Eğitim-Bir-Sen Iğdır Şube Başkanı Erkan Çiğdem, basına yaptığı açıklamada, "Sözleşmesini imzalamak için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne giden çiçeği burnunda öğretmenimizle Aralık ilçe Milli Eğitim Müdürü Fahrettin Demirel, önce sohbet edip, İmam Hatip Lisesi meslek dersi öğretmeni olarak atandığını kararnamesinde gördükten sonra öğretmene dönüp; ''öğretmen gibi giyin'' diyor. 2023 yılının Mart ayında Türkiye'nin en doğusuna atanıp öğrencileriyle buluşmak için aylarca göreve başlayacağı günü heyecanla bekleyen Öğretmenimize yapılan bu hadsizliği asla kabul etmiyoruz." dedi.
Öğretmenimizin ''öğretmen nasıl giyinir müdürüm.'' demesi üzerine, ''benim gibi.'' diyerek kendini gösteriyor. Öğretmenimiz tartışmayı uzatmayarak tamam deyip müdür beyin(!) makamından ayrılıyor. Olaydan 1 gün sonra Milli Eğitim Müdürü ilçe MEM'in merdivenlerinde sigara içerken, bu öğretmenimizi ve birkaç yeni atanan öğretmenimizi kurumun bahçesinde gören ilçe müdürü: ''Boş boş beklemeyin gel kitap taşıyın.'' diyor öğretmenlerimize, öğretmenimiz de arkadaşlarıyla birlikte kitap taşımak için merdivenlerden çıktığı esnada İlçe Müdürü Fahrettin Demirel içtiği sigaranın izmaritini öğretmenimizin üzerine doğru fırlatıyor, sigara izmariti öğretmenimizin ayağının önüne düşüyor. Başını kaldırıp ilçe müdürünün gözünün içine bakan öğretmenimiz bir açıklama beklerken ilçe müdürü arkasını dönüp içeri gidiyor.
Milli Eğitim Bakanlığımız, bu kitapların okullara teslim edileceğini açıklamasına rağmen, okul kitaplarını öğretmenlere taşıtan zihniyete soruyoruz: Bakanlık tarafından ücretsiz gönderilen okul kitaplarının okullara dağıtımı için ödenek gelmedi mi? Yine İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 20 Eylül Çarşamba günü ilçeye yeni atanan tüm öğretmenleri sözde motivasyon sağlamak adına ilçe merkezinde bir salonda toplantıya çağırıyor. İlçe müdürü henüz salona girmeden şube müdürü salona gelerek öğretmenleri içtimaaya davet eder gibi ''Herkes ayağa kalksın sayın müdürümüz geliyor'' diyerek emrivaki bir şekilde talimat veriyor.
O esnada su içen öğretmenimiz ayağa kalkamayınca salona giren milli eğitim müdürü ''kalksana ayağa, niye kalkmıyorsun'' diyerek öğretmenimizi tüm öğretmenlerin içinde rencide ediyor. Öğretmenimiz de müdürüm su içiyordum, o yüzden kalkamadım ama bu şekilde emrivaki bir tavırla da ayağa kalkmam diyor. Birkaç defa bu durum tekrarlanınca ilçe müdürü salonun dışına doğru yeltenerek ''Sen gel bakalım dışarı, gel gel dışarıda görüşelim'' diyor. Öğretmenimiz, ilçe müdürünün tavrından kendisine fiziki zarar verebileceğini düşünerek dışarı gelmem diyor. İlçe müdürü tekrar toplantı masasına dönerek toplantıya başlıyor. Toplantı süresince öğretmene mobbing uygulayan ilçe müdürü, Toplantı ortasında öğretmenimizi rencide ederek salonu terk et, çık dışarı diyor.
Salonu terk etmeyen öğretmenimize göreve başlayalı 1 kaç gün olan tüm öğretmenlerin içinde defalarca mobbing uygulayarak sana yapacağımı biliyorum. Sen bittin tarzı ilçe milli eğitim müdürüne yakışmayacak, sokak ağzıyla konuşarak tehditlerde bulunup sonunda da senin sözleşmeni fesih edeceğim. Sen artık bu ilçede çalışamayacaksın diyerek, Toplantı sonunda öğretmenlerin yanında öğretmenimize tutanak tutarak soruşturma açacağını söyleyerek aslında tüm öğretmenlere gözdağı veriyor. Su içtiği için ayağa kalkamayan öğretmenimizin yerinde herhangi bir rahatsızlığı veya engel durumu olan bir öğretmenimiz de olabilirdi. İlçe müdüründen beklenen hareket toplantı sonunda öğretmenimiz ile özel olarak görüşüp bir rahatsızlığı olup olmadığını, neden ayağa kalkmadığını ya da kalkamadığını sorması gerekmez miydi?
Şimdi bu toplantı motivasyon arttırma ve hoş geldin toplantısı mı oluyor? Milli Eğitim Bakanımız Sn. Yusuf Tekin öğretmenler odası buluşması kapsamında her geçen gün öğretmenlerle ilgili beklentileri karşılayan ve memnuniyet oluşturan cümleler kurarken Bir İlçe Milli Eğitim Müdürünün ''Ali Kıran Baş Kesen Tavır'' ile öğretmenleri rencide etmesi ne bizler tarafından ne de toplum vicdanı tarafından kabul edilebilir. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün sosyal medyada hesaplarında toplantı ile ilgili paylaştığı fotoğraflara bakacak olursak öğretmenlerden 1 tanesinin yüzünde göreve başlamanın şevki, sevinci ve heyecanı kalmış mı? Öğretmenlerin yüz ifadelerinden de baskı ve mobbingin etkisini rahatlıkla görebilirsiniz.
Şimdi bu çiçeği burnunda öğretmenlerimiz henüz mesleklerinin başında yaşadıkları bu toplantı travmasını belleklerinden nasıl silecekler. Böyle rijit bir tavırla ilçenizde göreve başlayan bir öğretmene bu kadar baskı nedendir? İlçe Müdürünün daha önce imam hatiplerle, İslami STK'lar ve cemaatlerle ilgili paylaşımlarını da bildiğimiz için, bu öğretmenin neden kurban seçildiğini anlıyoruz. İmam Hatip Lisesinde Meslek Dersleri Öğretmeni (Arapça, Kur'an-ı Kerim) olduğu için mi? İlçe Milli Eğitim Müdürünün bu tavrı asla kabul edilir bir tavır değildir. Öğretmenimizi yalnız bırakmayacağız. Hiçbir öğretmenimizi; liyakatsiz, yetersiz, gücünü devletin koltuğundan almaya çalışan müdürlere karşı yalnız bırakmayacağımızı tüm kamuoyuna bir defa daha deklare ediyoruz.'' dedi.