Doktorların "Yaşamaz" dediği ve bugün 40 yaşında olan zihinsel ve fiziksel engelli kızını özverisiyle hayata bağlayan, bu mücadelesini anlattığı kitabı birçok dile çevrilerek yayınlanan ve 3 kez yılın annesi seçilen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan'ın annesi Abide Özkal Atan, kanser tedavisi gördüğü hastanede hayata veda etti. Gazeteci-Yazar Abide Özkal Atan'ın yürekleri ısıtan hayat hikâyesi ise herkesi duygulandırdı.
3 KEZ YILIN ANNESİ SEÇİLDİ
Samsun'un Alaçam ilçesinde 12 Mart 1955 tarihinde doğan Abide Özkal Atan ilk ve ortaokulu Alaçam'da tamamladıktan sonra Kabataş Ticaret Lisesi (1978) ile Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim ve Organizasyon Bölümünü (1996) bitirdi. Rett Sendromlu (Zihinsel ve Fiziksel) Aileler Dayanışma Derneği'nin kurucuları arasında yer alarak (1998-2000) bir süre Başkanlığını yürüttü. ABD'deki 'Uluslararası Rett Sendromu Derneği' üyesi de olan Abide Özkal Atan, çeşitli sivil toplum örgütlerinde görevler aldı, üst üste 3 kez 'Yılın Annesi' unvanını da kazandı. 1980 yılında Abide Özkal Atan'ın 24 yaşındayken dünyaya getirdiği 2'nci kızı Deniz, 9 aylıkken "anne-baba" diyerek konuştu. 1 yaşında yürüdü. Çatalını, kaşığını da kendisi tutuyordu artık. Ancak 1.5 yaşında ellerini kullanamamaya, dengesiz yürümeye ve konuşamamaya başladı. Abide Özkal, Denizinin söylediği son sözün "anne" olduğunu anımsıyor. Abide Hanım'ın "kara kızım" dediği Deniz, yürümeyi, konuşmayı engelleyen ağır bir nörolojik hastalık olan Rett Sendromu'ydu. Doktor, hiç tereddüt etmeden "yaşamasını bile beklemeyin" diyordu. O gün Abide Hanım, hastaneden eve dönerken üzüntüden kalp spazmı geçirdi.
TEKERLEKLİ SANDALYEYE BAĞLI
Anne Özkal, "Allah'ım değiştirebileceklerim için cesaret, değiştiremeyeceklerimi kabullenmek için sabır ver" duasını kendisine felsefe edindi. Yılmayacak, Denizini sevgisiyle yaşatacaktı. Aynı zamanda otistik de olan Deniz'i eve kapatmak yerine sosyalleşmesi için çalıştı. Deniz'i mümkün olduğu kadar hayata dâhil etti, pazara, markete, parka götürdü. Artık yürümekte zorlanmaya başladığında tekerlekli sandalyeye bağlı olmaması ve yürümeyi bırakmaması için elinden geleni yaptı. Hiçbir doktordan yardım almadan kendi geliştirdiği rehabilite yöntemleriyle, kızını tekrar ayağa kaldırmayı başardı. Attığı her adım için onu alkışlayarak ve çikolata vererek ödüllendirdi. Deniz, ilk kez 12 yaşındayken annesine sarıldı ve onunla göz teması kurdu. Abide Hanım, "İlk bakışı unutamıyorum. Sanki bana teşekkür eder gibiydi" diyor. "Allah, ya kuluna taşıyamayacağı yükü vermez ya da verdiğini taşıyacak gücü ve sabrı verir." diyerek mücadeleden asla vazgeçmedi. Abide Özkal, büyük kızı Çiğdem'in (Karaaslan) sağlıklı bir kardeş özlemini hissettiği için Deniz 8 yaşındayken, oğlu Gökhan'ı dünyaya getirdi, onun sağlıklı olduğunu öğrendiğinde yaşadığı mutluluğu hiç unutmadı.
1999'DA KANSERE YAKALANDI
Tüm bu yaşadıklarının üzerine bir de sağlık sorunları eklendi. 1999 yılında meme kanseri teşhisi kondu. Hastalık son evredeydi ve lenf bezlerine sıçramıştı. Abide Özkal Atan, hastalığın öldürücü boyutta olduğunu öğrenince Deniz geldi aklına. Ölürse ona kim kendisi gibi bakacaktı. 1 yıl kemoterapi ve radyoterapi gördü. 5 yıl ilaç kullandı. Artık sağlıklıydı.
