Göksel Arsoy 22 yaşında üniversite öğrencisiyken Yeşilköy Havaalanı'nda çalışmaya başlamış, uçağı kaçırmak üzere olan bir yolcuya yardım etmiştir. O yolcu Halk Film Stüdyosu'nun da sahibi Fuat Rutkay'dır. Fuat Bey günler sonra sarışın, düzgün fizikli, pozitif yaklaşımıyla dikkat çeken genci teşekkür etmek için evinde ağırlamak ister. Birlikte yemek yerler, sonrasında film izlerler ve ona "Bağlantıyı kesmeyelim" der. Ama Fuat Bey aklından "Bu genci sinema transfer etmek gerek" diye geçirir.
Eşzamanlı olarak yönetmen Sırrı Gültekin de Bakırköy'de kız kardeşinin tavsiyesiyle Göksel Arsoy'u görür ve "Tam sinemalık" der ve Fuat Rutkay'a "Yeni başlayacağımız filmin kadrosunu değiştirmeliyiz, Bakırköy'de bir çocuk var, olmaz böyle bir şey, onu mutlaka alalım" der. Fuat Bey ise Gültekin'e "Bakırköy'deki çocuğu bırak asıl havaalanında bir çocuk var" diye karşılık verir. İkisinin aynı insandan bahsettiği zamanla anlaşılır. Böylece film gibi bir olayla ve çifte talihle daha 22'sinde Göksel Arsoy sinemaya giriş yapar. Yıl 1958'dir. Göksel Arsoy efsanesi başlamıştır.
Bu efsanenin nasıl doğduğuna o yıllarda hayatta olmadığım için tanıklık edemedim ama Arsoy'un 48 yıl süren sinema macerasına noktayı koyduğu 2006 yapımı Ayhan Sonyürek'in yönettiği Unutulmayanlar filminin final sahnesine şahitlik ettim. Balat'ta artık binalar arasında kaldığı için bulmakta zorlandığım eski yazlık Sümer Sineması'nda filmin çekimine gittim Arsoy ile de kanlı canlı orada tanıştım. "Bu filmin çekimlerinin bitmesini hiç istemiyorum" demişti.
Arsoy'un, hayatını ve sinema ve sahne yaşamanı anlattığı Remzi Kitabevi'nden çıkan Altın Çocuk kitabına da 'bir gazeteci' olarak bu vesileyle dahil olmuşum...
81 yıllık bir ömür 48 yıl süren oyunculuk hayatı... Arsoy kendi cephesinden tarine notu düşüyor Altın Çocuk'ta ama bu notlarda neler neler var!
BANA BU KADAR TEZAHÜRAT YOK
Melodramlar, aşk filmleri ve James Bond uyarlaması Altın Çocuk filmleri... 100'den fazla yapımda rol aldı Göksel Arsoy. Yeşilçam'daki star sistemininin ilk yıldızlarındandı. Özellikle 60'larda uzun yıllar zirvede kaldı... Ona gösterilen ilgi açıkçası devlet adamlarını bile kıskandıracak düzeydeydi. Örnek mi kitaptan anlatalım:
Yeşilçam'ın efsane filmlerinden Samanyolu gösterime girince kapı pencere kırar. Göksel Arsoy da filmin Ankara galasına gider. Kızılay'daki Modern Palas'ta kalıyordur. Birden otelin önünde yoğun bir kalabalık toplanır. Arsoy için gelmiş kadın seyircilerdir bunlar. Onu görmeden de gitmeye niyetleri yoktur. Kızılay'da trafik felç olur. Arsoy otelin balkonuna çıkar ve el sallar, hayranları ancak öyle dağılır. İzdihamdan Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel de etkilenir. Trafik felç olunca arabası geçemez. Sonra görüştüklerinde Gürsel "Kestin yolları, bana bile bu kadar tezahürat yok" diye espri yapar.
AH O LÜBNAN İÇ SAVAŞI
Sinemadaki ilk yıllarında oynadığı sonra üzerine yapışmaya başladığını düşündüğü dramatik aşk filmlerinin jönü rolünden kurtulmak için James Bond'u yerlileştirme çabası olan Altın Çocuk hamlesi her zaman ilgi mi çekmiştir Arsoy'un hayatında. Çünkü böyle 'ezberbozma hamleleri azdır Yeşilçam'da.
Ki Arsoy Altın Çocuk serisiyle yıldızını iyice parlatır. Serinin ilk filmi Altın Çocuk'un kimi sahnelerini Londra'da çekecek kadar cesur. "Mehmet Bond James Bond'a karşı" diye İngiliz gazetelerine haber olacak kadar iddialıdır. Çekimler sırasında Londra'ya maça gelen Muhammed Ali ile tanışacak kadar girişken olduğunu ise kitaptan öğrendim...
Anılarını okuyunca Göksel Arsoy'un Yeşilçam'ın sert dünyasından çok fazla hasar almadan yoluna devam ettiğini görüyor insan. Ama türlü türlü macera da yaşamış. Mesela Türkan Şoray ile oynadığı Kızgın Delikanlı filmi sansürden geçmeyince kopyayı alıp Çankaya Köşkü'nün kapısına arabayla dayanmış. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'e filmi izletip sansürü alt etmiş. Bir diğeri ise hazin bir macera. Altın Çocuk'un gördüğü ilgi nedeniyle serinin yeni halkası Lübnan-Türkiye ve İtalyan ortaklı büyük bir prodüksiyon olarak planlanır. Bu film sayesinde Arsoy Avrupa'ya açılmayı planlar. Fakat Lübnan'da iç savaş çıkınca proje iptal edilir ve böylece Altın Çocuk Avrupa'ya açılamaz...
Pek hatırlanmaz ama Arsoy'un bir de sahne macerası var, 16 yıl süren. Zeki Müren'li Müzeyyen Senar'lı, Behiye Aksoy'lu anıları ve tanıklıkları da bu maceradan geliyor. Ki aslında Arsoy ünlü müzisyen Yesari Asım Arsoy'un yeğeni. En az Yeşilçam'da yaşadıkları kadar renkli geçmiş bu 16 yıl.
Her önemli oyuncunun yaşadıklarıyla ilgili gelecek kuşaklara bir kitap bırakması biz de yaygın değil. Ama bu kitaplar geçmişi tekrar hatırlattığı ve birinci elden tanıklıklar olduğu için çok kıymetli eserlerdir. Bunun için teşekkürler Göksel Bey!
ALTIN ÇOCUK
Göksel Arsoy
Remzi Kitabevi
Anı
200 sf., 20 TL
ltın Çocuk film serisiyle Göksel Arsoy sinemamızda zirveye çıktığı gibi ajan filmleri furyasını da başlatmıştı.