TOLGA DİNÇER:
Ülkelerin ekonomilerinin temel direği KOBİ'lerdir ve özellikle salgından en çok zarar gören ülkelerde istihdama önemli ölçüde katkı yine KOBİ'ler tarafından sağlanmaktadır. KOBİ'ler, şu anda sadece ticaretin en savunmasız oyuncularından biri olduğu için değil, aynı zamanda üretim gibi alanlarda radikal değişiklikler olduğu için COVID-19'un neden olduğu krizden en çok etkilenen işletmelerdir.
Pandeminin ardından bizi bekleyen yenidünyada, birçok şirket, uzaktan çalışma, tüketim ve ticaretin uzun soluklu norm olacağı yeni bir gerçekliğe uyum sağlamak için dijital dönüşümlerini hızlandırmak zorunda kalacak. KOBİ'ler, organizasyonlarına ve iş modellerine dijital dönüşüm stratejilerini entegre etmek isterken önemli bir değer oluşturacaklar.
Peki, COVID-19'un, KOBİ'ler ve onların dijital dönüşüm stratejilerini uygulamaya koyma yetenekleri üzerindeki etkisi nedir? Günümüzün değişen şartlarının, işletmelerin pandemi sonrası yeni oluşan davranışlara karşı satışlarını, maliyetlerini arttırmaları için büyük miktarda veri toplama, işleme ve saklamayı gerekli kıldığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Oluşan bu veri ambarı ile işletmeler, büyük veri ve yapay zeka teknolojilerini kullanarak, yüksek başarı oranlarına sahip yapay zeka tahminlerinden alacakları karar destek stratejileri ile şirketlerinin dümenini daha güvenle tutabilmektedirler. Ancak, bu faaliyetlerin oluşturduğu risk, gizliliğimizi savunmasız bırakmamak için yeterli güvenlik önlemleri ile dengelenmelidir. Verilerin korunmasına yönelik yeni yasal çerçeve, 7 Nisan 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlandı.
Söz konusu düzenleme, yapay zeka ve büyük veri gibi yeni teknolojilere uyum sağlama ihtiyacını da hesaba katıyor. Bu tür veri işlemenin, verileri saklamanın KVKK kanunlarına uygun, veri sahibinin gizliliğini koruyacak şekilde olması gerekmekte. Dolayısıyla bu yeni mevzuat, şirketler ve müşterileri arasında olduğu kadar hizmet sağlayıcılar ve hizmet kullanıcıları arasında da daha fazla şeffaflık yaratacak, işletmelerin verimliliğini arttıracaktır. İşte bu sebeple, KOBİ'ler de büyük işletmeler gibi bu teknolojileri kanunlara uygun bir şekilde kullanarak daha fazla sayıda müşteriye ulaşabilmek istemektedirler. Ancak, çoğu KOBİ'nin radikal dönüşümleri yönetebilecek büyük BT departmanları mevcut değil.
Bulut teknolojileri; dijital dönüşümü hızlı, etkin ve sorunsuz gerçekleştirmek için önemli bir araçtır. İşletmenizde ihtiyaç duyduğunuz dijital çözüme ait uygulamayı, önceki nesil yazılım geliştirme yöntemlerinden çok daha kısa sürede ve çok daha fazla verimlilikle sıfırdan oluşturmanıza olanak tanır. Ayrıca, dahili bir BT departmanınız olmasına bile gerek olmadan, bu sistemlerin yönetilmesini bulut hizmeti sağlayıcılarımıza (CSP) devredebiliriz.
Neden bulut ile dijital dönüşüm?
Dijital dönüşüm, yalnızca elektronik belge, e-fatura, CRM ve ERP yazılımlarına geçiş yapmak değil; işletmenin tüm verilerini için bilişsel (cognitive) servisleri kullanarak, anlamlı veriye sahip olmayı sağlayan dijital servislere adapte olma yolculuğudur.
Tüm bu nedenlerden dolayı, 2018 yılında, Türkiye'mizde yetişmiş bir bilgisayar mühendisi olarak, kurucusu olduğum DT isimli teknoloji şirketler topluluğumuzu, öncelikle ülkemizden başlayarak Avrupa ve dünyada dijital dönüşümü hızlandıran bir bulut şirketine dönüştürmeye başladım. Kısa süre önce de Digital Transformation Group olarak DTCLOUD'u, içerisinde 70'e yakın dijital servis içerecek şekilde, verileri kanunlara uygun şekilde işleme imkanıyla, dijital teknolojilerle etkin değer yaratmak için kullanmak isteyen kuruluşlara, anında ve uygun fiyatlarla hizmet vermeye başladık.
Son olarak, KOBİ'lerin işletmelerinde dijital dönüşüm ihtiyaçlarını uçtan uca alabileceği endüstri bulut çözümleri, bizim de odaklandığımız oldukça önemli bir alan olacak. KOBİ'lerimizin bu teknolojilere hızlı adaptasyonu ile oldukça çevik, başarılı ve hızlı büyüyen işletmelere dönüşebileceği gerçeğini göz önünde bulundurmalıyız.