgisayar kullanmasını, kentli bir çocuk olmasını bekleyemeyiz elbet.
"Cin Ali, bak! At. Bak, Cin Ali, bak. Bu at. Baba, o atı bana al" pek çoğumuzun hafızalarında olmalı. 2005 yılında Milli Eğitim Bakanlığı, Cin Ali serisini "Çocuk kitaplarının pek çoğu yetersiz. Zihinsel becerileri geliştirici etkinlikleri yok" gerekçesi ile okullardan tümden kaldırdı. Zamanın şartları ve çocukların ihtiyaçları göz önüne alındığında elbet bunun haklılık payı vardır. Lakin özlemli olarak benim Cin Ali kitaplarımı unutmam mümkün değil.
- Tekrar tekrar dönüp okuduğunuz kitaplarınız var mı?
- Gayet tabii ki var. Mağaradakiler. "Aslında mağaradakilerin pek azı. Önce kişiler, sonra mefhumlar, sonra fotoğrafların asılları..." "İnsanlık aynı sefil putlara tapan bir şaşkınlar kafilesi. Hakikatte mağaranın içi de, dışı da bir. 150 yıldır bir gölgeler âleminde yaşıyoruz. Kendi insanından kopan aydının trajedisi." "Şuur uçurumların önünde uyanır. Düşünce buhranların çocuğu" cümleleri üzerinde hala zaman zaman düşünürüm. Cemil Meriç'i belli sınırlar içerisinde tahayyül etmek çok zor... "Bütün Kur'anları yaksak bütün camileri yıksak Avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı yani İslâm. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın." Bu tanımlama hayranlık uyandırıcı. Cemil Meriç'ten hayat üzerine düşünen, hakikat endişesi taşıyan her insan mutlaka etkilenmiştir. Cemil Meriç bir filozoftur. Çok az metin 'klasik' statüsüne yükselebilir. Dolayısı ile Cemil Meriç'i zamansız yapan bütün zamanlara seslenişidir aslında. Üslubun şiirselliği, düşüncesinin sınır tanımazlığı insanda bambaşka ufuklar açması için yeter de artar sanırım.
- En çok nerede (hangi mekan ya da yer, okuma köşesi) okumayı seviyorsunuz?
- Bunun için bir yer ve zamana ihtiyacım hiç olmadı. Sadece okumaya meyyal olmam yeterli, her yerde okuyabilirim. Aslında okumaya başladığım zaman nerede ve kiminle olduğumu da unuturum. Dış dünya ile arama gözle görülemeyen bir zar koyarım. Bu bütün irtibatı kesmek için yeterlidir. Hep böyle oldu. Okumak bir insan için soluk alıp vermek ise o takdirde bunun yeri ve zamanı asla olamaz. Yazmam için ise kulaklığımı takmam yeterlidir.
- Yeni kitabını heyecanla beklediğiniz yazar hangisi?
- Kazuo Ishiguro. İnce şiirsel üslubunu sevdiğimi söylemeliyim. Pür bir anlatım dilini koruyup bunu kırmızı çizgilerini geçirmeyen bir tavırla sergilemesi heyecan verici. Onun aynı anda hem çok zarif ve şiirsel hem de biraz mesafeli ve yalın edebiyatını hep çok sevmişimdir.
- En çok okuduğunuz kitap türleri nelerdir?
- Roman, insan ve insanın hayattaki menkıbesi üzerine kaleme alınmış kurguya dayalı metinleri ifade eden edebî bir büyü bence. Malumunuz roman, insanoğlunun hayatla olan çatışmalarını, iç dünyalarını, beşeri ilişkilerini, dramatik ya da toplumsal bir olgu olarak anlatmaya dayalı bir metin türü olarak tanımlanır. Ama benim için sadece bundan ibaret değil roman. Roman aslında değiştirme ve dönüştürme gücü olan bir şey. Etkileyici ve sirayet edici varlık adeta. Daha ziyade psikolojik romanlar. Vaka örgüsüne yahut olaya değil de kahramanların psikolojik yapılarına önem veren metinleri kışkırtıcı buluyorum. Psikolojik romanda olaylar, kahramanların psikolojilerine bağlanır veya kahramanların psikolojik yapılarını aydınlatabildiği ölçüde eserde yer bulur. Bir bakıma bu yazarı da ele veren bir durum. Psikolojik romanlarda olaylara sebep olan, hazırlayan ve olayların sonucu olan ruhsal durumlar üzerinde yoğunlaşılmış olması, insanı tanımamız açısından son derece etkileyici. Gerçek ile kurgusal dünya iç içe girmiştir.