30 Ekim 2020'de İzmir'de meydana gelen deprem faciasının ardından depremzedelerin evlerini yeniden yapma süreçleri İzmir Büyükşehir Belediyesi ve hükümet aracılığı ile devam ederken, İZDEDA Başkanı Bilal Çoban, yaptığı basın açıklaması ile önemli açıklamalarda bulundu.
İZMİR PİLOT İL SEÇİLDİ
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Dünya bankasıyla imzaladığı iklim ve afetlere dirençli kentler projesi kapsamında riskli binaların dönüştürülmesi için yaklaşık 330 milyon Euro'luk bir kaynak tahsis edildiğini hatırlatan Çoban: "Bu kaynağın kullanımında pilot il olarak İzmir seçilmiştir. Şubat ayı başında bu kaynağın İzmir için kullanılacağı haberi eski bakanımız Sayın Mehmet Özhaseki ve AK Parti Genel Başkan yardımcısı Sayın Hamza Dağ tarafından tüm kamuoyuyla paylaşılmıştır. Bu açıklamadan sonra gerek bakanlık bürokratlarımız gerekse hükümet yetkililerimiz bizlerle irtibata geçerek bu krediden tüm depremzedelerin faydalanması için ellerinden ne geliyorsa yapacaklarına dair bizlere söz vermiştir. Geldiğimiz noktada bu sözün arkasında duran ve her zaman Depremzedelerin yanında olan birazdan isimlerini tek tek sayacağım herkese depremzedelerimiz adına teşekkürü bir borç bilirim." diye konuştu.
BU KREDİNİN KULLANDIRILMASI İÇİN ÇOK ÇABA SARF ETTİK
"Yaklaşık dört aydan beri bu kredinin kullandırılabilmesi için çok çaba sarf ettik." Diyen Çoban sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu çabalarımızda bize karşılık veren bakanlık çalışanlarımız bir memur gibi değil sanki bir depremzede gibi çalışmıştır. Buradan kendilerine şükran ve minnetlerimizi kabul etmelerini rica ediyorum. Maalesef bu süreç çok da kolay olmadı. Depremzedelere veya riskli binalarını dönüştürmek isteyenlere destek olmak yerine bu kredinin bir fırsat olduğunu insanlara anlatmak yerine bu kredinin bir seçim yatırım olduğunu bu kredinin bir balonu olduğunu iddia edenler ve insanları ümitsizliğe düşürenlerle de mücadele etmek bizleri ayrıca yormuştur." diye konuştu.
KENDİ SÖKÜĞÜMÜZÜ KENDİMİZ DİKTİK
Geride kalan 45 ayda depremzede için iyi olan her şeyi mutlaka sahiplenen ama hiçbir emeği olmayan çok kişi olduğunu belirten Çoban sözlerini şöyle sürdürdü: "Bakanlık ile görüşmelere başladığımızda önümüzde halk konutlar için birçok sorun vardı. Bu kredinin kooperatiflere kullandırılma süreci yorucu geçse de bugün gelinen noktada iki tane Halk Konut Kooperatifi Halk konut 5 ve 9 olmak üzere kredileri onaylanarak, bu kooperatiflerimizdeki üye depremzedelerimiz kredilerini kullanmak üzere bir haftadır Ziraat Bankasına gitmektedir.Buradan ifade etmek isterim ki artık bu kredinin bir seçim yatırımı olduğunu söyleyenler, balon olduğunu söyleyenler umarım bu kredinin de babası olduğunu iddia etmezler. Kaldı ki bu tarz söylemleri yaşadık gördük biliyoruz. Ama bizim amacımız bağcıyı dövmek değil üzüm yemektir. Burada bir hususun tekrar altını çizmek istiyorum halk konutlarda bugüne kadar her zaman kendi söküğümüzü kendimiz diktik."
