ARTHUR CONAN DOYLE: Edebiyat tarihine adını adeta silinmemecesine yazdıran Sherlock Holmes'un yazarı. Kalabalık bir ailenin 10. çocuğu olarak hayata başlayan Conan Doyle, meslek olarak doktorluğu seçse de annesinden gelen hikaye anlatıcılığı geleneğini kitapları aracılığıyla sürdürüp yazar olur. Edinburgh Üniversitesi'nde tıp okurken, Holmes'a ilham kaynağı olacak Dr. Joseph Bell ile tanıştı. 1883'te kendi muayenehanesini açan Doyle, o yıllarda bir dedektiflik öyküsü yazmayı planladı. Bu çaba Sherlock Holmes'ü ortaya çıkardı.
BAKER SOKAĞI 221B: Sherlock Holmes, tüm zamanların en popüler kurmaca karakterlerinden biri olsa da Londra'da gerçek bir evi var. Kitaplarında adresi verilen ve hikayelerinde detaylı bir şekilde anlatılan Londra'daki Baker Sokağı 221B'deki ev Sherlock Holmes Müzesi olarak faaliyet gösteriyor. Bu müzenin açılma hikayesi de ilginçtir. Romanlar yayınlandıktan sonra Baker Sokağı 221B adresindeki eve, dedektifin hayranları mektuplar göndermeye başlar. 1930'larda adreste yer alan Abbey National İnşaat Şirketi, bu mektuplara cevap vermek için bir sekreter tutmak durumunda kalır. 1990'da da Baker Sokağı 239 numaradaki evde müze açılır. Posta İdaresi 239 nolu binanın numarasını 1999'da 221 olarak değiştir ve böylece kurmaca karakterin evi gerçekten hayata geçirilmiş olur.
CİNAYET: Sherlock Holmes kendini danışman dedektif olarak tanımlar. Bilinen ilk cinayet vakası Brixton'daki Drebber adındaki bir Amerikalı'nın öldürülmesidir. Kısa zamanda katili yakalar. Dört roman ve 56 kısa öyküden oluşan Holmes külliyatında onlarca cinayeti ve suç vakasını çözer. Çözdüğü cinayetlerin yüzde 37'si silahla işlenmiştir.
DEDEKTİFLERİN DEDEKTİFİ: Edebiyat dünyası pek çok dedektif ortaya çıkardı. Ama hiçbiri Sherlock Holmes gibi popüler olamadı. Polisiye edebiyatın yatağını belirlemesinin ötesinde cinayetleri çözme konusunda rasyonel aklı öne çıkarması ve belki de bu yüzden popüler kültürün defalarca yeniden üretmesi nedeniyle Sherlock Holmes, tüm dünyada bilinen bir kurmaca karakter oldu. Hatta dedektif deyince akla gelen ilk isim haline geldi. Bunun için dedektiflerin dedektif namı ile anılır kendisi.
ETKİ GÜCÜ: Hiçbir kurgusal karakter bu kadar farklı kültür ve sanat formlarını etkilememiştir denilse yeridir. 20 yüzyılda başlı başına bir Sherlock Holmes kültür külliyatı oluştu. Sanatın her dalında Holmes kendini gösterdi. Japonya'da bir TV programında kukla olduğu gibi, animasyonlarda da, fare, buldog hatta salatalık olarak gördük kendisini. Kimi çizgi romanlarda Batman gibi bir başka kurgusal kahramanla çalıştı. Sadece İngiltere'de öykülerinin 750'den fazla radyo uyarlaması yapıldı. Sayısız oyuna konu olduğu gibi Holmes, bir bale ve iki müzikalde seyirci karşısına çıktı. Çağdaş dans gösterisinde yer aldı. 1980'lerden itibaren de bilgisayar oyunlarına ilham verdi.
FİZİKSEL GÖRÜNÜMÜ: Kurmaca bir karakter olmasına rağmen Sherlock Holmes'un fiziki görünümü nettir. Öykülerinin yayımlandığı Strand Magazine'de onu görsel olarak ete kemiğe Sidney Paget büründürür. Holmes keskin, sivri hatlara sahiptır. Uzun ve ince bir vücut hattı vardır. Paget, sonradan ikonik bir şekilde Holmes ile özdeşleşecek olan avcı şapkasını, yünlü giysisini, pelerinini, bastonunu ve piposunu çizerek onu tam anlamıyla betimler.
