Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğruer gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yerel bir televizyon kanalına konuşan Doğruer Belediye başkanı seçildikten sonra parti rozetini çıkardığını hatırlatıp, "Ben 2009, 2014 ve 2019'da 3 defa adaylık geçirdim. 2009'da kazanamayan, 14 ve 19'da kazanan tarafta oldum. İkisi için de empati yapabilecek düzeydeyim. 2009'da merkezi olarak seçim yapıldı, belde ve köyler ayrıydı. 2014'te durum farklı oldu, biz de 2009'dan sonra tabi ki dersimizi çalıştık. Hastanedeki görevime döndüm ve siyasi bağımı koparmadım. Hekimliğin de getirdikleri, her eve girmiş olmamız biraz avantaj yarattı. 3 dönem CHP'de olan bir belediyeyi devraldık. Seçimlerde tüm aday arkadaşlarımızla siyasi nezaket içinde çalıştık. Rakiplerimiz de biz de seviyeyi düşürmedik. Ben insan sanatını biraz bilirim, kaybettiğimde de kazandığımda da duruşumdan taviz vermem. Siyasetin kırmızı çizgileri, etik değerler dışında ben insan ilişkilerini öne çıkartırım. Benim sloganım hep, 'Sevgi, saygı, samimiyet, sadakat ondan sonra siyaset. Bunlar olursa Sadık' oldu. Bu bizim 6S'imizdi. Belediyeyi devraldığım günden bu yana hiç kötü bir şey söylemedim. 2019 seçiminde de ben 'Birinci dönem yaptıklarımın devamını istiyorsanız Kınık kazansın' dedim. 2014'te seçimi ben kazanmadım, Kınık kazandı. Bütün meclis üyelerimizle, yöneticilerimizle, halkımızın projelere olan talebiyle kazandık. Ben Ankara ve İzmir arası siyaset yaparım, Kınık'a geldikten sonra hizmet yaparım. Adaylığımın ilk günü dışında bende parti rozeti görmezler. Ben Türk Bayrağı rozeti taşırım. Kampanyalarımın çoğuna Türk Bayrağı ile giderim, milli duygularla siyaset kampanyası yürütürüm. Ayrım yapmam. 2019'da da yine Kınık kazansın moddasıyla yola çıktık ve 'Yine Kınık kazandı' dedik. Tabi ki devlet, bakanlık yatırımlarıyla, belediye hizmetlerimizle, insan ilişkilerimizle Kınık'a hizmet getirme noktasında çalıştık."
"HASTANE VE ÜNİVERSİTE PROJESİ"
Göreve ilk geldiğinde Kınık'ın tam teşekküllü bir hastaneye kavuşması için kolları sıvadığını belirten Doktor Başkan Sadık Doğruer, "Kınık'ın hastanesi yoktu. Benim birinci projem devlet hastanesiydi. Sağlık Bakanı Müezzinoğlu iken Kınık'a bir ziyareti olmuştu. Seçime de bir hafta vardı. Seçim sloganı olarak, 'Önce sağlık sonra Doktor Sadık' yazmıştım. Sayın Müezzinoğlu konuşma yaparken bu yazıyı gördü ve 'Önce Sadık sonra hastane' dedi. Bu benim için hem motivasyon hem de vatandaşa karşı sorumluluğum oldu. Sağlık Bakanı söz vermiş oldu. Sayın Binali Yıldırım hastanenin açılışını yaparken Sağlık Meslek Yüksekokulu sözü vermişti. Genel Başkan Yardımcımız ve İzmir Milletvekilimiz Hamza Dağ ile birlikte Bakırçay Üniversitesi Rektörü ile görüştük. Alternatif yerleri de belirledik. Yüksek Okulun hikayesi de böyle başladı"
"CHP'Lİ YILMAZ'IN TALEBİ DOĞRU"
Cumhuriyet Halk Partisi Kınık İlçe Başkanı İsmail Yılmaz'ın "Hastane geldi ama uzman hekim yok" eleştirilerine de yanıt veren Başkan Doğruer, "Ben 1996'da Kınık'a doktor olarak geldiğimde, halk sağlığı merkezinde acil servis vardı, yaklaşık 140 metrekare bir yerdi. Laboratuvar yoktu. Devlet hastanesi açılana kadar, kan tahlili yaptırmaya kalksanız sonucu 2 gün sonra geliyordu. Biz 140 metrekarelik sağlık ocağından, 8 bin metrekare kapalı alanda devlet hastanesi getirdik. Röntgeni, dahiliye uzmanı, anestezi uzmanı, genel cerrah, laboratuvar, acil servis, yoğun bakım, doğumhane var. Çocuk uzmanı eksiğimiz var, Bergama'dan geçici görevle geliyor ama pandemi ile birlikte Türkiye'de uzman hekimde bir sıkıntı yaşandı. Pandemi hastaneleri açıldı, izin yasağı geldi ve bu yasak kalkınca hekimlerimiz bir miktar özeli tercih etti. Çocuk uzmanımız da gelecek. Dünya pandemi ile sarsıldı. Sayın Yılmaz'ın talebi doğru bir talep"
"KURU DOMATESİMİZ COĞRAFİ İŞARET ALDI"
Kuru domatesin Kınık'a tescillendiğini ifade eden Sadık Doğruer, "Kırmızı altın bizim kuru domatesimiz, Kınık kuru domatesi yılın 2 ayı güneşte kurutulan, beyaz çulların üzerinde kurutulan domatesimiz. Salçalık domatesten farklı. Çiftçinin derdi dışında bir konu. Biz tescil alarak, marka değerini artırarak, çiftçimize katkı sağlamak için Kınık Belediyesi olarak Türk Patent Enstitüsüne başvurduk. Ölçümler yapıldı, analizler yapıldı, bu sene bitti, bu ay itibariyle Kınık kuru domatesi coğrafi işaret aldı. Fiyatı da altın değerinde, hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu.
