Robert Kolej ve Miami Üniversitesi'nde eğitim görmüş uzun yıllar çeşitli şirketlerde yöneticilik yapmış fakat 2004'ten itibaren hayatının eksenini tamamıyla farklı bir yöne kırmış bir isim o... İş dünyasını ardında bırakmasıyla aslında onu sıkça beyazperdede ve televizyon ekranında gördük. Gel gelelim çok yönlü kişiliğinin sadece bir tarafıydı aktörlük. Dizi ve filmlerinin yanında iki şiir kitabı ve sekiz romanı bulunan aynı zamanda aikido siyah kuşak sahibi, onlarca şarkı sözü yazmış, dediğimiz gibi yönlü bir adam... Kim mi, Hakan Karahan. Şimdi de Karahan'ın son romanı ile karşınızdayız; Lütfen Beni Öldür.
Geçirdikleri trafik kazası sonucunda Ejder Aydın henüz sekiz yaşındayken anne ve babasını kaybeder. Kazadan sonra Ejder'in hayatı adeta yerle yeksan olur. Üvey abisiyle, ablasıyla, amcası ve tüm akrabalarıyla maddi ilişkilerin dışında duygusal bir yakınlık kuramaz. Ailenin sahip olduğu Toros Bank'taki işler onu pek alakadar etmemektedir. Okulda arkadaşlarıyla sorunlar yaşar, hırçınlaşır. Kendini kitaplara ve filmlere verip bilinçli bir yalnızlığı tercih eder. Robert Kolej'e başlamasıyla birlikte boks ile tanışır ve hayatında bir boşluğu daha doldurmuş olur. 18 yaşına girmesine yakın birtakım 'erkeksel' meselelerini halletmek üzere yolunun düştüğü Taksim'deki bir otelin lobisinde ise Cahide adında bir kadınla tanışır.
İlk görüşte etkilendiği kendinden yaşça büyük bu kadına farklı bir tutkuyla bağlanır Ejder. Gel gelelim Cahide'yi yalnızca iki kez görmesinin ardından onun da tavsiyesine kulak vererek üniversite için Miami'ye gider. Burada farklı yönlerini keşfeder, birçok arkadaş edinir, o yaşına kadar erişemediği bir sosyalliğe erişir.
HAYATIN AMACI NEDİR?
İstanbul'daki yaşamına kıyasla Miami'de daha rahat ve çok yönlü biri olmuştur Ejder ama aklı hâlâ yalnızca iki kez gördüğü Taksim'deki o kadındadır. Nitekim bir gün okul kampüsüne Cahide'den gelen bir mektupla da ne yapacağını bilemez hale gelir. Zira Cahide "Lütfen beni öldür Ejder. Biliyorum çok az zaman geçirdik ama birbirimizi her gördüğümüzde ben senin beni değerli bulduğunu hissettim. Sakın ölümümden sorumlu olacağını düşünme. Bence beni öldürmüyorsun. Kurtarıyorsun" demektedir. Ejder bir karar vermek durumunda kalır.
Lütfen Beni Öldür, kurmaca karakter Ejder Aydın'ın sekiz ila 19 yaşı arasında başından geçenleri onun ağzından dinlediğimiz otobiyografisi, büyüme öyküsü, yalnızlık serüveni... Karakter kurmaca dedik ama aslında Ejder'in geçtiği yollarla Hakan Karahan'ın bulunduğu yerler çokça kesişmekte; Robert Kolej, Miami, bankalar, dövüş sporları...
Belli ki Karahan ana karakterini inşa ederken ilhamını aramaya çok da uzaklara gitmemiş. Ancak bu tercih biz okuyucular için ziyadesiyle olumlu görünmekte. Zira Ejder karakterini iyice anlamamızda Karahan'ın yakın tanıklığı işimizi hayli kolaylaştırıyor.
Bununla beraber 'akıcı ve samimi bir üslup, yağ gibi akıp giden bir öykü' şeklindeki klişe görünen ifadelerin bu roman için mutlaka kullanılması gerektiğini de belirtelim. Çünkü hakikaten Hakan Karahan kısa cümleleriyle okuyucusunun işini kolaylaştıran yazarlardan. Öyle ki nasıl olduğunu anlamadan yüz küsur sayfayı bir çırpıda okuyuvermiş, Ejder'in peşinde bir Tarlabaşı'na bir Robert Kolej'in bahçesine bir Miami'ye sürüklenivermiş oluyorsunuz. Ve bu seyahat sizi hiç yormuyor aksine daha fazlasını istiyorsunuz ki bir romanın sürükleyiciliği konusunda en doğru fikri veren de daha fazla okuma arzusunu beraberinde getirmesi değil midir?
Lütfen Beni Öldür anlattığı insan öykülerinin altında yatan sorgulamalarla da 'dolu' bir roman izlenimi vermekte. Örneğin ötenazi tartışmasına getirilen tarihsel ve felsefi yaklaşımlar, toplumun dayattığı ahlak normlarının dışında kalma arzusu ve pek tabii gerçek aşk ve sevginin ne olduğunun sorgulanması okuma iştahını arttıracak unsurlar olarak sıralanabilir.
Sonuç olarak elinizde gerçekten lezzetli bir kitap mevcut. Roman boyunca Karahan'ın sizi düşündürmeye sevk ettiği konulara da kafa yormayı ihmal etmeyeceksiniz ve onun gibi soracaksınız kendinize: Eğer hayatın tek bir amacı olsaydı o ne olurdu?