GİBİ DÜŞÜNMEK: Sherlock Holmes gibi düşünmek diye bir tabir var. Ki bu tabir iki kitaba da isim babalığı yaptı. Maria Konnikova'nın yazdığı Mastermind-Sherlock Holmes Gibi Düşünmek dünyada çoksatanlar listesine bile girdi. İkinci kitap ise Daniel Smith'in Sherlock Gibi Düşünmek kitabı.
HEYKELİ DİKİLEN ADAM: Sherlock Holmes'un dünya üzerindeki cazibesinin bir göstergesi de İskoçya'dan Japonya'ya dedektifin dikilen beş heykelidir. 1988'de dedektifin Japon hayranları Karuizawa'da Sherlock Holmes'un heykelini dikti. 1991'de ise Conan Doyle'un doğum yeri İskoçya'nın Edinburgh şehrindeki Picardy Place'ta bir heykeli yapıldı. 1999'da Baker Sokağı'nın sonunda John Doubleday'in imzasını taşıyan heykel metro istasyonunun hemen dışına yerleştirildi. 2007'de Rusya'da dedektifin popülerliğinin bir göstergesi olarak Holmes ve Dr. Watson'un heykeli açıldı. Yine İsviçre'de Meiringen şehrinde bir Holmes heykeli bulunuyor.
IRENE ADLER: Kadınlar konusunda dedektif çok ketumdur. Hayranlık duyduğu ve takdir ettiği tek kadın da Irene Adler'dır. Bohemya'da Skandal öyküsünde ilk defa ortaya çıkan bu kadın karakter, dedektif ile ilgili çeşitli spekülasyonlara da vesile olur. Ama Watson bizi uyarmıştır: Irene Adler için aşka benzer duygular beslemiyordu.
İLHAM KAYNAĞI: Sherlock Holmes nasıl ortaya çıktı? Aslında Conan Doyle'un Edgar Allan Poe'dan 'kilitli oda gizemi' fikri ve akıllı çıkarımlar yaparak ipuçlarını çözüme kavuşturmayı, Emile Garboriau'dan adli tıp ve olay yeri incelemesini, Wilkie Colins'ten de Holmes'un fiziksel görünüşünün bazı özelliklerini ödünç aldığı ve dedektifi ve öykülerini yarattığı anlatılagelir. Ama yazara sorunca ilham kaynağı olarak yaşayan birini adres gösterir. Doyle, Edinburgh Üniversitesi'nde tıp okurken onu etkileyen Dr. Joseph Bell'in ismini verir. Titiz gözlemleri ve güçlü çıkarımlarıyla tanınan Bell, adli tıpa da ilgi duyan, mahkemelerde uzman olarak görüşlerine başvurulan biridir. Doyle 1892'de Bell'e "Sherlock Holmes'u şüphesiz en çok size borçluyum" der. O da "Sherlock Holmes sensin ve bunu gayet iyi biliyorsun" cevabını verir.
JOHN WATSON:
Sherlock Holmes'un yardımcısıdır. Dördü hariç bütün öykülerinin de anlatıcısıdır. Aslında bir doktordur. İkinci Afgan Savaşı'ndan sonra ordudan emekli edilir. Bu savaş sonrası Holmes ile yolları kesişir ve bir süre birlikte yaşarlar. Sıcakkanlı, güler yüzlüdür. Holmes'a göre donuk zekalı olsa da Conan Doyle onu Holmes'un
"aptal arkadaşı" olarak nitelese de Ölen Dedektif öyküsünde ünlü dedektif onun kendisi için ne kadar önemli olduğunu şu sözlerle anlatır: Beni yüzüstü bırakmayacaksın, hiçbir zaman da bırakmadın.
KIZIL SORUŞTURMA: Sherlock Holmes'ün tarih sahnesine çıktığı kitaptır. Yazar Doyle bu kitabı tasarlarken baş karakterine önce Sherrinford Holmes adını verir. Ama sonra değiştirir. Üç haftada yazdığı düşünülen bu kitabı kimi yayıncılar ucuz ve sıkıcı diye yayımlamaz. Sonunda yazar telif hakkı olarak 25 pound karşılığında (Günümüzün parasıyla beş pens yani 80 kuruşa denk geliyor) kitabın 1887'de Kızıl Soruşturma adıyla yayımlanmasına razı gelir.
