Basın toplantısında gazetecilerle buluşan Toprak, Tay Group'un çalışmalarına ve hedeflerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Hedeflerinin dünyada kendi tüketiminin üzerinde en çok yeşil enerji üreten şirketi unvanını almak olduğunu ifade eden Toprak, United States Environmental Protection Agency tarafından yapılan araştırmada, tüm dünyadaki şirketlerin ürettiği ve kullandığı yenilenebilir enerji oranına göre sıralandığını vurgulayarak, "Yapılan son listede The Estee Lauder Company, yüzde 139'luk oranla ilk sırada yer alıyor. İlk beşte yer alan diğer şirketler ise yüzde 120 ile Voya Financial, yüzde 113 ile BNY Mellon, yüzde 112 ile Sephora ve yüzde 109'la Bank of America. Bizim Silivri ve Bolu'daki tesislerimize kurduğumuz güneş ve rüzgâr santrallerimiz devreye girdiğinde yüzde 141 oranına ulaşacağız ki bu da bizi dünya listesinde ilk sıralara yükseltecek." ifadelerini kullandı.
Tay Group'un odağını sürdürülebilirliğin oluşturduğunu dile getiren Toprak, grup bünyesindeki her şirketin kendi enerjisini üretmek için çalışmalar yaptığını kaydetti.
Taypa'ya ait üretim tesislerine güneş ve rüzgar santrali kuracakları bilgisini veren Toprak, "Ergene'deki fabrikamızın çatısına kurduğumuz güneş santralimiz elektrik üretmeye başladı. Bu bölgede rüzgâr ölçümlerine de başladık, hedefimiz 2023 yılında türbinlerin elektrik üretmeye başlaması. Ayrıca Bolu ve Silivri'deki tesislerimizin çatısına da güneş santrali kuruyoruz. Kullandığımız enerjinin tamamını kendimiz üreteceğimiz gibi, ülkemizin yeşil enerji portföyüne de katkı sağlayacağız. Çünkü tüm santrallerimiz devreye girdiğinde kullandığımız enerjinin yüzde 141'ini tamamen yenilenebilir kaynaklardan üreteceğiz. Bu sayede karbon salınımımızı da düşüreceğiz." açıklamasında bulundu.
Tay Group Yönetim Kurulu Başkan Vekili Toprak, grubun yurt dışında bulunan Mısır, Sırbistan ve Cezayir'deki üretim tesislerinde de hem verimlilik hem de yeşil enerji yatırımlarının hayata geçirilmeye başlandığına dikkati çekerek, "Sürdürülebilirlik yatırımlarımıza yurt içi ve yurt dışında toplam 38 milyon doların üzerinde yatırım yapacağız. Yatırımımızın, ortalama 4-5 yılda kendini amorti etmesini bekliyoruz." diye konuştu.
2023 yılında yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanmaya başlayarak sürdürülebilirlik döngüsünü tamamlayacaklarını bildiren Toprak, "Üç farklı kıtada 60'tan fazla ülkeye ihracat yapan bir şirket olarak çok iyi biliyoruz ki bugüne kadarki tüm başarılarımızı sürdürülebilir kılabilmek için teknolojiyi ve sürdürülebilirliği tüm faaliyetlerimizin merkezine yerleştirmemiz hayati bir öneme sahip. 2025 yılında yıllık 50 milyon üretim kapasitesiyle Avrupa'nın sürdürülebilirliği esas alan en büyük üretici olma hedefimize ulaşabilmek için de bu yaklaşımdan hiçbir şekilde ödün vermiyoruz. Sürdürülebilirlik alanında yaptığımız yatırımlarla da sektörümüze öncülük ediyoruz." ifadelerini kullandı.
- Grup bünyesinde tüm araçlar elektrikli olacak
Osman Hulusi Toprak, sürdürebilirliği 360 derece uygulamak amacıyla alternatif enerji kaynakları ve verimlilik çalışmalarına da yoğunlaştıklarını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye, bir süredir doğal gaza hidrojen karıştırarak enerji maliyetlerini düşürecek bir proje üzerinde çalışıyor. Biz Taypa olarak kendimizin geliştirdiği özel cihazlarla arıttığımız atık sudan yeşil hidrojen üretiyoruz, bu hidrojeni de doğal gazla birlikte buhar kazanlarımızda kullanıyoruz. Böylece karbon salınımını yüzde 20 azalttık. Hedefimiz 2024 yılında buhar kazanlarımızda doğal gaz kullanımına son vererek yüzde 100 hidrojene geçmek."
