Zi&On Psikiyatri Merkezinden Yrd.Doç.Dr. Onur Okan Demirc, "Panik ve atak kelimeleri bir araya geldiğinde genelde hepimiz önce çok kötü bir şey olduğunu düşünürüz. Çünkü atak birdenbire ortaya çıkan bir durumu, panikse korku ve dehşeti temsil eder. Her zaman panik ataklarla başa çıkmak o kadar kolay değildir. Atak geçip gitse de getirebileceği 'Bir daha olacak mı?', 'Ya benim için önemli bir yerde başıma gelirse?', 'Panik atak geçirmemek için ne yapsam?', 'Panik atak sonrası ya hayatım değişir de insanlara yük olursam?' gibi sorularla kişi; beklenti kaygısı yaşamaya, sürekli panik atakların kendisi için nasıl olumsuzluklara yol açacağını düşünmeye ve kendini diken üstünde hissedip kendine bir kalkan oluşturmaya çalışmaya başlar. Kişi, tehdit altında içinde bulunduğu belirsizlikten kurtulmaya çalışırken bu sürede düzeni de alt üst olur" diye konuştu.
Kişinin kendinden beklentisini yüksek olduğunda panik atağın ortaya çıktığını kaydeden Yrd.Doç.Dr. Onur Okan Demirci, şöyle konuştu:
"Panik ataklar aklınıza gelebilecek birçok psikiyatrik rahatsızlıkta farklı oranlarda ortaya çıkabilirler. Nerde ne kadar görüldüğü profesyoneller için önemliyken; bu durumu yaşayan insanlar için panik atakların neye yol açıp neyi temsil ettiği önemlidir. En sık; kaygı iyice yoğunlaştığında, belirsizlik arttığında, kişinin kendinden beklentileri yüksek olduğunda ve beklentilerini gerçekleştiremeyeceğini düşündüğünde, kişi bedensel duyumlarına odaklanıp onların ölümcül ya da sakat bırakıcı bir hastalığa yol açacağını düşündüğünde ve kişiye tamamen yabancı bir yaşantı ortaya çıktığında panik ataklar ortaya çıkar.
Fiziksel Belirtiler Tedavinin Farklı Bölümlerde Aranmasına Yol Açıyor
Panik atakları aysbergin görünen kısmı diye tanımlarsak pek de yanlış olmaz. Tanıdan bağımsız olarak panik ataklar ya zihnimizin bize bir şeylerin ters gittiğini, bu şekilde devam edersek daha da kötüye gideceğini, o yüzden kendimizle ilgili bir şeyler yapmamız gerektiğini söyleyen sirenlerse? Hep dehşet verici, korkutucu olarak anılan panik ataklar belki de bizi uyarıyor olabilir. Herhangi olumsuz bir durum farklı açılardan bakılınca olumlu nitelendirilebilir. Bununla ilgili bir özlü sözü hatırlatabilirim: 'Bir müsibet bin nasihate bedeldir' Bu uyarı eğer doğru okunursa panik atakların ötesini yani aysbergin altındaki büyük kısmı kişi görmeye başlar. Sorun her cephede olabilir. En sık görülen örneklerden birini mesleki alandan verebiliriz.
İşyerinde panik atakları yaşamaya başlayan birini düşünün. İşyerindeki diğer insanlar, aile, arkadaşlar ve en önemlisi kişinin kendisi ilk etapta panik ataklar sebebiyle fiziksel bir hastalıktan şüphelenecektir. Ani gelişen ve anlaşılamayan,daha önceden hiç başa gelmemiş fiziksel belirtiler nedeniyle kişi önce acillere başvurur. Acilde tetkiklerle saptanabilen herhangi bir rahatsızlık saptanamazsa kişi işinden izin alıp ya da izinli olduğu günlerde şikayetinin olduğu bölüm veya bölümlere başvurur. Bir sürü tetkik ve başka yönlendirmeler sonucunda kişi maddi manevi bir kayıp yaşar. Eğer kişi sorununun psikiyatrik olduğunu anlamaz ya da doğru yönlendirilmezse doktorların onu anlamadığını düşünerek tekrar tekrar farklı doktorları çare bulmak adına arşınlamaya devam eder, çünkü bir türlü atakların sebebi bulunamamaktadır. Ya onda henüz tespit edilemeyen bir rahatsızlık varsa diye düşünmeye başlar."
Yrd.Doç.Dr. Onur Okan Demirci, "Sorunları çözmek için çaba sarf etmemek panik atakları ortaya çıkarıyor" diyen Yrd.Doç.Dr. Onur Okan Demirci, "Bir kişide panik atağın sebebi eğer psikiyatrikse tedavide yapılacak olan öncelikli ilk adım; panik atakların nasıl oluştuğunu anlatıp, kişinin baş edilebilir bir sorunla karşı karşıya olduğunu ona göstermektir. Tedavinin devamında; kişinin hangi durumlarda ve hangi düşünceler sonrasında panik atakları yaşadığı, nasıl bir ortam içinde bulunduğu, nasıl stres kaynaklarına maruz kaldığı ve panik ataklar gelene dek nasıl bu stresle başa çıktığı bulunmaktadır. Bu stres kaynağı; işyerindeki psikolojik şiddet, meslektaşlarla anlaşmazlık, iş paylaşımındaki adaletsizlik, kişinin emeğine karşılık olması gereken takdiri görmemesi, kişinin kendini arzuladığı yerde görmüyor olması, başkalarına haksızca yapılan kayırmalar, beklenmedik harcamalar ya da kazanılandan çok harcanmasıyla oluşan maddi dengesizlikler, iş yoğunluğu nedeniyle kendine zaman ayıramama, kişinin her şeyi tam yapma çabası ve işkoliklik gibi bir sürü sebepten kaynaklanabilmektedir. Eğer kişide bu sorunlara karşı bir farkındalık yoksa, kişi sızlanmaktan başka bir şey yapmıyorsa ya da şikayetlerine rağmen durumda bir değişiklik olmuyorsa, bu konuda yapacağı bir şey olmadığı düşüncesine kapıldıysa ve kişi bir kısır döngü içindeyse; yaşadığı bu sorunların hayatını belirgin derecede etkilemesi ve sorunlarla baş edemez hale gelmesi sonucu panik ataklar "Artık kendin için çözüme yönelik bir şey yapmalısın." anlamında ortaya çıkabiliyor. Eğer kişi panik ataklarına bu bakış açısıyla bakmaya ve sorununa göre çare üretmeye başlarsa panik ataklar geldikleri gibi giderler" diye konuştu.