Geçen yılın ağustos ayındaki kur saldırısının ekonomide yarattığı tahribatı, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın koordinatörlüğünde yürütülen dengelenme süreci ile atlatan Türkiye, dönüşüm için düğmeye bastı. Yüzde 25'lere ulaşan enflasyonu 12'nin altına çeken, 58 milyar dolarlık cari açığı 5 milyar doların üzerinde fazlaya dönüştüren, yüzde 24 olan politika faizini 12'ye çekip geçen yılın üçüncü çeyreğinde tekrar büyüme patikasına geçen ekonomide yapısal dönüşümü sağlayacak reformlar yapıldı.
FİNANSAL MİMARİ ŞEKİLLENDİ
Finansal mimarinin yeniden şekillenmesi için atılan adımlara her gün bir yenisi eklenirken, başta Türk Lirası Gecelik Referans Faiz Oranı (TLREF) olmak üzere uygulamaya alınan yeni ürünler, Türkiye ekonomisinin kur riskini azaltacak. Dengelenme sürecinin tamamlanmasının ardından Türkiye ekonomisinin potansiyelini harekete geçirerek daha ileriye taşımak için katma değerli, teknolojiye ve ihracata dayalı bir değişim ve dönüşüm süreci gerçekleştirilecek. Sürdürülebilir büyümeye odaklanılacak yeni dönemde, sıcak paraya bağımlılığın olmadığı, finanse edilebilir bir cari açık, tek haneli enflasyon ve faiz ile istihdam yaratan ve kur riskinin olmadığı bir ekonomik model oluşturulacak.
2020'DE TARİH YAZILDI
Yurt dışında piyasalarda dalgalanmalara yol açan Brexit ve ticaret müzakereleri konularında belirsizliklerin nispeten giderilmesi ile yurt içinde ekonomi yönetiminin aldığı tedbirler sonucu dengelenmeden dönüşüm sürecine geçilmesi, hem analistlerin hem de iş dünyasının 2020'de daha olumlu bir ekonomik tablo görüleceği beklentilerini güçlendiriyor. Yurt dışındaki riskler ve iç gelişmeler çerçevesinde, ekonomi yönetimi yıl genelinde gerek açıkladığı tedbirlerle gerekse hayata geçirdiği reformlarla ekonomide sert savrulmaların önüne geçti. Böylece 2019, Türkiye'de enflasyonun yüzde 20'lerden tek haneye gerilediği, daralma döneminden tekrar büyümeye geçildiği, ihracatta rekorların kırıldığı ve rekor cari fazlaların görüldüğü bir yıl oldu.
HEDEFLER TUTTURULDU
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de ocak ayında yüzde 20.35 düzeyinde gerçekleşen enflasyon, kademeli bir şekilde düşüşe geçerek ekimde yüzde 8.55'e kadar geriledi. Kasımda yüzde 10,56 ile yeniden çift haneye çıkan enflasyonun, yılı Yeni Ekonomi Programı'nın (YEP) hedefi olan yüzde 12'ye yakın bir seviyede tamamlayacağı öngörülüyor. Büyüme tarafında yıl içinde dengelenme sürecinden dönüşüm sürecine geçildiği görüldü. Bu anlamda geçen yılı yüzde 2.6 büyümeyle tamamlayan Türkiye ekonomisi, 2019'un ilk çeyreğinde yüzde 2.3 ve ikinci çeyreğinde yüzde 1,6 daraldı. Üçüncü çeyrekte beklentileri aşarak yüzde 0.9 büyüyen ekonominin, YEP hedefleri doğrultusunda 2019'u yüzde 0.5'lik Gayrisafi Yurt içi Hasıla artışıyla tamamlaması bekleniyor. Uluslararası kurumların Türkiye ekonomisine yönelik tahminlerine bakıldığında, yıl içinde çeşitli revizyonların gündeme gelmesi dikkati çekti. Nisan ayında açıkladığı raporda 2019'da Türkiye ekonomisinin yüzde 2.5 daralacağı beklentisine yer veren Uluslararası Para Fonu (IMF), bu beklentisini eylülde yüzde 0.25 büyüme yönünde değiştirdi. Aynı dönemde IMF, Türkiye ekonomisine yönelik 2020 büyüme beklentisi ise yüzde 2.5'ten yüzde 3'e revize etti. Dünya Bankası da 2019'da Türkiye'ye yönelik büyüme tahminini ocak ayında açıkladığı raporda yüzde 1.6 olarak belirlerken, bu rakamı yıl içinde yüzde eksi 1,0'e revize etmişti. Banka ekim ayında ise Türkiye'de milli gelirin 2019'da değişiklik göstermeyeceği, dolayısıyla büyümenin yüzde 0 düzeyinde gerçekleşeceği öngörüsünde bulundu. Dünya Bankası'nın Türkiye ekonomisine yönelik 2020 beklentisi yüzde 3 düzeyinde bulunuyor. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ise yıl başında 2019 için Türkiye ekonomisine yönelik yüzde eksi 1.8 olan daralma beklentisini mayısta yüzde eksi 2.6'ya revize etmiş, eylülde bu rakamı yüzde eksi 0.3 olarak öngörmüştü. Örgüt kasımda, Türkiye ekonomisinin bu yılı yüzde 0.3 büyümeyle kapatacağı beklentisini duyurmuştu. OECD, 2020 için Türkiye ekonomisine yönelik beklentisini ise yüzde 3 düzeyinde belirledi.
GÜVEN ARTIYOR
Geçen yıl 27,6 milyar dolarla son 9 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşen cari açığın, 2019'da kademeli iyileştiği ve artıya geçtiği görüldü. Türkiye, son 12 aylık cari dengede haziranda yaklaşık 17 yılın ardından ilk kez fazla verdi. "Türkiye'nin yumuşak karnı" olarak nitelendirilen ödemeler dengesinde elde edilen başarının 2020'de de sürdürülmesi yönünde kararlı bir duruş sergileyen ekonomi yönetiminin, cari açığın milli gelir içindeki payı için 2020 hedefi yüzde 1,2 düzeyinde bulunuyor. Bu yıl ekonomik göstergelerde YEP'te belirtilen hedeflere yakın bir tablonun oluşması dikkati çekerken, bu durum söz konusu programda 2020 için çizilen çerçeveye dair güveni de artırdı.
FAİZ İNDİRİMİ SÜRECEK
Bu yıl Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2019 toplam 1200 baz puanlık faiz indirimi yaparken, politika faizi yıl başında bulunduğu yüzde 24 seviyesinden yüzde 12'ye inmiş oldu. Sadece faiz indirimleri ile değil, repo ve swap ihaleleri, zorunlu karşılık düzenlemeleri ve sözle yönlendirmeleri ile öne çıkan TCMB'nin, finansal piyasalarda sağladığı istikrar ile ekonomiye çok önemli bir şekilde destek sağladığı görüldü. Merkez Bankası bu yılın ocak ayında 0.75 puanlık indirim gerçekleştirdi. Ekonomistler 2020'de politika faizinde 150-300 baz puan daha azaltım bekliyor. Böylece piyasalarda politika faizinin 2020'de yüzde 9 ile yüzde 10.5 arasında şekilleneceği öngörülüyor.