YAZ AYLARINDA YAŞANAN ÇEŞİTLİ CİLT SORUNLARI
"Cildimiz her mevsim farklı hava koşullarının etkisi altında kalmakta, değişen hava koşullarına uygun olarak da farklı tepkiler gösterebilmektedir" diyen Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, yaz aylarında sıcak hava, güneş ışınları, deniz, havuz suyu ve klima gibi etkenlerin deride kuruluk, pullanma, lekelenme ve hatta çeşitli cilt hastalıklarının oluşumuna neden olabileceğini ifade etti. Bu dönemde arı, sinek ve böcek ısırıklarının da çok sık görülebileceğini ifade eden Didem Mullaaziz şunları söyledi; "Yaz mevsiminde arı, sinek ve böcek ısırıkları çok sık gözlenebilmekte ve yaygın alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Güneş ışınlarına savunmasız ve uzun süreli maruziyet, özellikle açık renk deri rengine sahip kişilerde her yaş grubunda ciddi güneş yanıklarına neden olabilmektedir. Özellikle çocukların güneşten korunmaları çok daha önemli olup, kısa vadede güneş yanıkları nedeni olsa da, uzun vadede deri kanseri gelişim riskini anlamlı ölçüde artırmaktadır."
GÜNEŞE UZUN SÜRELİ MARUZİYET DERİ KANSERİ NEDENİ
Güneş yanıkları sonrası vücuda uygulanan diş macunu, yoğurt ve kuru buz gibi yanlış uygulamaların güneş yanıklarını tedavi etmediğini söyleyen Didem Mullaaziz, aksine bu uygulamaların vücutta çözümü güç olan sorunlara neden olduğunu belirtti. Bu tür uygulamaların alerjik tepkilere, yanıklarda derinleşmeye, güneş hasarında daha da artışa ve kalıcı lekeler oluşmasına neden olduğunu hatırlatan Mullaaziz, uzun süre güneş etkisi altında kalmanın, yıllar içerisinde birikici etki ile erken yaşlanma, kırışıklık, gözenek belirginliği, lekelenmeler, kılcal damarlarda artış ve deri kanseri oluşumuna neden olduğunu kaydetti.
"YAĞLANMA EĞİLİMLİ, YAĞLI VEYA SİVİLCELİ CİLTLERDE, YAĞ DENGESİNİ SAĞLAYAN ÜRÜNLER TERCİH EDİLMELİDİR"
Kişilerin, her mevsim olduğu gibi yaz aylarında da cilt tipine uygun bir cilt bakımı uygulaması gerektiğini söyleyen Mullaaziz, sıcak hava ve terlemeye bağlı olarak cilt temizliğine daha fazla özen gösterilmesi, uzman hekimin önerdiği bir cilt temizleme ürününün sabah akşam düzenli olarak kullanılması gerektiğini belirtti. Mullaaziz şöyle devam etti: "Özellikle yağlanma eğilimli, yağlı veya sivilceli ciltlerde, uygun ürün ile günlük cilt temizliğinin yanında, tonik ve maske kullanımları ile cildin yağ dengesi sağlanmalıdır. Bu kişilerin makyaj yapmaktan kaçınması, özellikle yoğun kapatıcı, fondöten, pudra, renkli nemlendiriciler olan ve BB krem olarak adlandırılan ürünlerden uzak durması gerekmektedir. Bu tür ürünler gözenekleri tıkayarak, siyah nokta, yağ butoncukları ve sivilcelere neden olabilmektedir. Günlük kullanım için mümkün olduğunca yağsız içerikli nemlendirici ve güneş koruyucu ürünler tercih edilmelidir."
"GÜNEŞ IŞINLARININ YOĞUN VE DİK OLDUĞU SAATLERDE KAPALI ALANLARI TERCİH EDİN"
"Güneş koruyucu ürünler yaş grubuna, cilt tipine, eşlik eden deri problemlerine ve hamilelik durumuna bağlı olarak dermatolog tarafından önerilmelidir. Güneş koruyucu ürün üzerindeki SPF değeri, UVB'ye karşı koruyuculuğu göstermektedir. Ayrıca ürün üzerinde UVA koruyuculuğunun da belirtilmiş olması çok önemlidir" diyen Didem Mullaaziz, güneş ışınlarının yoğun ve dik olduğu saatlerde mümkün olduğunca kapalı alanların tercih edilmesi, dışarıya çıkarken ise geniş çeperli şapka ve filtreli gözlük takılması, ayrıca cilt tipine uygun bir güneş koruyucu kullanması gerektiğini belirtti.
