Üroloji Uzmanı Op.Dr.Cem Özlük, testislerde kirli kanı taşıyan toplardamarların aşırı derece genişlemesi ve kıvrımlaşması durumunun varikosel olarak tanımlandığını belirterek, "Testislerde gelişen bir varis türüdür. Genelde toplardamar genişlemesi genç yaşlarda görülür ve yerçekimin etkisi ile ilerler. Kısırlığa yol açabilen bir etkisi vardır. Hastalığın ilk aşamalarında belirgin bulgulara rastlanmaz. Zaman geçtikçe; testis torbalarının sarkması (Skrotum), şişkinlik, kasıklarda ve bacağın iç kısımlarında hissedilen ağrı, sperm sayısında ve hareketlerinde gelişen bozukluklar olarak kendisini gösterir" diye konuştu.
Ergenlik döneminde yüzde 15-20 ve ilerleyen yaşlarda yüzde 40-50 oranında görüldüğünü kaydeden Üroloji Uzmanı Op.Dr.Cem Özlük, "Yaşı ilerleyen kişiler genelde kısırlık şikayeti ile başvurduklarında varikosel ve kısırlık belirtilerine de rastlanır. Testislerin sol tarafında bulunan toplardamarlar diğerine göre daha uzundur. Bunun nedeni, kirli kanı ana damara dik bir açı ile iletmeleridir. Varikosel rahatsızlığı bu yüzden sol tarafta daha sık görülür. Aslında her iki tarafta da görülebilen bir rahatsızlıktır. Sol tarafta (yüzde 85) daha fazla görülür ve bir tarafta görülen rahatsızlık, diğer testisi de etkiler" diye konuştu.
VARİKOSEL VE KISIRLIK ARASINDAKİ BAĞLANTI
Üroloji Uzmanı Op.Dr.Cem Özlük, Varikosel hastalığı ile kısırlık arasında bir ilişki olduğunun bilindiğini ancak hastalığın kısırlığa nasıl yol açtığını henüz tam bilinmediğini dile getirerek, açıklamasını şöyle sürdürdü; "Bu durum ile ilgili bazı teoriler üretildi. En geçerli teori; varisleşen toplardamarlarda geriye doğru biriken kirli kan miktarı ısı artışına neden olur. Ayrıca testislerin iç basıncının artmasına da yol açarlar. Genişlemiş damarlarda oksijenin azalması durumu böbrek ve böbreküstü bezinden geriye doğru kaçan metabolik ürünlerin birikmesine neden olur. Bu da sperm üretimini olumsuz olarak etkiler ve kısırlığa neden olur. Zaten kısırlıkta görülen durum, sperm sayısında azalma ve sperm hareketlerine yaşanan anormalliktir.
En belirgin tanı koyma şekli fiziksel muayenedir. Genelde birçok doktor tarafından elle muayene yapılarak tanı koyma işlemi yapılır. Elle muayenede, genişlemiş ve kıvrımlı hale gelmiş toplardamarlar hissedilir. Tanı, Renkli Doppler Ultrasonografisi (USG) tarafından da kesin bir şekilde teyit edilir.
Genel olarak ameliyat bilinen en iyi tedavi yöntemidir. Ancak herkese uygulanmaz. Hastalığın derecesine göre farklı yöntemlerle de tedavi uygulanır. Bu konuda uzman bir hekimin tedavi yöntemlerini uygulaması ve operasyonları yürütmesi önemlidir.
Genelde kısırlık şikayeti ile başvuranlara, testislerde gözle görülür bir küçülme varsa, şiddetli ağrısı olan ve ağrı kesicilere cevap vermeyen hastalara varikosel ameliyatı yapılır.
Yaklaşık 30-60 dakika arası sürer. Genel, spinal veya lokal anestezi altında yapılır. Sperm kanalı, temiz kanı taşımakla görevli testis atardamarları ve lenf damarları koruma altına alınır; varisleşmiş toplardamarlar bağlanıp, bağlantısı kesilir.
Kasık bölgesinden 2 cm'lik kesi atılarak mikrocerrahi yöntemi ile yapılır. Uzman ve deneyimli doktor eşliğinde yapılan ameliyatlar %70-80 oranında spermde düzelme izlenir. Ameliyattan sonra 3-6 ve 12. Aylarda tekrar hastanın sperm sayıları kontrol edilmelidir."