LONDRA: Sherlock Holmes kurmaca bir karakter de olsa 6 Ocak 1854'te Londra'da doğduğu varsayılır. Londra'da oturan dedektif genellikle Scotland Yard ya da İngiliz hükümetinin yardıma ihtiyaç duyduğu zamanlarda ortaya çıkar. Yazar Conan Doyle'un, Holmes öykülerinde tasvir ettiği Londra ise 19. yüzyılın gerçek Londrası'ndan biraz farklıdır.
MECİDİYE NİŞANI: 2. Abdülhamid, bir Sherlock Holmes hayranıydı. Bütün eserlerini sarayın çevirmenlerine çevirtip okumuştu. Conan Doyle 1907'de eşiyle İstanbul'a gelince Abdülhamid onu Mecidiye Nişanı ile mükafatlandırdı.
NE YAPIYOR: Conan Doyle, ünlü dedektifi bir kere öldürmeye niyetlenip başarısız olduktan sonra onu bir daha öldürmedi. Holmes 1914'te 60 yaşında son mecarasını yaşadı ve Sussex'te emeklilik hayatı sürmeye başladı. Arıcılıkla uğraşıyor!
OSCAR WILDE: 1989 Ağustos ayında Doyle bir yemeğe davet edilir. Bu davet Kızıl Soruşturma kitabını okuyup beğenen ve polisiye edebiyatın patlama yapacağını öngören bir yayıncıdan gelirr. Davetliler arasında Doyle ile birlikte Oscar Wilde da vardır. Doyle'a göre bu altın bir akşamdır. Bu buluşma Wilde'ın Doyle üzerinde kalıcı bir etki bırakmasına neden olur.
ÖLÜM: Conan Doyle, Sherlock Holmes'un nasıl bir fenomene dönüştüğünü ancak onu öldürdüğü Son Muamma macerasından sonra anlar. Dedektifin hayranları bu ölüme çok öfkelenir. Maceralarının yayınlandığı Strand dergisinden 20 bine yakın okur aboneliğini iptal ettirir. Dergi kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Yetmez, yazara protesto mektupları yazılır. Bir kadın mektubuna "Seni acımasız" diye başlar. İnsanlar yas tutmak için kollarına siyah bant takar. Sokakta Conan Doyle'u gören dedektifin hayranları ise ona çıkışıp yaptığının yanlış olduğunu anlatır. Doyle ise bir kurmaca karakterin bu kadar sevildiğini o zaman anlar ve 10 yıl sonra Sherlock Holmes'ü yeniden hayata döndürür.
PROFESÖR JAMES MORIARTY: Sherlock Holmes dünyasının en tehlikeli ve meşhur suç dehası... Tabii Holmes'ün de en büyük düşmanı ve onu alt edecek tek insan. Doyle bu karakteri yaratırken yine gerçek bir suçludan ilham alır: Adam Worth. James Moriarty ayrıcalıklı koşullarda yetişmiş, matematik dehası olarak kabul edilen son derece yetenekli ve akıllı biridir. Kurduğu suç örgütü Londra'yı ele geçirmiş, yüzlerce suç onun emriyle gerçekleşmiştir. Fakat hiçbir suçu polis onunla ilişkilendiremez. Holmes "Eğer o adamı yenebilirsem, eğer toplumu o adamdan arındırabilirsem kariyerimin zirvesine ulaştığımı kabul edeceğim" der. Ama öte yandan Moriarty'nin hakkını da "İşlediği suçlar karşısında düştüğüm dehşet, becerilerine duyduğum hayranlığa karıştı" diyerek teslim eder.
REICHENBACH ŞELALELERİ: İsviçre'nin Bernese Oberland bölgesinde yer alan şelaleler, Holmes ve onun baş düşmanı Moriarty'nin hesaplaştığı yerdir. Son Muamma'da ikili birlikte mücadele ederken buradan düşer ve ölürler. Bunun için bu şelaleler Holmes hayranları için özeldir. Her yıl hayranları dedektifin o klasik kıyafetini giyip şelaleyi ziyaret eder.