"GÜNEŞ KORUYUCU KREMLERİ DERMATOLOG ÖNERİSİ İLE ECZANELERDEN TEDARİK EDİN"
"Güneş koruyucu ürünleri mutlaka dermatolog önerisi ile eczaneden tedarik edin" diyen Didem Mullaaziz, terleme ile havuza, denize girmekle veya havlu ile kurulanmakla birlikte krem etkisinin yitirileceğini söyleyen Mullaaziz, ortalama dört veya beş saat aralıklarla krem uygulamasının gerekliliğini ifade etti. Mullaaziz açıklamalarına şöyle devam etti: "Altı aydan büyük çocukların da kimyasal içermeyen güneş koruyucu ürünlerle korunmaları gerekmektedir. Bronz tenin daha sağlıklı ve güzel bir görüntüsü olduğu düşünülmesine rağmen aslında sağlıklı bronzlaşma diye bir şeyin yoktur. Bronzlaşmanın, derinin güneşe karşı gösterdiği savunmanın bir sonucu olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca daha hızlı ve kolay bronzlaşmak için yapılan kakao yağı, havuç yağı, bebek yağı gibi yanlış uygulamalar, derinin güneş hasarını daha da artırmaktadır. Yaz dönemi havuz ve denize girip çıktıktan sonra mutlaka duş almalı ve kuruluğu önlemek için bol nemlendirici uygulanmalıdır."
YAZ MEVSİMİNDE SAÇ, TIRNAK VE AYAK SAĞLIĞINA DİKKAT
"Her mevsimde olduğu gibi özellikle yaz aylarında da saç şekillendirme yöntemleri ile boya, jöle, köpük ve sprey gibi kimyasal içerikli saç şekillendirme ürünlerinin kullanımından kaçınılmalıdır" diyen Mullaaziz, hem güneş hem de deniz ve havuz suyunun etkisi ile saçlarda kuruluk, matlaşma ve saç uçlarında kırılmalar oluşabildiğini , bu nedenle deniz veya havuzda geçirilen sürenin kısa tutulması, çıktıktan sonra mutlaka duş alınması, dermatolog tarafından önerilen nemlendirici etkili şampuanlar, saç bakım maskeleri ve güneş koruyucu krem (UV koruyuculu) ile saç spreyleri kullanılması gerektiğini belirtti.
Mullaaziz, tırnaklara uygulanan aseton, oje, jel, protez gibi uygulamaların ise tırnakların hava almasını engellediğini, kullanılan maddelerin içeriklerindeki kimyasallar nedeni ile tırnaklarda renk ve yapısal değişikliklere yol açabileceğini belirtti. "Bu nedenle, tırnak güçlendirici ve dış etkenlerden koruyucu özellikteki balsamların kullanımı önerilmekte ayrıca, manikür ve pedikür uygulamaları sırasında tek kullanımlık veya kişiye özel setlerin kullanılması gerekmektedir" diyen Mullaaziz, tırnak bakımında hijyen kurallarına uyulmasının önemine de dikkat çekti.
Yaz döneminde diğer deri alanlarında olduğu gibi ayak derisinde de sorunlar yaşandığını söyleyen Mullaaziz, özellikle topuklarda kuruluk, çatlama ve deride kalınlaşmaların gözlenebileceğini kaydetti. Ayaklara yoğun nemlendirici günlük bakım kremlerinin uygulanması ile ayak sağlığının korunabileceğini belirten Mullaaziz, nemli veya ıslak kalması ile mantar enfeksiyonlarının gelişiminin kolaylaştığını, ayakların terlemesini önlemeye yönelik açık ayakkabı tercih edilmesi gerektiğini, ayakların kuru tutulup, ortak terlik kullanımından kaçınılmasını, ortak kullanılan duşlara ise çıplak ayakla girilmemesini tavsiye etti.