Denizci Sinbad, Ali Baba ve Kırk Haramiler... Dünya sözlü edebiyatının en güzel örneklerinden Binbir Gece Masalları, Ekrem Demirli tarafından ilk kez Arapça orijinalinden çevrildi. Masal içinde masalın, rüya içinde rüyanın, hakikatin pesinde kosan hikayelerin art arda sıralandıgı masallar çocuklardan ziyade yetiskinlere sunulan metinler... Bu masallar yıllardır edebiyatçılara ilham vermis, dogurgan metinler... Dogu'nun çok katmanlı 'minyatür' bakısıyla ele alınmıs, gerçekle kurgunun, hayalle hakikatın iç içe geçtigi masallar bunlar. O yüzden Batı'nın perspektifiyle en önde, sadece en önde duran cismin net olmasından epey farklı. Objektifin ne zaman nereyi netleyecegi, ne zaman nerede flu bir düzlem yakalayacagı belli olmaz. O yüzden bu masallarda Dogu bakısı biraz da böyledir... Netlik ayarı görünenle birlikte, görünmeyene de aynı anda yapılır. O yüzden Binbir Gece Masalları, 'kıssa' kültüründen, Dogu mistisizminden de bolca beslenir. Erotik ögeler, birbirinden ilginç ve renk dozu yüksek iliskiler, siyasi taktikler ve savas hikayeleri de içerir. Hikayelerin çogu, 8 ve 9'uncu yüzyılın Bagdat'ında geçer... Batı'nın henüz Bahname'yle tanısmadıgı dönemlerde... Bagdat'ın o dönem Çin, Afrika, Hint, Arap ve Iranlıların ugrak yeri, ticaret merkezi olması masalları kozmopolit ve renkli kılar. Batı'nın bu masalları kesfetmesi ise 18. yüzyıla denk gelir. Önce Fransızcaya çevrilir ve müthis ilgi görür. Uçan halıların dört bir yanı kusattıgı, Dogu'nun büyülü kapılarını aralayan bu masallar Batı için bulunmaz Hint kumasıdır. Çünkü bambaska bir diyarın, kültürün renklerini bu masallarla kesfederler. Ve Borges dahil pek çok Batılı yazar bu masallardan etkilenir. Perspektiflerine, Dogu bakısı sızar, ince ince. Bu etkiden nasibini alan günümüz yazarlarından biri de Murakami'dir...
ZORLU VE RUHANİ BİR KURGU
Binbir Gece Masalları'nın Dogu, Batı demeden okuru ve pek çok yazarı etkilemesinin nedeni elbette sadece gerçegin degil, hayalin de sınırlarını zorlayan sihridir. Zorlu ve ruhani bir kurgudur. Batı edebiyatı farklı bir yapıyla tanıs oldu. Bitmeyen, bir sarmal gibi sürekli masaldan masal doguran bir kurguydu çünkü.... Mesela son masalda Sehrazat ilk anlattıgı hikayeye geri dönerek tüm masalların sonunu getirmiyor, bitti sandıgınız yerde yeniden baslamasına vesile oluyor. Bu masallarda baslangıç sonu, son baslangıcı doguruyor ustaca bir kurguyla... Özetle, Ekrem Demirli'nin büyük çabalarla orijinal metninden yaptıgı çeviriyle, Binbir Gece Masalları edebiyat dünyasında istegi, hak ettigi muradına eriyor, biz okurlara da kerevetine çıkmak kalıyor...
BİNBİR GECE MASALLARI'NDAN
¦ Sadece efendi adam sır saklamayı bilir. Sadece, insanoğlunun mükemmeli bir vaadi tutar. Sır benim içimde, iyice kilitlenmiş, anahtarı yitmiş ve kapısı mühürlenmiş bir evde hapsedilmiş gibidir.
¦ Şairin dediği gibi, "Bir uyumlu ses, en az dört saz birden: Bir ut, bir ney, bir kanun ve bir çeng çalmadıkça sağlanamaz!"
¦ Hoşuna gitmeyen şeyler işitmek istemiyorsan, seni ilgilendirmeyen konularda konuşma!
¦ Şu yargıçlar yargılar ya, bazen kendi yetkilerini aşarak tüm adaleti bir yana bırakırlar! Bununla birlikte, efendim, adalet vardır! Zamanı gelince, onları da yargılarlar. Eğer dürüst ve iyi iseler yakayı kurtarırlar. Ama zulmetmişlerse, kader de onlara zulmeder ve en kötü sıkıntılara uğratır! Gelip geçenlerin alaylarına ve acımalarına alet olurlar. Yasa budur! Bu da ondan ötürüdür! Ve kader sadece mantıkla işini yürütür!
¦ Bu dünyada hiç kimse bahtının getireceği felaketlerden kaçamaz
¦ Ey şair! Bahtın rüzgarı hiç senden yana esmeyecek. Biliyor musun saf kişi. Ne kamış kalemin, ne yazının ahenkli kıvrımları seni asla zenginleştirmez!
¦ Acının tadını tatmak istersen herkesin derdine ortak ol!
¦ Ne hazin ki yeryüzünde hiçbir ödül yeteneğe eşit değildir
¦ Ey layık olmayan kimseye yardım eden! Bil ki suçlu işlediği suçuyla zaten yeterince cezalandırılmıştır.
¦ Ancak Allah bilgedir, her şeyi bilir, kesin kudret sahibi ve hayırseverdir.
¦ Hırslı önüne gelene saldırır; hırslının yüreğinde zulüm pusu kurar; kuvvetlenince bunu açığa vurur, zayıfken içinde uyutur.