Amy Johnson, Sophie Scholl, Mila Racine ve Berty Albrecht... Sarsılmaz bir iradeye sahiptiler. Kendi doğruları vardı. Bu doğrular için kahramanca mücadele ettiler. Ve inaçları uğruna trajik şekilde yaşama veda ettiler.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşayan bu dört kadın direnişçinin tarihe geçen mücadelesi yıllar sonra bir çizgi romana ilham verdi. Emmanuelle Polack'ın geliştirdiği fikri Regis Hautieres ve Francis Laboutique senaryolaştırdı. Ve hikayeler usta çizerler Pierre Wachs, Marc Weber, Ullcer ve Olivier Fraiser'ın çizimleriyle hayat buldu. Çizgi roman, geçen ay Ayşe Meral'in çevirisiyle Alfa tarafından Türkçe yayımlandı. İşte çizgi romanda kahramanlıkları anlatılan dört kadın.
UÇAĞI DÜŞTÜ
Dört bölümden oluşan çizgi romanın ilk kahramanı, mekanikçi olmayı başaran ilk kadın olarak sivil havacılık tarihine geçen Amy Johnson. Johnson, aynı zamanda İngiltere'den Avustralya'ya tek başına uçan ilk kadın pilot ünvanını da elinde bulunduruyor.
1 Temmuz 1903'te İngiltere'de dünyaya gelen Johnson, gençlik yıllarında yaşadığı tutkulu ilişkinin hüsranla sonuçlanması sonrasında kendini pilotluğa adadı. Güçlü kişiliği ve kararlılığı sayesinde mesleğinde birçok başarıya imza attı.
1939'da İngiltere'nin Almanya'ya savaş ilan etmesini takip eden aylarda bu kez ülkesi için pilot koltuğuna oturdu. 1941'de soğuk ve sisli bir günde Royal Airforce üssüne bir Airspeed Oxford götürmekle görevlendirildi. Ancak Thames nehrinin denize döküldüğü yerden geçerken uçağı denize düştü. Yapılan aramalarda sadece çantası bulundu.
SUÇLU BULUNUP İDAM EDİLDİ
İkinci hikayenin kahramanı Sophie Scholl ise Nazi Almanyası'nda Beyaz Gül adlı şiddet içermeyen direniş grubunun üyesiydi.
9 Mayıs 1921'de Almanya'da doğdu. Ailesindeki herkes düşünce özgürlüğünü temel ilke olarak kabul edip birbirlerine saygı duyarak yetiştirilmişti. Führer başa geçtiğinde 12 yaşındaydı. Ağabeyi Hans'la birlikte Nazi partisinin ölümcül çılgınlığına karşı çıkma görevini hisseden ilk gençler olarak tarihe geçtiler.
Onların mücadele şekli öğrencilere yönelik el ilanlarının dağıtılmasıydı. Sophie'nin 1943 yılında Münih Üniversitesi'nde ders zili çaldığında binanın ikinci katından merdiven boşluğuna bir deste ilanı fırlatması kaderini değiştirdi. Sophie ve Hans, Gestapo'ya ihbar edildi. Sorgulama sert bir şekilde gerçekleştirildi. Suçlu bulunup idam edildiler.
Beyaz Gül'e saygısını sunan ilk yazarlardan Thomas Mann, bir radyo programında şunları söylemişti: "Cesur, muhteşem genç insanlar! Boşuna ölmüş olmayacaksınız, unutulmayacaksınız. Naziler külhanbeyleri için, sıradan katiller için anıtlar yükseltti; Alman devrimi, gerçek devrim, onları yıkıp yerine sizin isimlerinizi ölümsüzleştirecektir..."
MÜCADELEYİ HİÇ BIRAKMADI
Fransız direnişinin sembollerinden Berty Albrecht'in hayatı ise hep mücadeleyle geçti. 1893 yılında Marsilya'da doğan Albrecht'in uğruna ilk savaştığı dava kadın hakları oldu. Eşitlik, bedenini kullanma özgürlüğü, seçme hakkı hiç yorulmadan kendini adadığı konulardı. Hemşire diploması sayesinde 20 yaşında cepheden gelen yaralıları tedavi etti.
Evlenip Londra'ya yerleştiğinde ise süfrajetlerle tanıştı, feminizmi keşfetti. Paris'teki geçirdiği yıllarda ise cinsel reform için mitinglere katıldı, konferanslar verdi.
Nazizmin düşmanıydı ve mültecilere yardım için çeşitli faaliyetler gerçekleştirdi. Gestapo tarafından aranıyordu. O dönem birkaç gazetenin çıkarılmasına önayak oldu. 1943'te tutuklandığında daha kötü günlerin kendisini beklediğini görüp cezaevinde intihar etti.
ÇOCUKLAR UĞRUNA
Çizgi romanın son kahramanı ise Mila Racine. Yahudi çocukların İsviçre'ye götürülüp kurtarılmasında rol oynayarak tarihe geçti. 1921 doğumlu Racine, İkinci Dünya Savaşı'nın ilk iki yılında toplama kamplarında sosyal yardım görevlisi olarak çalıştı. Racine'in arkadaşlarıyla birlikte gerçekleştirdikleri eylemler 234 Yahudi çocuğun İsviçre'ye götürülerek kurtarılmasına imkan verdi. Bu eylemlerinden dolayı yakalanıp toplama kampına gönderilen Racine, 1945'te bir bombardımanda yaşamını yitirdi.