"REZERV ALANDA DAHA FAZLA KONUT İSTİYORUZ"
Depremden sonra devlet aracılığıyla rezerve alan ve proje alanlarında 5 bin 200 civarında konut ve işyeri yapıldığını hatırlatan Çoban: "Bu konutlar ağır hasarlılar ve proje alanlarında bulunan depremzedelerimize verildi ancak depremde orta hasarlı ve az hasarlı binalarımızın tekrar evlerine kavuşabilmesi için Devlet büyüklerimizden Hükümet yetkililerimizden kredi talep ettik. Rezerv alanda fazlalık olarak bulunan 1200 adet konutun depremzedelerimize satış önceliği verilmesini, aynı zamanda rezerve alanda daha fazla konut imalatı yapılarak bunların az ve orta hasarlı depremzedelerimize satışını talep ettik. Bu talebimiz hala devam etmektedir." diye konuştu.
BU KREDİYİ SADECE 1 HALK KONUTUMUZ KULLANDI
Sözlerine "Yoğun ısrarlarımız karşılığında eski başbakanımız Sayın Binali Yıldırım'ın Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Hamza Dağ ve Ak Parti İzmir Milletvekili Sayın Mahmut Atilla Kaya'nın çabalarıyla Halk Bankası'ndan 0.79 faiz oranı bir kredi tahsis edildi." diye devam eden Çoban: "Bu krediyi sadece bir halk konutumuz kullandı. Sonra bu kredi kimseye verilmedi. Verilmeme sebebi olarak bankaya belediye şirketleri ile yapılan protokol gereği sunulan sözleşmeye uymadığı bildirildi."
"BİZE EMSALİ VERMEDİLER EMSALİ BİZ ALDIK"
"Ancak biz pes etmedik nasıl ki daha önce emlak konutun İzmir'de Depremzedelerin evlerinin yapımı için öncülük etmesini talep ettik ve bunu yerine getirdiysek bundan sonra da depremzedelerimize yapılacak her şeyde ısrarcı olacağız. Evet İzmir depremzedeleri dayanışma derneği olarak bize emsali vermediler emsali biz aldık. Şimdi her şeyi yaptığını emsalin babası olduğunu iddia edenler zamanında emsale en çok karşı çıkanlardı. Bugüne kadar emsali aldık. Emlak Konutu İzmir'e getirdik, Bir binamız da olsa kredi kullandırdık. Derken bundan 2,5 yıl önce halk konutun temellerini attık. İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketi Ege Şehir'e gidip halk konut projesini anlatıp şu anda halk konutlarla imzaladıkları protokolü oluşturduk. Bu protokolde üç ana unsur vardı. Birincisi Depremzedelerin çekeceği krediye belediyemiz garantörlük edecekti, ikincisi emsalden arta kalan dairelerimizi satın alarak finansal destek sağlayacaktı. Üçüncüsü ise teknik olarak müşavirlik hizmeti verecekti. Bugün gelinen noktada kredilerimize garantörlük ihtiyacı ortadan kalktığı için otomatik olarak unsur ortadan kalkmıştır. İkincisi bize dairelerimizi satın alacak bir bütçeleri olmadığını bildirdiler. Bu durumda sadece bir müşavirlik hizmeti kaldı. Yani başta imzaladığımız protokolden sadece kalan müşavirlik hizmeti keşke bunu düzgün bir şekilde yapabilselerdi." diye konuştu.