"KADIN VE ÇOCUKLARA ÖZEL PROJELER"
Projeleri hakkında bilgi veren Doğruer, "Eskiden bizim memurlarımız Kınık'ta çalışır, yüzde 95'i çevre ilçelerde yaşardı. Yani Kınık'ta kazanır başka yerde harcardı. TOKİ yaptık 285 konutluk, şimdi bir TOKİ daha yapıyoruz. İhalesi Ağustos ayında başlayacak. Esnaf kazandığını yine Kınık'ta harcayacak. Doğalgaz geldi. Aqua park yaptık, içinde kır düğün salonumuz, yazlık sinemamız, yarı olimpik havuzumuz, çocuk havuzumuz, restoranımız var. Tamamen belediyemizin öz kaynaklarıyla yaptığımız bir proje. Burada annelerimiz ve çocuklarımıza yüzme kursları vereceğiz, Kınık'ta yüzme bilmeyen kalmayacak. Kınık Gençlik Merkezi yaptık, burada tenis turnuvası yaptık. Gençlik merkezimizin içinde tenis kortu, kapalı havuz, kitap kafesi, halk oyunları atölyeleri, basketbol ve futbol sahası var. Kınık'a 7 tane halı saha yaptık, 10 tane daha yapacağız, ihale sürecini yapıyoruz. Aynı bölgeye bir de kapalı havuz yapıyoruz, kışın kapalı ısıtmalı havuzda hizmet alacak Kınıklılar. Biz gençliğe önem veriyoruz"
KINIK TARIM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA
Kınık Tarım Organize Sanayi Bölgesi'nin hem istihdam sağlayacağını, hem çevreyi kirletmeyeceğini hem de çiftçiye ek gelir sağlayacağını kaydeden Doğruer, "1 milyon 690 bin metrekarelik bir alan vardı. Dönemin bakanı Bekir Pakdemirli'ye teşekkür ederim, 1 milyon 258 bin metrekaresini aldık, kalan kısmı hayvancılıkta kullanılsın diye bıraktık. Burada küçük parsellerimiz var. Ortalama 40 yatırımcı gelecek, 87 başvuru var. Bu 40 yatırımcının da temel konusu tarım olacak. Kınık kirlenmemiş olacak, ağır sanayi değil, tarım. Burada yaklaşık 2 bin kişi çalışacak. Ağır sanayi olsa çalışanları dışarıdan gelir. Tarım Bakanlığı ile protokol yapmak üzereyiz. Parselin içinde bizim 18 bin metrekare parselimiz var. Tarım İhtisas Organizenin AR-GE merkezi, eğitim merkezi, akredite merkezi, açık müzesi ve seralarıyla birlikte bir model kurmak üzereyiz. Orada artık üretici paketleme, soğutma yapacak. Birinci sınıf tarım arazilerinde ana ürünlerini ekecek, atıl dediğimiz, ikinci sınıf tarım arazisinde ise hiç ekmediği yerde tıbbi aromatik bitkileri ekip ek para kazanacak. Bu ikinci ürün olacak ve üreticiye ek gelir olacak. Kınık bir bitkisel üretim merkezi olacak, biz bunda emekleme safhasındayız, yürüyeceğiz ve koşacağız. Tarım üssü olma yılında ilk adımı atmış olduk"