Iğdır'ın Tuzluca ilçesinde yıllardan beri var olan tuz rezervleri bölge ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Geçmişte teknoloji olmadığında gıdaların bozulmaması için çokça kullanılan tuz, hayvan yeminde de kullanılıyordu. Bu yüzden çok kıymetli bir madde olarak insanların hayatındaki varlığını sürdürüyordu, hata bazen para yerine bile takas yöntemi ile bir çok alışverişte tuz kullanılıyordu. Günümüzde ise bu durum boyut değiştirerek oluşan devasa mağaralar turistlerin ilgisini çekmeye başladı. Günde onlarca turistin ziyaret ettiği tuz mağaraları büyüleyici havasıyla ziyaretçileri cezbediyor. Aynı zamanda sağlık turizmi alanında da büyük gelişmeler kaydeden Tuzluca tuz mağaraları, kaymakamlık eliyle geliştirilen projeler sayesinde ilçenin çehresini değiştirecek gelişmelerin önünü açıyor.
SABAH 'a konuşan Tuzluca Kaymakamı, Abdullatif Yılmaz, " Tuz mağaralarımızın yapısına baktığımızda milyonlarca yıl ötesine kadar gidiyor. Tabi insanlık tarihi çok yakın bir tarih olduğu için bununla alakalı ilk kayıtlara 14. yüzyılda rastlıyoruz; bir İspanyol Kralı Timur'a elçi gönderiyor elçi burada konaklanıyor, burayla alakalı tasvirleri var, burada bir madenin işletildiğini, burada tuz çıkartıldığını ve aynı zamanda buradaki dağın yamacında bir kale bulunduğunu ve insanların refah içinde yaşadığından bahsediliyor. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde de yine bir tuz mağarasından bahsediliyor, Tuz eskiden daha çok değerli bir madendi, şimdi de yine hayatın vazgeçilmezi tuzdur, gıdaların tümünde tuz kullanılıyor, hayvanların beslenmesinde tuz kullanılıyor, ancak eskide daha kıymetliydi , örneğin Roma döneminde görevlerinin maaşı tuzlarla ödeniyordu. Türklerle Çinliler arasında yapılan ticarette bazı mallar tuzla takas edilirdi. Yani tuz bir beyaz altın muamelesi görmüş. Tarih boyunca tuzun değeri bazen artmış, bazen de düşmüş ama her zaman geçerliliğini korumuştur. Modern dünyada buzdolabı olduğu için pek tuza ihtiyaç duyulmasa da eski zamanlarda insanlar gıdalarını uzun zaman korumak için tuzlamışlar."
SAĞLIK TURİZMİNDE TUZUN YERİ
Bazı sedef ve mantar gibi cilt hastalıklarına iyi geldiği için Türkiye 'nin dört bir yanında tedavi için mağaraları ziyaret eden hastaların olduğunu ve çoğunun sağlığına kavuştuğunu belirtten Kaymakam Yılmaz , sözlerini şöyle tamamladı, "Sağlık turizmi alanında bilimsel olarak tuz öneminin büyük olduğunu bize uzmanlar söylüyor. Kristal kaya tuzu dediğimiz bu doğal tuzlar insan vücudunda bulunan 92 mineralin 84 'dünü barındırıyor. Buranın kristal doğal tuzu rafine tuzunda çok çok sağlık açısında faydalı. Zira rafine tuzu işlenmiş olduğu için mineral değeri çok çok düşüktür. Burada önemli olan tuzu doğal olarak çıkartmak, eğer işleyerek çıkartırsanız insan sağlığına bir faydası olmaz. Biz kaymakamlık olarak bu işin sağlık ve kültürel boyutuyla ilgileniyoruz, tabii burada tuz çıkartan firmalar var, o özel sektörün işi biz ona bakmıyoruz. Ancak bölgemizin turizm açısında gelişebilmesi için tuz mağaraların önemi çok büyüktür. Başta egzama, sedef ve mantar olmak üzere buranın tuzlu sularını bir çok hastalığa iyi geldiği kanıtlanmıştır. Tuz mağaramızın yetkisi valiliğimizdedir biz de valilik bünyesinde elimizden gelen katkıyı yapmaya çalışıyoruz. Bu yıl ilk kez mağaralarda festival düzenledik, çok büyük bir ilgi gördü. Onlarca yazar geldi, binlerce insan festivalimizi ziyaret etti ve çok büyük bir ilgi gördü. İlçemizin tanıtımına büyük katkısı oldu" şeklinde konuştu. Doğu Anadolu'nun en büyük tuz rezervlerine sahip Iğdır Tuz Dağı'nda, yerin 80 metre altındaki mağaraların büyüleyici atmosferi ilerki yıllarda çok daha büyük gelişmelere gebe olacağı ziyaretçilerin büyük ilgi göstermelerinden de gün yüzüne çıktı.