"Batı Azerbaycan'a Dönüş" festival/kongresi, 21-22 Haziran 2024 tarihlerinde Nahçıvan'ın Zengezur Milli Parkı'nda (Batabat yaylası) düzenlendi.
Yoğun bir katılımın olduğu programın davetlileri arasında Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma da yer aldı.
Burada bir konuşma yapan Rektör Alma, ZengezurKoridoru'nun tarihsel rolü ve önemine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Zengezur Koridoru denildiğinde genellikle 30 yıllık bir sürecin akla geldiğini fakat Koridor'un insanlık tarihi boyunca bu bölgede var olan bir ticaret yolu niteliğine sahip olduğunu vurgulayan Rektör Alma, sözlerine şöyle devam etti:
"İSLAM UYGARLIĞININ TÜRK KÜLTÜRÜYLE KESİŞTİĞİ, AVRUPA'YI BESLEYEN BİR BÖLGE"
"Diğer taraftan, Türk tarihi açısından bakıldığında ise bu yolun kuzey, güney ve orta yolundaki en önemli lokasyonlardan biri olduğu; İslam tarihi açısından da bu bölgenin İslam uygarlığının Türk kültürüyle kesiştiği ve Avrupa'yı besleyen bir bölge olduğu aşikardır. Geçmişte bu denli öneme sahip olan bölgenin kamuoyuna ve iş dünyasına tanıtımında doğal bir sürecin ürünü olduğunu bilerek hareket etmek gerekmektedir. Doğal süreç, uygarlıklar var olduğu andan itibaren gelişmiş süreç anlamına gelmektedir. Şehirler, kasabalar, köyler doğal bir şekilde oluşmuş ve Çin'den başlayarak Türk-İslam medeniyetine ve Balkanlara ulaşmış bir yoldur."
Konuya ekonomik, siyasi ve stratejik bir bakış açısı yerine insani bir bakış açısıyla da bakmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Alma, "Çünkü bahsi geçen insanların kendi yaşam biçimleri ile eğitim, ticaret ve iletişim gibi birçok unsurdan oluşan sosyolojik tavırları bulunmakta olup bu hususlar doğal yolu oluşturmaktadır. Bahsi geçen bu büyük yol, Türkmenistan'dan Anadolu'ya akan bir yoldur. Demografik yapı ve yaşam biçimi süreklilik arz etmektedir. Dolayısıyla olağan olarak doğal sürecin var olup olmadığına, devam edip etmediğine bakmak gerekmektedir." diye konuştu.
"HER ŞEYİN ESKİ VE DOĞAL SEYRİNE DÖNMESİ GEREKMEKTEDİR"
Zengezur Koridoru, demografik yapısını ve doğal seyrini kaybettiğini dile getiren Rektör Alma, şöyle konuştu:
"Çünkü 1813-1829 yılları arasında köylere ve kasabalara bakıldığı zaman Azerbaycan Türkleri'nin o bölgelerde öldürüldüğü ve yerlerine başka insanların yerleştirildiği görülmektedir. Bugün ise bölgenin kültürünü, irfan geleneğini ve huzurunu bilen, çatışma kültürü olmayan, dostluk kültürü ve aile bağı olan, devletleri birbirine yakınlaştıran bir yaklaşım benimsenmek zorundadır. İnsancıl projeler yerine çatışma kültürüne dayalı yaklaşımın tercih edilmesi, beraberinde başarısızlığı getirecek; kalıcı barış tesis edilmeyecektir. Dolayısıyla her şeyin eski, doğal seyrine dönmesi gerekmektedir."
"ZENGEZUR KORİDORU ÇOK UZUN BİR ZİNCİRDEN OLUŞMAKTA"
Rektör Alma, Koridor üzerine değerlendirmeler yapılırken sadece Türk devletleri açısından koridorun sahip olduğu öneme atıf yapılmaması gerektiğini de belirterek şunları kaydetti: "Ancak bölgesel kalkınmanın hedeflendiği bir durumda Ermenistan ve İran gibi komşu ülkelerin de bu koridora dâhil edilmesi gerekmekte ve lider diplomasisinin yürütülmesi önem arz etmektedir. Zengeur Koridoru, çok uzun bir zincirden oluşmakta, zincirin halkaları için kaldıraç etkisi tesis etmesi öngörülmekte ve bütünsel bir bakış açısıyla hareket etmeyi gerektirmektedir. Koridorun planlanmasında bütünsel bir bakış açısı ile hareket edilmesi ve ortak uygulamalar geliştirilmesi ve maliyetlerin minimize edilmesi, koridorun etkinliğini koruması açısından da önem arz etmektedir."
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının yetkili temsilciliği, Bilim ve Eğitim Bakanlığı, Nahçıvan Devlet Üniversitesi ve Batı Azerbaycan'ın ortak organizasyonuyla düzenlenen programda Batı Azerbaycan'ın folkloru, mutfak, müzik ve türküleri, sergileri, edebi ve sanatsal eserlerinden örnekler de sunuldu.
Program, ödül ve kapanış töreninin ardından son buldu.