Çağıcı, aynı yöntemin göz altı ve şakaklardaki çukurlukların giderilmesi, cilt kırışıklıklarının ortadan kaldırılması, burun ve kaşın kaldırılmasında da başarılı sonuçlar verdiğini belirtti.
Dolgu işleminin iğne veya ucu sivri olmayan, bu işlem için özel olarak dizayn edilmiş kanüllerle cilt altına yapıldığını kaydeden Doç. Dr. Can Alper Çağıcı, müdahale öncesi cildin uyuşturulduğunu, hafif ağrılı şekilde operasyonun gerçekleştirildiğini anlattı. Enfeksiyon riskine karşın steril şartlara kesinlikle uyulması gerektiğinin altını çizen Çağıcı, dolgu yapacak hekimin yeterliliğinin de iyice sorgulanmasını tavsiye etti.
DOLGU İÇİN ÜÇ SEÇENEK UYGULANIYOR
Her tedavide olduğu gibi dolguda da fayda ve zararların göz önünde bulundurularak uygulamasının önemini vurgulayan Çağıcı, bu işlemin üç şekilde gerçekleştirildiğini ifade etti. Yapay dolgu maddelerinin geçici ve kalıcı olarak ikiye ayrıldığını, diğer seçeneğin ise doğal yağ dolgusu olduğunu anlatan Çağıcı, "Kalıcı uygulamalarda olası memnuniyetsizliklerde dolgu maddesinin cerrahi müdahale ile çıkarılmasından başka seçenek yoktur" uyarısında bulundu.
Olası risklere karşı hasta ile hekimin karşılıklı konuşarak karar vermesinin yarar sağlayacağını ifade eden Çağıcı, "Kalıcı dolguya karar verilse bile öncelikle eriyebilen dolgu ile bir prova yapılması, ikinci seansta kalıcı dolgu kullanılması daha güvenli bir yaklaşım olabilir" diye konuştu.
"YAĞ DOLGUSUNDA REAKSİYON GÖRÜLMEZ"
Dolgu yöntemleri arasındaki doğal olan yağ dolgusunda, göbek ve çene altından alınan yağ dokusunun kullanıldığını anlatan Doç. Dr. Can Alper Çağıcı, "Yağ dolgusunda olması gerekenden biraz fazla yağın enjekte edilmesi gerekir. Çünkü, kullanılan yağın yüzde 20-30'u kısa sürede erir. Diğer dolgu maddelerine oranla daha fazla şişlik ve morluğa neden olur. Bununla birlikte kişinin kendi dokusu kullanıldığı için yağ dolgusunda reaksiyon hiçbir zaman görülmez" değerlendirmesini yaptı.
EN YAYGIN HYALURONİK ASİT DOLGUSU
Eriyen dolgu maddeleri içinde en yaygın olarak hyaluronik asit kullanıldığını dile getiren Doç. Dr. Can Alper Çağıcı, vücudun yapı taşı olan bu maddenin alerjik olmadığını, herhangi bir ön test yapılmasına gerek duyulmadığını bildirdi. Çağıcı, hyaluronik asidin eriyebilen bir dolgu maddesi özelliğiyle birlikte tamamen masum bir uygulama olmadığına da dikkat çekti. Çağıcı, "Sterilite şartlarına uyulmadan yapıldığında enfeksiyona neden olabilir. Diğer yandan yabancı bir madde olmasından dolayı çok sık olmamakla birlikte reaksiyona neden olabilir. Bu gibi olumsuzluklarda dolgu yapılan alana hayluronidaz enzimi enjekte edilerek dolgunun tamamı eritilebilir" ifadelerini kullandı.
GÜVENİLİR MARKALAR TERCİH EDİLMELİ
Çağıcı, yüzün karmaşık yapısı içerisinde birçok damar ve sinirin yer aldığını, bu açıdan hangi dolgunun nereye yapılıp, yapılmayacağına karar verecek hekimin çok iyi yüz anatomisi bilgisine sahip olması gerektiğini aktardı.
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Can Alper, kullanılacak dolgu maddesinin menşei, nerede ve nasıl üretildiğinin de sterilite açısından çok büyük önem taşıdığını, güvenilir markaların tercih edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.