Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Fatma Çetin Yatılı Kız Hafızlık Kur'an Kursu Temel Atma Töreni, Türkiye Diyanet Vakfı Kastamonu Kız Öğrenci Yurdu açılışı, Akveri Cami Şehit Ahmet Şahan 4-6 yaş Kuran Kursu açılışlarına katılmak için Kastamonu'ya geldi. İlk olarak Kastamonu Valiliği'ni ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, ardından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kastamonu'da "Fatma Çetin Yatılı Kız Hafızlık Kur'an Kursu Temel Atma Töreni"ne katıldı. "Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenenleriniz ve öğretenlerinizdir." hadis-i şerifini anımsatan Başkan Prof. Dr. Ali Erbaş, "Temelini atacağımız Kur'an kursunda hem öğrenenler olacak, hem öğretenler olacak. Dolayısıyla en hayırlı insanların bulunacağı bir binanın temelini atıyoruz. Geçmişte Kur'an kurslarımız, medreseler, Efendimizden (s.a.s.) bu yana bizim medeniyetimizin temelini oluşturmuşlardır. Medeniyetimizin temeli ilme, irfana, bilime, hikmete, bilgiye dayanmaktadır. Bizim böyle bir medeniyetimiz var. Yüzlerce binlerce km uzağa ilimle bilimle gitmiş bizim ecdadımız. Bizim Türkiye genelinde 2 bine yakın yatılı Kura-n Kurslarımız var. Orada gençlerimiz Kur'an-i bir hayatı öğreniyorlar. 90 bin camimizi biz sadece namaz kılına bir yer değil, daha fonksiyonel bir yer olarak kullanmaya özen gösteriyoruz. Tüm vatandaşlarımıza çağrıda bulunuyorum. Zamanınızın bir kısmını camilerde ilim irfan alarak değerlendirin. Hocalarımız sizi bekliyorlar. Mihraplarımızda, kürsülerimizde sadece cuma günleri, cuma namazından önce vaaz dinlemek için değil, her gün, her vakit buyurun gelin. Hatta çocuklarımızın elinden tutarak birlikte gelelim. Tüm camilerimiz tüm vatandaşlarımıza açık" dedi.
"Hedefimiz Kur'an'ı bilmeyenlere öğretmek"
2023-2024 yılında 4-6 yaş Kur'an kurslarında 250 bin çocuğun eğitim aldığını dile getiren Başkan Erbaş, "Şu ana kadar 1,5 milyon mezun verdik. Milletimiz adına ne büyük bir kazanımdır. Hafızlık Kur'an kurslarımızda 85 bin öğrencimiz eğitim alıyor ve biz sadece Kur'an-ı Kerim'i yüzüne öğrensinler, ezberlesinler, ondan sonra gitsinler demiyoruz. Kur'an-ı Kerim'in manasına vakıf olabilmeleri için çeşitli programlar yapıyoruz, Kur'an'ı anlama programı diyoruz buna. Nihai hedef Kur'an'ı anlamak değil midir, yaşamak değil midir, Kur'an'a göre bir hayat sürmek değil midir? Nihai hedefimiz; Kur'an'ı bilmeyen öğrensin, öğrenen okusun, okuyan anlasın, anlayan yaşasın. Formülümüz bu" şeklinde konuştu. Kur'an kursunun yapımında emeği geçenlere teşekkür eden Başkan Erbaş, konuşmasının ardından beraberindekilerle butona basarak, temel atma törenini gerçekleştirdi.
Başkan Erbaş, ayrıca aynı yerde bulunan Hacı Mustafa Dinler Camii'nde dua ederek, resmi açılışını gerçekleştirdi. Başkan Erbaş daha sonra Türkiye Diyanet Vakfı Kastamonu Kız Öğrenci Yurdu'nun açılışına katıldı. Burada da bir konuşma yapan Erbaş, millet olarak ihsan peşinde, ilim peşinde, bilim peşinde olduklarını söyledi. Türk Milletinin en büyük hazinesinin öğrenciler olduğuna dikkat çeken Erbaş: "Üniversitelerde okuyan 9 milyon öğrencimiz var. Hocalar olarak, idareciler olarak öğrencilerimizi en iyi yetiştirmenin gayreti içerisinde olmalıyız. Ne büyük servet. 9 milyon üniversite öğrencimizin yanı sıra 20 milyona yakında üniversite öncesinde okuyan öğrencimiz var. Vatanımız, devletimiz için en büyük hazine budur. Yani 30 milyona yakın bizim öğrencimiz var. Dünyada bizim öğrencimizin sayısından nüfusu daha az olan 100'ün üzerinde ülke var. O zaman biz gençlerimizi, öğrencilerimizi çok iyi yetiştirmemiz gerekiyor. Nicelik önemli ama nitelik de önemli. Gençlerini, öğrencilerini Rablerini bilen, Kitabını tanıyan, onun ilkelerine göre yaşayan, milletine aşık, ezanına, bayrağına aşık gençler olarak yetiştirmemiz lazım. 180 bin civarında üniversite hocamız var. Hocalarımız branşları ne olursa olsun önceliğimiz ahlaklı gençler yetiştirmek olmalı. 1 milyona yakın öğrenci kredi yurtlar kurumunda kalıyor. Bizim Diyanet Vakfı yurtları olarak 52 yurdumuzda öğrencimiz var. Biz diyoruz ki ikinci bir üniversite olarak da yurtlarımızı değerlendirelim" diye konuştu.
Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Erbaş sözlerini şöyle sürdürdü: "Hikmet kime verilir? İsteyene verilir. O halde bizim hikmeti aramız lazım. Üniversite öğrencilerimizin hikmeti aramaları lazım. Bizim geçmiş ulemamız hikmetin peşinde koşmuş. 7'nci yüzyıldan 17'nci yüzyıla kadar 10 asır boyunca dünyayı aydınlatan ilmi çalışmalar yapmış. Batının karanlık çağı İslam medeniyetinin ilmi ile aydınlanmış. Bunu her yerde iftiharla söyleyelim. Bizim getirdiğimiz, bıraktığımız yerden batılılar almışlar götürmüşler. Tıpta öyle, kimyada öyle, matematikte öyle. Bugün algoritma olmasa internet çöker. Matematiğin en büyük kurucuları Müslüman alimlerdir. El Harezmî algoritmanın temellerini atmıştır. Ama batılılar El-Harezmî dememek için onu bozmuşlardır. Bizim medeniyetimiz ilim medeniyetidir, bilim medeniyetidir. Bugün biz istiyoruz ki üniversitelerimizin fen bilimleri fakültelerinde öğrencilerimiz labradorlardan çıkmasın. İlmi konularda keşifler yapsın. Buluşlar yapsınlar. İlaçlar yapsınlar, patentler alsınlar. Binlerce ilaçtan birini bizim öğrencilerimiz yapsın. 100 yıldır neden yok? 1000 yıl önce İbn-i Sina'nın yaptığı çalışmalara onların torunları olarak bizler neden yapmayalım? Biz niye ulaşmayalım. Yolu belli. İsteyene Allah verir. Çalışanın inancına da bakmaz Allah. Kim çalışmak isterse Allah ona verir."
İslam Medeniyetinin ürettiği bilgilerin insanlığı yaşatmak için olduğuna vurgu yapan Erbaş: "Ama aklımızdan şunu çıkarmayalım. Bizim ilmimiz, bizim ürettiğimiz şeyler insanlığı yaşatmak içindir. İnsanlığı öldürmek için değil. Batı ile doğunun farkı budur. İslam'ın farkı budur. İslam medeniyetindeki bilginin amacı insanlığı huzura kavuşturmak, daha iyi yaşatmaktır. Yukarıdan bombalarla masum insanları, bebekleri, kadınları katledenler de bilgi ile bunu yapıyorlar. Bu bilgi zararlı bilgidir. İnsanları öldürmek için kullanılan bilgi zararlı bilgidir. Batının içinde bu kötülük var. İkinci dünya savaşına 60 milyon insan ki en az 60 milyon, bazı kaynaklar 80 milyona çıkarıyor. Bu kadar masum insanı kim öldürdü? Birinci dünya savaşında 20 milyon insanı kim öldürdü? 1992-1995 yılları arasında Avrupa'nın ortasında Bosna'da 250 bin Müslümanı kim öldürdü? Bugün Gazze'de, bir sene olmadan 40 binin üzerindeki Gazzeli masumları kim öldürüyor? Zalimler, işgalciler. Batılıların desteği ile. Ama Müslümanlarda birlik ve beraberlik olmayınca zalimlerin cesareti artıyor. Ey Müslümanlar artık bir araya gelin. Güçlerinizi birleştirin. Bizler dağınık olduğumuz sürece zalimlerin cesareti artacak. Öldürmeye devam edecekler. Bugün belki rahat olabilirsiniz. Bu acı unutmayın sizi de bulur. Bizi de bulur. İşte biz zulme karşı, zalimlere karşı olan, mazlumların yanında olan bir nesil yetiştirmenin gayreti içerisindeyiz. Bunu cihana ilan ediyoruz" ifadelerini kullandı.