Dermatoloji Uzmanı Dr. Özlem Tuncayengin, dezenfektanların genelde alkol bazlı olduğunu ve bulaşma riskinin veya şüphesinin bulunduğu her bölgeye uygulanabilen bir kimyasal ürün olduğunu söyledi. Kişinin günlük dezenfektan kullanımının sıklığı ile ilgili sayısal bir veri söylemesinin mümkün olmadığını ifade eden Dr. Tuncayengin, ihtiyaç hissedilen durumlarda, bulaşma riskinin olduğu her durumda dezenfektan kullanımında bir sakınca bulunmadığını belirtti. Dr. Tuncayengin, el için uygun dezenfektan kullanımıyla ilgili, "Avuç içini kaplayacak kadar maddeyi aldıktan sonra hızlı bir şekilde parmak araları, tırnak dipleri ve kenarları, elin ön ve arka yüzeyi bileklere kadar hızlı olacak şekilde ürünle muamele edilmelidir. Genelde alkol içerikli oldukları için hızlıca buharlaşıyorlar, o yüzden bu işlemi 4-5 saniye içerisinde bitirilmiş olmasını istiyoruz. Gün içerisinde kullanımda belli bir sayı yoktur. Dezenfektan hiçbir zaman su ve sabun kullanımının yerine geçmiyor. En azından suya ve sabuna ulaşana kadar ki süreçte, el dezenfektanlarının kullanımını öneriyoruz" dedi.
'SABUNLU EL TEMİZLİĞİ, DEZENFEKTANLARDAN ÇOK DAHA ETKİLİ'
Dr. Tuncayengin, dezenfektanların sterilizasyonla karıştırılmaması gerektiğini belirterek, "Virüs ve bakterilerde lipit (yağ molekülleri) içeren zarf kılıf yapıları vardır. Aslında iyi bir dezenfektanın bu yapıyı yok edebilir olması lazım. O anlamda sabunların lipit çözme etkisi daha yüksek olduğu için sabunlu el temizliği, dezenfektanlardan çok daha etkili olacaktır. Dezenfektanları tıbbi kurumlardan satın alma oldukça önemlidir. Ürünlerde 'biyosidal' onaylı ürünleri vatandaşlarımız kullanabilir. Bu süreçte hiçbir şeye ulaşamadığımız noktada kendi imkânlarımızla yaptığımız ürünler tercih edilebilir. Bunların hazırlanma sırasındaki bulaşma riskleri, kapalı ortamda olup olmaması, konsantrasyonları ve son kullanma tarihleri gibi faktörler göz önüne alınarak, hareket edilmesi gerekiyor" diye konuştu.
'DEZENFEKTANIN ÇOK SIK KULLANIMI CİLT FLORASINI BOZUYOR'
Dr. Tuncayengin, ciltte geçici ve kalıcı olarak floranın var olduğunu kaydederek, "Dezenfektanın çok sık kullanımı cildimizin florasını bozacak ve bu da sağlık sorunlarına neden olacaktır. Kızarıklık, kuruma, kaşıntı ve daha ileri evrede cilt çatlaklarıyla seyreden egzama lezyonlarına yol açabilir. Cilt bütünlüğünün bozulması mikropların yerleşmesi ve enfeksiyon yapması riskini artıracaktır. Bu anlamda dezenfektan kullanımı aralıklarında cilde uygun nemlendiricilerle cildin bariyerinin güçlü tutulmaya çalışılması önerdiğim nokta olacaktır" dedi.
'DIŞ YÜZEYİ İLE İÇ YÜZEYİNİ TEMAS ETTİRMEMEK ÖNEMLİ'
Dr. Tuncayengin, maske ve eldiven kullanımına ilişkin bilgiler de verdi. Maske kullanımının çok kalabalık ortamlarda veya toplu taşıma araçlarında bulunulması durumunda koruyucu amaçlı kullanılabileceğini ifade eden Dr. Tuncayengin, "Hem kendimizi korumak hem de eğer kendimizde hastalık belirtileri varsa etrafımızdaki insanları korumak adına maske kullanılabilir. Maskeler genellikle tek kullanım amaçlıdır. Kişinin yüzü ile temas eden kısmı kullanıldıktan sonra katlayıp, bir poşet içerisine konulup, muhafaza edilebilir veya en doğrusu yeni bir maske kullanmaktır. Ancak dış yüzeyi ile iç yüzeyini temas ettirmemek hijyen açısından önemlidir. Öte yandan eldivenlerin gün içerisinde uzun saatler kullanımı elde birtakım dermatitlere (egzama) yol açacağı için bunlar önerdiğimiz durumlar değildir. Yine de toplu taşıma araçlarında ve ortak kullanım alanlarında, kişinin kendini güvende hissetmesi amaçlı eldiven kullanımını önerebiliyoruz" diye konuştu.