Pedagog, psikolog Peri Dilbaz anne babaların çocukları ile en çok zorlandığı dönemin ergenlik dönemi olduğunu belirterek, "Kişilerde Ergenlik dönemi, 9-18 yaşları arasındaki çocukların hormonal, fizyolojik ve psikolojik farklılıklar yaşadığı bir süreçtir. Kızlarda genelde ergenlik 9-11 yaşları arasında, erkeklerde ise 11-13 yaşlarında başlar. Bu dönemin tamamlanması ortalama olarak 16-18 yaşına kadar sürer. Ergenlikte en sıkıntılı dönem 13-14 yaşlarıdır. Bu dönem aslında "Araf" dönemidir. Yani çocukluk ile yetişkinlik arasında kalan kısımdır. Yetişkinliğe ilk adım olan ergenlik dönemi aşamasında, bireyin çocuksu tavırlarının yerini yetişkin tavırlar almaya başlar. Ergenlik döneminde bir grubun parçası olmak, kendini kabul ettirmek bireyler için çok önemlidir. Hormonların pik yaptığı bu dönem cinsel arzularında doruğa ulaştığı bir dönemdir. Bu dönemdeki çocuk, bedenindeki değişiklikleri anlamaya çalışırken psikolojisi de nedensiz farklılıklar gösterir. Ergenliğe girmiş olsa bile, bazı davranışları henüz tam oturmadığından bu bireyler hala çocuk kabul edilir. Ergenlik dönemi süresince beyin gelişmeye devam eder. Bilinçli düşünmeden ve duygulardan sorumlu frontal korteks de gelişmesini sürdürür. Ergenlerin duygu patlamaları yaşamaları bu detayla açıklanabilir. Bu dönemde ebeveynler, çocuklarının yetişkinliğe geçiş ve adaptasyon döneminde olduğunu unutmamalıdır. Ergenlik zamanı içerisindeki gençler fiziksel özelliklerinin değişmesiyle beraber dış görünüşlerine düşkün olurlar hatta ayna ile yatıp kalkabilirler diyebiliriz. Hem duygusal anlamda hem de fiziksel anlamda yaşadıkları değişiklikler onların öfke patlamaları yaşamalarına sebep olabilir. Bazen neye, neden sinir olduğunu kendileri bile anlamakta güçlük çekerler. Değişim birçok alanda yaşanmakla birlikte genel olarak 3'e ayırabiliriz: Fiziksel değişim, psikolojik değişim, sosyokültürel ve psikolojik değişim. Fiziksel ve psikolojik değişim gayri iradi olarak yaşanan değişimdir. Kısmen irade ile yönlendirilebilen ise sosyokültürel ve çevresel değişimdir.
Psikolojik değişimler; soyut düşüncede artış, kararsızlık, duygusal dalgalanma, hedef arayışı, kimlik arayışı, anne babadan ayrımlaşma eğilimi, arkadaş ilişkilerinde dalgalanma, bağımsızlık arayışı, bireysellikte ve gizlilikte artış, hayatı çevreyi sorgulama, ilk kez yaşanan deneyimler, fikri yoğunluk, ideolojik arayış vb. psikolojik değişme ve farklılaşma, genç bireyin artık çocukluktan kurtulduğunun ve erişkin bir birey olarak hayatı yorumlamaya çalıştığının bir göstergesidir.
Sosyo kültürel ve çevresel değişim;Fiziksel ve psikolojik değişimin bir sonucudur. Çocukluktan uzaklaşan genç bireyin arkadaşlarının, ilgi alanlarının kısacası sosyo kültürel özelliklerinin zamanla değiştiği görülecektir. Sağlam temeller üzerinde yetişen gençler bu çevresel etkilenmeden daha az zararla geçiş yapmaktadır. Fakat sağlam temelleri olmayan gençler zorluklar yaşayabilir ve intihara eğilimli olur. Bu durumda ebeveyinlerin bir uzmandan destek almaları şarttır.
ERGEN BİREYLERLE AİLELER NASIL UYUM YAKALAYABİLİR
Hayatta yaşanan her yeni olayın ve meydana gelen her değişimin belli bir süre uyum dönemi yaşanır. Yeni bir eve taşındığınızda belli bir süre etrafa, komşulara alışamazsınız. Ergenlikte uyum sürecide böyledir. Kimi ergen bu uyumu kısa sürede kimisi ise uzun sürede sağlar. Ergenlik dönemine giren genç birey fiziksel ve ruhsal değişimden dolayı uyum güçlüğü yaşamaktadır. Ailenin sınırlarını çok da zorlamadan isteklerine ulaşmak kolay değildir. Bunlar iç çatışma yaratabilir. Bu çatışmaların çözümü onun ruh sağlığı için önemlidir. Eğer psikiyatrik veya psikolojik problemler varsa zamanında müdahale edilmeli, bir uzmandan destek alınmalıdır.
ANNE VE BABALARIN ÇOCUKLARI İLE EN ÇOK GİRDİĞİ ÇATIŞMALAR
Uzman Pedagog,psikolog Peri Dilbaz ergenlik döneminde çocukların en çok girdiği çatışmalar konusunda bilgi vererek; Lise son sınıfta okuyan ergenler üzerinde yaptığım ve gözlemlediğim bir araştırmada, ergenlerle yetişkinlerin en çok şu konularda çatışmaya girdiklerini sapladım.Bunlar: Ana-baba tarafından eleştirilmek, Evde temizlik konusunda titiz davranılması, Konuların çok uzatılması, Aşırı şekilde nasihat edilmesi, Üstlerine çok düşülmesi, Anlaşılamamak, Akşamları eve geç gelmeye izin verilmemesi, Azar işitmek, Ana-babanın her şeyi öğrenmek istemesi, Ergene dağınık olduğunun söylenmesi, Okuldaki başarısının tenkit edilmesi, Aile baskısı, Ana-babanın ergenin yanında tartışmasıdır, bunun için anne ve babaların sağlıklı bir psikolojiye sahip çocuklarının olmasını istiyorlarsa, ergenlik döneminde biraz daha özverili ve dikkatli olunması tavsiyesinde bulundu.