"Coğrafi işaretler ile ürünlerin tanıtımı ve korunması, bugün sadece yüksek ekonomik kazanç elde edilmesine, kaliteli üretimin teşvik edilmesine ve kârın adil dağıtılmasına katkı sağlamıyor. Coğrafi işaretler aynı zamanda kendi topraklarının ürünlerini bir markaya dönüştürmelerine katkı sağlayarak kırsal topluluklar için kültürel ve ticari anlamda "yeniden doğuş" anlamına geliyor." Bu açıklama Ankara Ticaret Odasının 19-21 Eylül tarihlerinde ikincisini düzenleyeceği
"Coğrafi İşaretler Zirvesi" tanıtım metninden. Coğrafi işaretin ne anlama geldiği ve önemine ilişkin söylemek istediklerimi çok güzel özetlediği için alıntıladım. İlki 2017 yılında yapılan zirvede konferanslar,
"Coğrafi İşaretli İhtisas Fuarı", yerli ve yabancı uluslararası alım heyetleriyle ikili iş görüşmeleri, eğitimler hatta Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konseri de yer alacak. Zirve bu yıl
"Anadolu'dan Dünyaya" temasıyla gerçekleştiriliyor. Bu temayı duyunca Anadolu'nun zenginliklerini düşündüm. Bulunduğumuz bölgenin coğrafi işaretler konusuna bakışını araştırdım. Hali hazırda ülkenin en fazla coğrafi işaret sahibi kenti Şanlıurfa…
27 tescilli ürünü bulunan Şanlıurfa'yı 25 ürün ile Gaziantep takip ediyor. Anadolu, özellikle insanlık tarihinin başladığı Mezopotamya'da tescile değer bu kadar ürün çıkmasına şaşmamak gerekir. Yerel yönetimlerin ve sivil toplum örgütlerinin bu konudaki çabalarını da takdir etmek gerek. Örneğin Gaziantep Ticaret Odası kente Antep Fıstığı ile ilk coğrafi işareti kazandırırken, Gaziantep Ticaret Borsası ise en son Oğuzeli Narını da tescilleterek kente 12 tescil kazandıran kurum oldu. Gaziantep Sanayi Odası ise baklava ile Türkiye'nin AB'deki ilk ürününü tescillendirdi.
Anadolu'nun kültürüne, değerlerine ne kadar sahip çıkarsak o kadar güçleniriz. Bu noktada geçen gün tanıtım toplantısı yapılan Ata Tohumu projesi de çok önemli çok değerli bir proje. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Sayın Emine Erdoğan'ın öncülüğünde, 2017 yılında başlatılan ve Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki kurum ve kuruluşların iş birliğiyle yürütülen Ata Tohumu Projesi kapsamında bugüne dek, vatandaşlar tarafından bağışlanan 1000'in üzerinde tohumun, genetik ve kimyasal tanımlamaları yapılarak tohumlar çoğaltılmış. 11 çeşitten 60 tona yakın ürün elde edilmiş. Sayın Tarım Bakanımızın da dediği gibi "Bu tohumlar, bu topraklardaki mührümüzdür. Bu tohumlar, bu topraklardaki genlerimizdir. Bu tohumlar, farkımız ve markamızdır. Bu tohumlar, özgünlüğümüz ve özgürlüğümüzdür! Hasılı bu tohumlar, bu topraklardaki geçmişimiz ve geleceğimizdir" Coğrafi işaretler sayesinde de dünya genelinde rekabet edebilecek mükemmeliyete sahip yerel ürünlerimizi sunarak geleneksel bilgi ile geleceği kazanacağız.