Kültür turizmi geçmişten bugüne kendisini yenileyen ve daima gelişen bir sektördür. İnsanların belli bir bölge hakkında bilgi sahibi olmasını ve farklı kültürleri tanımasını sağlamaktadır. Tarihi yerler, müzeler, çeşitli yapılar ve eserler olarak genişleyen bu turizm çeşidi teknolojinin gelişmesiyle beraber daha farklı bir boyuta geçiş yaptı. Artık insanlar kültür turizmi için bir yerlere gitmeye gerek kalmadan evlerinden bile istedikleri yerleri görebiliyorlar. Özellikle müze gibi yerlerin tamamının dijital ortamlara geçiş yapması turizmi oldukça cazip edici bir noktaya taşıdı. Dolayısıyla internetin olduğu her yerden bu bilgilere ulaşmak kolaylaştı. Teknolojik gelişmeler verilerin sadece internete geçiş yapmasını sağlamayarak elde bulunan verileri de canlandırma imkânı da sağladı. Buna örnek verilecek olursa yapay zekâ ve robotik gelişmeler belli başlı fosil canlıların ya da tarihteki önemli kişilerin robot kopyalarının oluşmasını mümkün kıldı. Hatta yapay zekânın çok daha gelişmesiyle çeşitli konuşma ve daha farklı fonksiyonlar da müze gibi yerlerde kullanılmaya başlandı. Turizm teknolojileri olarak adlandırılan bu alandaki gelişmeler insanların tam anlamıyla tecrübe etmesine olanak sağladı. Günümüzde var olan çeşitli kültür turizmi merkezleri bünyelerini bu teknolojilerle donatmakta ve insanlara daha iyi bir hizmet sunmaktadır.
SON TEKNOLOJİ MÜZELER
Teknolojinin gelişmesi en çok müzelerde etkisini göstermiş olacak ki müzelerin son yıllarda bir hayli değiştiğini görmek söz konusu olmaktadır. Sanal müze gibi kavramların ortaya çıkması da teknolojinin ne kadar ilerlediğini gözler önüne seriyor. Bugün dünyanın herhangi bir noktasındaki müzeye hiçbir ücret ödemeden sanal olarak gitmek mümkün olmaktadır. Şöyle ki bazı müzeler kendi sanal ortamlarını internet üzerinden bedava şekilde kullanıcılara sunmaktadır. Kullanıcılar da bu sanal müze platformlarına giriş yaparak istedikleri kadar müzeyi gezebilmektedirler. Bu imkânın ücretsiz şekilde sunulması da çeşitli turizm etkinliklerine maddi gücü yeterli olmayan kişiler için muhteşem bir şanstır. Bunun haricinde çeşitli sağlık sorunlarından dolayı evden çıkamayan kişiler de bu müzeleri sanal müze teknolojisi sayesinde görebilmektedirler. Günümüzdeki müzelerin bir diğer teknolojik gelişmesi de yapay zekâ ile birlikte çeşitli animasyon ve videolu canlandırma teknolojileridir. Örneğin bir dinozorun aslında nasıl bir büyüklükte olduğu ve canlı olsaydı nasıl hareket edeceği konusunda 3 boyutlu animasyonlar da müzelere eklenmiş durumdadır. Bunun yanında kültür turizmi için önemli olan çeşitli yapı ve bölgelerin yıkılmış ya da doğa ile birlikte yok olmuş kısımları yapay zekâ sayesinde tamamlanmaktadır. Çeşitli görsel teknolojiler ile birlikte bu gibi yerlerin de geçmişte nasıl göründüğünü deneyimlemek söz konusu olmaktadır.
SANAL GERÇEKLİĞİN TURİZMDEKİ YERİ
Özellikle 2018 yılından itibaren sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik kavramlarının çok daha önem ve değer kazanmasıyla turizm alanı son derece değişim içerisine girdi. Sanal gerçeklik olarak sadece gözlük ile kalmayarak dokunma, hissetme ve koklama gibi temel duyuların teknolojiyle oldukça geliştirilmesi insanları bir hayli heyecanlandırmaktaydı. Bu gibi teknolojilerin çok daha ileri seviyelere taşınmasıyla birlikte turizm teknolojileri kavramı önemi artmaya başladı. Bunun bir getirisi olarak müzeler ve diğer turizm yerleri insanlara sadece görsel anlamda tanımlama ve anlatmayla kalmayarak bunu deneyimleme imkânı da sunabiliyor. Örneğin çok geçmiş yıllarda nesli tükenen bir hayvanın nasıl bir dokuda olduğunu insanlara hissettirebilecek çeşitli teknolojiler kullanılmaya başlandı. Bunun yanında tarihte toprak altında kalmış ya da çeşitli nedenlerle yok olmuş şehir, köy veya bölgeleri arttırılmış gerçeklik teknolojileriyle tam olarak tecrübe etme imkânı da sunabilmektedir. Kültür turizmi için bu büyük bir gelişme olarak ortaya çıkmaktadır.
SANAL GERÇEKLİK GEZİLERİ
Sanal gerçekliğin ortaya çıkmasıyla özellikle 360 derece kayıtların bu teknolojiye aktarılması turizmi oldukça değişik bir konuma sürükledi. İnsanlar gitmek istedikleri şehre ya da ülkeye evlerinden sanal gerçeklikle gidebilmekte ve orayı tam anlamıyla gezebilmekte. Sanal tur ya da gezi olarak adlandırılan bu kavramlarla beraber gidilemeyen yerlere internet sayesinde gidip gezme imkânı sunuldu. Özellikle Google gibi şirketlerin bu teknolojiye katkı sağlamak için geliştirdiği 360 derece kameralarla dünyanın birçok yerinin kayıt altına alınması evden sanal gerçeklikle deneyimlemeyi mümkün hale getirdi. Bu sanal tur evden direkt olarak kişisel imkânlarla gerçekleşebildiği gibi çok daha gerçekçi bir deneyim yaşamak için özel merkezler de bulunmaktadır. Kültür turizmi ve daha birçok alan için bu sanal gerçeklik teknolojilerini kullanmak oldukça farklı hisler yaşatmaktadır.
TUĞBA DEMIR