Temel ihtiyaçlarının dışında belli bir mala sahip ve durumu iyi olan oruç tutamayacak durumda olan insanların Müslümanların ramazan ayında fakirlere verdikleri yardıma
fıtır sadakası denir. Buna
fitre de denilmektedir.
İslam dinince zengin sayılan bütün Müslümanların, fıtır sadakalarını vermeleri vaciptir.
Bir kimsenin fitre yükümlüsü olması için şu şartların bulunması gerekir:
1- Müslüman olmak
2- Nisap miktarı mala sahip bulunmak: Hanefilere göre
fitre sadakası ile yükümlü sayılmak için, kişinin ramazan bayramının birinci günü, temel ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olması gerekir. Zekat nisabından farklı olarak, sahip olunan malın "artıcı (nami)" özellikte olması ve üzerinden bir yıl geçmiş bulunması gerekmez. Temel ihtiyaçlar mesken, elbise, ev eşyası, binit, silah, hizmetçi, ailenin bir yıllık geçim masraflarıdır. Hesaplamada, ayrıca kesin alacakları eklemek ve borçları düşmek de gerekir. Nisap miktarı iki yüz dirhem gümüş veya yirmi miskal altın veya bunların kıymetine denk bir maldır. Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre ise, fıtır sadakasının vücubu için, zenginlik ölçüsü olan nisaba malik olmak şart değildir. Temel ihtiyaçların dışında, bayram gün ve gecesinde yetecek kadar azığa sahip olmak yeterlidir.
3- Ehliyet: Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve diğer üç mezhep imamının ortak görüşüne göre, fıtır sadakasının mali yönü ağır bastığı için, bununla yükümlülük için akıllı ve ergen olmak şart değildir. Bu yüzden küçüğün ve akıl hastasının malından da velisinin fitre vermesi gereklidir. Fitre'nin ibadet yönünü üstün kabul eden, Hanefilerden imam Muhammed ve Züfer'e göre ise, küçüklerin ve akıl hastalarının malından fıtır sadakası gerekmez.
4- Velayet ve bakmakla yükümlülük: Bir kimsenin, kendi dışındaki kişinin fıtır sadakası ile yükümlü sayılması için, bu kişinin onun velayeti altında olan ve bakmakla yükümlü bulunduğu kişilerden olması gerekir. Buna göre bir kimse velayeti altında bulunan küçük çocuklarının veya akıl hastası olan yakınlarının fitresini vermekle yükümlüdür.
5- Vakit: Hanefilere göre, fıtır sadakası ramazan bayramının birinci günü fecrin doğuşu ile vacip olur. Çünkü fitre bayrama ait kılınmıştır. Hanefiler dışında üç mezhep imamına göre fitre Ramazan ayının son akşamı güneşin batmasından itibaren vacip olur. Bayramdan sonraya geri bırakılması caiz değildir. Ancak özürlü olması durumu müstesnadır. Bununla birlikte geri bırakma fitreyi düşürmez ve kazası gerekir. Bir özür yüzünden oruç tutamayan müslüman da fitre ile yükümlü olur. Hasta, yolcu ve çok yaşlı kimseler gibi. Bir kimse kendi yanında otursalar bile ana-babasının fitresini vermekle yükümlü değildir. Ancak babasının yoksul ve akıl hastası olması durumu müstesnadır.
Fitre kimlere verilebilir?
Fitre, verileceği yerler bakımından her durumda zekatın benzeridir. Fitre, niyet edilerek fakirlere temlik suretiyle verilir, mübah kılma tarzında fitre olmaz. Niyet, fitreyi ayırırken veya verirken yapılabilir. Ancak fakire verirken bunun fitre olduğunu söylemek gerekmez. Bir kimse fitresini eşine, usul ve füruuna yani anne veya babasına, çocuk ve torunlarına veremez.
Ebu Yusuf ile İmam Şafii'ye göre yoksul olan zimmiye (İslam ülkesi vatandaşı olan gayri müslim) de verilemez. Fetvaya esas olan görüş budur. Çünkü fitrenin amacı, bayram gününde yoksul müslümanların ihtiyaçlarını karşılamak, onların bayram sevincine katılmalarını sağlamak ve rahat ibadet yapmalarına imkan hazırlamaktır. Zimmilere fitre vermekle bu amaç gerçekleşmiş olmaz. Bir kimse fitresini bir veya birkaç yoksula verebilir. Birden çok kimseler de fitrelerini birkaç yoksula veya tek yoksula verebilirler. Fakat bir görüşe göre bir fitre, birden çok yoksula dağıtılamaz.
Çeşitli kimselere ait fitreler karıştırılarak da yoksullara dağıtılabilir. Bununla birlikte fitrelerin ayrı ayrı verilmesi daha uygundur. Fitre yükümlünün bulunduğu yerdeki yoksullara verilmelidir. Başka yerlere gönderilmesi mekruhtur.