Üç yıl içinde grup bünyesinde kullanılan tüm araçların elektrikli olacağını söyleyen Toprak, bu araçlar için üç fabrikaya ve İstanbul'daki genel merkez tesislerine 22 kWh'lik şarj istasyonları kuracaklarını aktardı.
Tüm dünyada şirketlerin kar etmenin yanı sıra kurumsal sürdürülebilirlik çalışmalarına öncelik verdiğini söyleyen Toprak, "Artık tüketiciler de toplumsal katkı sağlayan şirketleri, markaları tercih ediyor. Şirketler artık ürün etiketlerinde kullandıkları enerji miktarını, karbon ayak izlerini paylaşıyor. İş ortaklarımızdan bazıları, kendileri için ürettiğimiz ürünlerin etiketine, 'Bu ürün üretilirken sıfır karbon oluşmuştur' ibaresini eklemeye başladı. Yakında sadece moda sektöründe değil, tüm ürün gamlarında bu eğilimi göreceğiz. Tüm otellerimizde su ve elektrik kullanımını sensörlerle kontrol ediyoruz. Ayrıca pet şişe ve plastik kullanımını kaldırdık. Otellerimizde kullanılan suyu arıtıyoruz hatta kendi suyumuzu kendimizi üretiyoruz. Yine tüm tesislerimizde atık yönetimi sistemi bulunuyor, hiçbir atık çöp olmuyor, yeniden ekonomiye kazandırılıyor." ifadelerini kullandı.
Taypa Genel Müdürü Burak Karaarslan da Tay Group bünyesinde yer alan ve grubun amiral gemisi olan Taypa'nın dünyanın önde gelen moda devlerine tasarım ve üretim desteği verdiğini belirterek, "Taypa'da yaptığımız sürdürülebilirlik yatırımıyla su, enerji ve kimyasal kullanımımızı çok büyük oranda düşürdük. Geleneksel yöntemlerle yapılan üretimde bir jean pantolon için 70-80 litre arasında su kullanılırken biz, bir bardak su ile bir jean pantolon yıkıyoruz. Kullandığımız suyun da önemli bir kısmını arıttığımız atık su oluşturuyor. Ayrıca yine jean üretiminde ağartma işlemini ozonla yapıyoruz, bu da birçok alanda ciddi verimlilik katkısı sağlıyor. Taypa'da hedefimiz önce kullandığımız kaynakları azaltmak, sonra arıtmak ve tekrar kullanmak. 2023 yılında sürdürülebilirlik döngümüzü tamamlamış olacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Tay Group'un güneş santralleri kurulumunda iş ortağı olan Solar Çatı'nın genel müdürü Utku Korkmaz ise enerji fiyatlarındaki artış ve enerji arz güvenliği sorununun tüm dünyada dönüşümü başlattığını kaydetti.
Avrupa Birliği'nin uygulamaya başladığı karbon vergisi uygulamasının da enerji dönüşümünde kilit bir rol oynadığını bildiren Korkmaz, şu bilgileri paylaştı:
"Tüm bu nedenler aslında şirketler açısından teşvik etkisi yarattı. Ayrıca finans kuruluşlarının da yenilenebilir enerjiye ayırdıkları fonları artırmasıyla enerji sektörü kabuk değişimi yaşıyor. Bugüne kadar bir iş dalı olan enerji artık tüketicilerin şekillendirdiği bir kimliğe bürünüyor. Tay Group çok iyi bir örnek, güneş ve rüzgardan elektrik üretiyor, hidrojen üreterek doğal gazı ikame ediyor, kendisinin ürettiği enerjiyi elektrikli araçlarda kullanarak akaryakıt tüketimine son veriyor. Hem dünyada hem de Türkiye de bu tür yapıların artacağı bir dönem içindeyiz."