Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, Kırıkkale´de 450 çocuğun katılımıyla gerçekleştirdiği, pandemi döneminde bozulan uyku kalitesinin bağırsak işlevlerine ve yaşam alışkanlıklarına etkisini ele alan araştırmasının sonuçlarını paylaştı. Gülerman, kabızlığın hayat kalitesini bozan bir durum olduğunu ifade ederek "Biz Kırıkkale ilimizde yaptığımız çalışmamızda, Covid-19 pandemi döneminde, çocukların bozulan uyku düzeni ve kalitesinin bağırsak işlevlerini etkileyerek fonksiyonel kabızlık sıklığına neden olduğu sonucuna vardık. Ayrıca tuvalete gitme sıklığı ile pandemi döneminde değişen bedensel aktivite, beslenme şekli ve elektronik cihaz kullanımı arasında ilişki olup olmadığını da araştırdık" dedi.
UYKU KALİTESİ KÖTÜ OLAN ÇOCUKLAR YÜZDE 47´Sİ KABIZ
Çocukların bilgisayar, cep telefonu, tablet gibi elektronik cihazları kullanım alışkanlıklarının ve bu cihazlarla kaybettikleri zamanın da uyku sorunlarını ve ilişkili sorunları beraberinde getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, "Çocukların yüzde 94´ünün (425 çocuk) günlük en az 1 saat elektronik cihazla zaman geçirdiğini, yatmadan önce yüzde 55 oranında elektronik eşyalarla oynadığını ve bu çocukların uyku kalitesinin daha kötü olduğu tespit ettik. Elektronik cihaz kullanım süresinin uzamasının gece yatma saatlerinde gecikme, sabah kalkış saatlerinde gecikme, toplam uyku saatlerinde azalma ve uyku kalitesinde bozulma ile önemli derecede ilişkili olduğunu da araştırma sonuçlarımız bizlere söylüyor. Uyku kalitesi kötü olan çocukların yüzde 47´si kabız olup, bu çocuklarda uyku kalitesi normal olanlara kıyasla belirgin seviyede daha fazla kabızlık saptandı." açıklamasını yaptı. Prof. Dr. Hacer Fulya Gülerman, 'fastfood´ olarak ifade edilen, ayaküstü tüketilen gıdaların ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmenin, yetersiz su tüketimi ve hareketsiz yaşamın kabızlığın önde gelen nedenleri arasında yer aldığını vurguladı.
472 ÇOCUĞA EBEVEYNLERİ ARACILIĞIYLA ANKET UYGULANDI
Gülerman, "Çalışmada rastgele seçilmiş 4-18 yaş arası 472 çocuğa ebeveynleri aracılığıyla anket uygulandı. Kabızlığa sebep olabilecek organik bir hastalığı (hipotiroidi, anatomik bağırsak bozuklukları, nörolojik sorunlar) olan 22 çocuk çalışmaya alınmadı. Kalan 450 kişi ile çalışıldı. Her soru için katılımcılara gerekli açıklamaları yapmamızın ardından katılımcılar sorularımızı cevapladı. Araştırmamızın neticesinde 450 kişinin 30´unda bozuk uyku düzeni, 115´inde fonksiyonel kabızlık saptanırken 12-18 yaş çocuklarda kabızlığın daha sık görüldüğü belirlendi. 'Fastfood´ ve karbonhidrat ağırlıklı beslenenlerde kabızlık oranı yüzde 44 olup, günlük sıvı alımı 1,5 litre altında olan 305 çocuğun 84´ünde kabızlık sorunu vardı. Anne sütü almamış çocuklarda yüzde 47 oranında ileriki yaşamlarında kabızlık görüldü. 24 aya (2 yaş) kadar anne sütü alım süresi arttıkça kabızlık oranında anlamlı derecede azalma olduğu görüldü. Çocukların yüzde 66´sının (296 çocuk) Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre yeterince bedensel aktivite yapmadığını ve bu çocukların da önemli bir kısmının kabız olduğunu gözlemledik" şeklinde konuştu.
SPOR VE EGZERSİZ YAPMALARINA FIRSAT SAĞLAMAKTIR
Gülerman çözüm olarak "Bu durumda ailelerin yapacakları en önemli şey, çocuklarının yatağa gitme ve uyku saatlerini düzenlemek, uyku öncesi elektronik cihazlarla vakit geçirmelerini önlemek ve en önemlisi gün içinde elektronik cihazları kullanım sürelerini 'akılcı kullanım´ yönünde kısıtlayarak uygun zamanlama yapmak, çocukların sağlıklı beslenmelerine özen göstermek, ayrıca spor ve egzersiz yapmalarına fırsat sağlamaktır." önerilerinde bulundu. Prof. Dr. Gülerman, araştırma sonucunun, çocukların yaşadığı bu sorunların aşılmasında ebeveyn ve çocuk eğitimlerinin önemini ortaya koyduğunu ifade etti.