"BELEDİYE ŞİRKETLERİNDE GEREKLİ DESTEĞİ GÖRMEDİK"
Bugüne kadar halk konutlarda birçok sıkıntıyla mücadele ettik gün geçmedi ki bir sıkıntı olmasın ancak biz bunların hepsini aşmak için çok mücadele verdik ama yanımızda olmasını istediğimiz protokolümüzü imzalayan belediye şirketlerinden gerekli desteği göremedik hatta öyle bir hal aldı ki birçok halk konut yöneticisi de bunu teyit edecektir artık müşavirlik hizmetini bile almak istemediğini söylemiştir. Defalarca bundan önceki belediye yönetimi ile bu sorunlar hakkında toplantılar yaptık, ilettik ama ne hikmetse bizleri değil de genel olarak onlara her şeyi pembe bir düş gibi anlatan bürokratlarını dinlediler. Kendilerinden biz depremzedelere patronluk yapacak değil bizim evlerimizin yapımında destek olacak yöneticiler istedik. Ama bugün bırakın destek olmayı engel olmayın yeter noktasına geldik. Bu cümleleri kurarken gerçekten çok üzülüyorum çünkü halk konutta çok büyük emek vardı. Sonra seçimler geldi. 4 bin 500 üyesi olan derneğimize hemen hemen tüm adaylar geldi hatta İzmir Büyükşehir belediye başkanımızla adaylığı sürecinde toplantı da yaptık. Kendisinin bir ulusal televizyon kanalında anlattıkları hala kulaklarımızda. Kendisi 'Halk konutları merak etmesin her türlü desteği vereceğiz' dedi. Sonra seçimler geçti. 3 aydır İzmir Büyükşehir Belediye başkanımızdan randevu talep ediyoruz ve alamıyoruz. Bayraklı Belediye Başkanımızla görüşme yaptık, anlattık ama sanki bizim dertlerimiz yokmuş da halk konut bir yükmüş gibi dönüş aldık. Yapılan tüm işlemlerin parasını biz ödedik." diye konuştu.
ARTIK MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR
"Artık mızrak çuvala sığmıyor" DİYEN Çoban: "Şimdi ben buradan sayın belediye yetkililerimize birkaç soru sormak istiyorum. Bu arada öncelikle şunu belirtmek isterim ki tüm kamuoyu da bunu böyle bilsin halk konutların belediye şirketi olan İzbeton'nun yaptığı kooperatiflerle hiçbir alakası yoktur. Halk konutlarda arsalar Depremzedelerin yıkılan binalarının arsasıdır."
"DÜNYA BANKASI KREDİSİ OLMASAYDI BİRÇOK BİNA YAPILAMAYACAKTI"
Açıklamasında: "Bugüne kadar kurulan 29 tane kooperatifden kaç tane kooperatif kaldır?" diye soran Çoban: "İlk on kooperatifle protokol imzalayan İzbeton, Ege Şehir ve hatta protokole sonradan eklenen Baybel şirketlerinden hangileri artık protokol de değildir? Protokolle sürpriz bir şekilde zamanın belediye yetkililerince eklenen Baybel şirketi neden artık süreci tek başına yürüteceğini deklere etmiştir? Protokolde yazan emsal dairelerimizi belediye şirketleri satın alacak mıdır? Sadece temel atma törenlerinde gördüğümüz yöneticilerimizin halk konut yöneticileri ile kaç defa bir araya geldiğini sormak isterim? Şundan da emin olun ki eğer bu Dünya Bankası Kredisi olmasaydı bir çok halk konut veya binamız yapılamazdı. Sizlerin aracılığıyla gerek depremzedelerimize gerekse riskli yapılarını dönüştürmek isteyen tüm İzmir'lilere sesleniyorum. Biz sizlere yardımcı olmak için buradayız ve elimizden ne geliyorsa yaparız. Sözlerime son vermeden önce bu kredinin depremzedelere ve İzmir'lilere can suyu olmasını sağlayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, Çevre Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum'a, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Hamza Dağ'a, Eski bakanlarımızdan Sayın Mehmet Özhaseki'ye, Yine eski bakanlarımızdan Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu'naEski Bakan Yardımcılarımızdan Sayın Vedat Gürgen'e, Kentsel Dönüşüm Başkanı Sayın Hakkı Alp'e, Dış Finansman Daire Başkanı Sayın Banu Behram Kuran'a, Dönüşüm Alanları 5. Daire Başkanı Sayın Deniz Aydemir'e sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Bugüne kadar her zaman Depremzedelerin yanında oldunuz bundan sonra da sizleri hep yanımızda görmek istiyoruz." diye konuştu.
BİR TEŞEKKÜR DE İŞ İNSANLARINA
"Bir teşekkür de İzmir depreminde hayatını kaybeden ailelerimize konut bağışında bulunan İzmir'in güzel yürekli iş insanlarına" diye açıklamasına devam eden Çoban: "Aileler bugün tapularını almaya başladılar." diye konuştu.