SİNEMA: İlk 1903'te sinemaya adım atan Sherlock Holmes, 300'den fazla film ve diziye uyarlandı. 75'ten fazla aktör tarafından canlandırıldığı için Guinness Rekorlar kitabına girdi. En son Mr. Holmes filminde Ian McKellen tarafından canlandırıldı.
TÜRK HAMAMI: Viktoria dönemi Londrası'nda Türk hamamları İngiltere elitleri ve zenginleri arasında popülerdi. 19. yüzyılın sonuna kadar hamamlar Londra'da varlığını sürdürdü. Bu yüzden Türk hamamları Holmes'un maceralarında kendine yer buldu. Mesela Meşhur Müşteri'de macera, Holmes ve Watson'ın bir Türk hamamında buharın tadını çıkarırken başlar.
USAVURUM: Dedektifin suç vakalarını ve cinayetleri çözerken kullandığı metedoloji usavurma olarak tanımlanır. Bu, gözlem yapma ve mevcut kanıtları toplamayla başlayıp bilgiye dayalı bir çıkarım yapma ve mantıksal bir sonuca ulaşmayla son bulan adım adım ilerleyen bir muhakeme sürecidir.
ÜÇÜNCÜLÜK: Sherlock Holmes külliyatı dünyada İncil ve sözlüklerden sonra en çok okunan kitaplardır. Bugüne kadar dedektifin maceraları 85'ten fazla dile çevrildi. Her yıl Avrupa ve
ABD'de 5 milyon kitabı basılıyor. Hakkında 10 binin üzerinde makale, kitap yazıldı. Bu kitaplardan biri de Alfa Yayınları'ndan çıkan Sherlock Holmes Kitabı. Kitapta hem Doyle, hem Holmes külliyatındaki karakterler ve de öykü ve romanları ayrıntılı biçimde inceleniyor. Ve Sherlock Holmes'un günümüze kadar süren etkileri anlatılıyor.
VICTORIA DÜNYASI: Sherlock Holmes öyküleri genel olarak Kraliçe Victoria döneminde İngiltere'de geçer. Zaten 1859 doğumlu olan yazar Doyle da hayatının 42 yılını Kraliçe'nin tebası olarak geçirdiği için bir anlamda yaşadığı dönemi yansıtmıştır öykülerinde. Malum bu dönemin özelliği büyük yenilikler ve hızlı değişimdir. Doyle da "Holmes maceralarına geç Victoria çağının tam ortasında başlayıp, bunu kısa süren Edward çağına kadar sürdürdü ve bu hareketli günlerde o müstesna yerini korumayı başardı" der.
YÜZLEŞME: Yazar Arthur Conan Doyle ile Sherlock Holmes arasındaki ilişki bilinen yazar karakter ilişkisinden farklıdır. Doyle, yarattığı karakterin insanlar tarafından ne kadar sevildiğini ancak onu öldürdüğünde anlar. Ama onu öldürmesinin de sebepleri vardır. Yazar, Holmes öykülerini yetiştirmek için kendi hayatını adeta askıya alır, ayrıca ciddi edebiyat çalışmalarına da zaman ayıramaz. Babası ve eşinin hastalıklarıyla uğraşması gerçeğiyle de yüzleşince Son Muamma'da ünlü dedektifi öldürür. Dedektifin hayranlarından gelen tepkilere şaşırsa da şöyle diyecektir yazar: "Bu bir meşru müdafaa. Ben onu öldürmeseydim o beni öldürecekti." Nitekim bir arkadaşına da "Benim için o kadar ağır bir yük haline geldi ki, hayatımı çekilmez kılıyordu."
ZAMAN: George Orwell 1947'deki bir yazısında, her yazar gibi Sheakespeare'in de er ya da geç unutulacağını iddia eder. Sheakespeare unutulmadı, Sherlock Holmes da unutulacak gibi görünmüyor. Yıllar geçtikçe ona olan ilgi daha da artıyor. Onunla ilgili en iyi tespiti eleştirmen Richard Lancelyn Grenn'den okuyalım: Sherlock Holmes gerçekliğin üzerinde olan gerçek bir karakterdir. Belli bir yerde belli bir zamanda yaşayan bir kişidir.