İsrail'in, Gazze'de gerçekleştirdiği ve 21 kişinin hayatını kaybetmesine, 64 kişinin de yaralanmasına neden olan saldırılar, Türkiye'nin birçok yerinde düzenlenen gösterilerle protesto ediliyor. İHH organizasyonunda saat 22.00'de Levent'teki İsrail Konsolosluğu önünde bir araya gelen Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği ile Beytülmakdis Öncüleri Derneği üyeleri de saldırılara yönelik eylem gerçekleştirdi. Ellerinde Türk ve Filistin Bayrakları taşıyan grup, tekbir getirerek İsrail Hükümeti aleyhine sık sık slogan attı.
Beytülmakdis Öncüleri Derneği Başkanı Muharrem Güneş, Filistin'de işlenen katliama karşı saflarını belli etmek için toplandıklarını belirterek, "Şu anda biz burada Filistin'e yönelik tarafımızı belli etmeye çalışırken aynı anda 40 adet savaş uçağıyla birlikte masum sivil Filistin halkının üzerine tonlarca bomba yağdırılıyor. Dünden bu yana 21 kişi şehit oldu, 70'in üzerinde yaralı var. Karadan, havadan ve denizden 17 yıldır tam bir kuşatma altında olan Gazze 2.5 milyona yaklaşan nüfusu ile çocukları, bebekleri, yaşlıları ile hastaları ile tam bir tecrit halindeyken, semadan uçaklar ölüm yağdırıyor. Evvelki gece, 02.30 sularında savaş uçakları, insanlar uykuda iken, hiçbir işaret yok iken, aniden, yataklarında uyuyan insanları bombalayarak, 4 yaşında, 6 yaşında, 8 yaşında, 12 yaşında 4 çocuk olmak üzere, 4'ü anne olmak üzere 13 insanı 40 savaş uçağıyla öldürerek büyük bir katliama imza attı. Bugün şehit sayısı 21'e ulaştı ve halihazırda devam ediyor. Bu katil terör şebekesi neden bunu yapıyor? Bu en basitiyle korkaklığın ve sıkışmışlığın bir ifadesi. Bakınız İsrail aylardır iç çekişmelere maruz kalmış, siyasetinin, hükümetinin istikrar bulmadığı bir çalkantıyla karşı karşıya.
Aylarca artık Filistin'de işgalci olan bütün terörist yerleşimcileri silahlandıralım ve artık önüne gelen katil İsrailli siyonistler her Filistinliyi öldürme hakkına sahip olsun ve hükümetin de, adalet güçlerinin de, hakimlerin de bunu sorgulama yetkisi elinden alınsın diyen bir Netanyahu hükümeti var. İsrail'in içinden bunu karşı duranlar da var, bunu istemeyenler de var. Bundan dolayı her cumartesi günü 100 binlerce siyonist, bunun 'bizim hayatımız için tehlikeli' olduğu gerekçesiyle sokaklara dökülüyor. Aslında kendi hayatlarından korkuyorlar. Çünkü diyorlar ki; 'eğer bunu yaparsanız, Filistinliler de bize karşı silahlanacak ve biz buradan gitmek zorunda kalacağız.' Yani ölüm korkusu, sürekli bir tetik halinde olma korkusu. Köşeye sıkışan Netanyahu, yapılan son araştırmalarda oy oranı düştüğü için, halkını yeniden konsolide etmek, siyonistleri yeniden çatışmadan uzak tutup, Filistinlilere karşı tek saf halinde tutabilmek için işte bu korkakça ve alçakça saldırıyı gerçekleştirdi. İsrail'in sürekli uyguladığı bu politika artık Birleşmiş Milletler, uluslararası güçler, Arap ülkelerinin rejimleri, Arap birliği ve İslam ülkelerinden ses çıkmadığı müddetçe bu katliamlar devam edecektir. Burada bulunan halkın, hükümetiyle, muhalefetiyle bütün siyasi güçlere çağrısı İsrail'in burada resmi olarak açmış olduğu konsolosluğa en üst perdeden, en üst seviyede kınaması ve bu alçakça terör eylemini her şekliyle kınaması ve buna karşı durmasıdır" diye konuştu.
Eylem STK yöneticilerinin yaptığı konuşmaların ardından sona erdi.