'MÜCADELE ETMEYİ BEN ONDAN ÖĞRENDİM'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan biricik anneciğinin vefatının ardından onu şu sözlerle andı; Benim annemin adı Abide. Hayatın getirdiklerine karşı duruşu da öyle... Zorlukların her birinin aslında bir sınav, sınavda başarılı olmak için gereken erdemin sabır ve sabrın köşeye çekilip beklemek değil tevekkül ile mücadele etmek olduğunu ben ondan öğrendim... En ağır hastalıklardan birini yaşarken bir kez bile durumundan şikayet etmeden; hastane penceresinden giren güneşin güzelliği, yastığın yumuşaklığı, güler yüzlü hemşirelerin varlığı için nasıl şükrettiğini gördüm... "Sessiz Melek" adını verdiği kardeşimin hayata tutunabilmesi için adanmış bir ömürdü onunki... "O bana Rabbimin emaneti" diyerek verdiği büyük mücadeleyi izleyerek büyüdüm... En acılı günümüzde ise bizi arayan, mesaj atan, cenazemize teşrif eden, anneciğim için uzaklardan dualarını gönderen, üzüntümüzü paylaşan sizler bize ne büyük bir aile olduğumuzu gösterdiniz, acımızı paylaşırken aynı zamanda hafiflettiniz. Anneciğimin mücadelesinin merkezine aldığı sevgi, sabır ve şükrün karşılığı oldu sevginiz, sabrımızı arttırdı desteğiniz ve şükür vesilemiz oldu varlığınız. Her birinize ailem adına gönülden teşekkürlerimi iletiyorum. Ebediyete irtihal eden tüm sevdiklerimize Allah'tan rahmet; sizlere hayırlı, sağlıklı ve uzun bir ömür diliyorum.
KEMOTERAPİ YOLCULUĞUMUN SONUNA GELDİM
Abide Özkal Atan, 1999 yılında atlattığı kanser hastalığı 2018 yılında tekrar nüksedince tedavi altına alındı. Kemoterapi sürecinin tamamlanmasından sonra da sosyal medya hesabından paylaştığı yazısında, "Altı ay önce çıktığım kemoterapi yolculuğunun dün sonuna geldim. Tanı konulduktan sonraki şaşkınlığımı hızlıca üzerimden atıp konuyla yüzleştim ve kabullenip yeni duruma kısa sürede uyum sağladım. Doktorumun tedavi planını harfiyen yerine getirdim. Arkama ailemin, arkadaşlarımın ve dostlarımın desteğini de alarak hayatla olan bağımı güçlü tuttum. Her şeyin daha iyi olacağına dair inancımı hiç kaybetmedim. Bol bol dua ettim. Dua en etkili manevi ilaç. Moral, savaşma azmi ve aile desteği ilaç kadar önemli. Yolculuğumuzun bazı dönemlerinde bizi motive edecek, cesaret verecek birkaç kelimeye nasıl da ihtiyaç duyarız. Başarabileceğimize olan inancımızı artıran, umutlarımızı yeşerten o sözler nasıl da etkili olur yolumuzu, yönümüzü bulmamızda… Kemoterapi bütün sürecin en yıpratıcı kısmı. Ama kemoterapinin bitmesine yakın o korku umuda dönüşüyor. Yolun sonuysa bilinçlenerek, güçlenerek çıkılan bir hal. Rabbimin yardımı, doktorların çabası ile ben yeniden sağlığıma kavuştum çok şükür. Tüm hastalara şifalar diliyorum" ifadelerini kullanmıştı.
YAŞADIKLARINI YAZDIĞI KİTAPTA ANLATTI
Abide Hanım, bu anlamlı mücadelesini 2003 yılında, önce "Sessiz Melek" adlı kitabında topladı. Kitabın gelirini özel çocuklara destek veren derneklere bağışladı. Özkal, kitabı çıktıktan sonra birçok televizyon programına konuk oldu. Bir dönem kendisi de televizyon programı hazırlayıp sundu ve bu yolla daha fazla engelli çocuk sahibi aileye ulaşmayı, onları uzmanlarla buluşturmayı, tecrübelerini paylaşmayı başardı. Ankara, Eskişehir, Osmaniye ve Kırşehir'de üniversite öğrencilerine konferanslar vererek yaşam öyküsünü anlattı. Abide Atan Özkal, "Dünyaya yeniden gelme şansım olsa yine Deniz'in annesi olarak gelmek isterim" diyor samimiyetle. Kızına kazandırdıklarını anlatınca gözlerinin içi gülüyor. "Onun etrafındaki camı kırdım. Aynı hastalığı olanlar için bu bir mucize. Rett Sendrom'lu olup da bu yaşa kadar gelebilen çok az insan var. Ona bizim için çok önemli olduğunu ve sevgimizi hissettirdik. Bunun sırrı bu" diyor.
KİTABI İNGİLİZCEYE ÇEVİRİLDİ
Abide Özkal, "Sessiz Melek" adlı kitabını okuyan Rauf Denktaş da, özürlü çocuğu küçük yaşta vefat ettiği için hikâyeden çok etkilenmişti. Kitap, İngilizce başta olmak üzere birçok dile çevrildi. Üniversitelerin Eğitim Fakültelerinde, hayata dair iyi bir örnek olduğu için kitap öğrencilere tavsiye edildi.
ALAÇAM'DA TOPRAĞA VERİLDİ
Bir süre sonra hastalığı ağırlaşan ve Ankara'da hastanede hayatını kaybeden Atan'ın cenazesi, 4 Mart Perşembe günü memleketi Samsun'un Alaçam ilçesinde Şadibey Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından ilçe Merkez Mezarlığı'nda toprağa verildi. Geride örnek bir hayat hikâyesi bıraktı…