Karanlık fabrika… Kulağa ürpertici gelen bu sözcükler aslında geleceğimizi aydınlık kılacak şey. Gelecek karanlık fabrikalarla şekilleniyor, şekillenecek. Çünkü, karanlık fabrika denilen kavram aktif olarak üretim gerçekleştiren fabrikalarda kullanılan bir otomasyon metodudur ve 21. yüzyılı etkileyecek en büyük üretim devrimidir. Tüketici eğilimlerini takip etmek, yeni ürünler geliştirmek her işletme için önemlidir.
Kazanmak, başarmak, faaliyetlerini sürdürülebilir kılmak istiyorsa bir işletme yapması gereken ilk şeydir pazarın değişen ihtiyaçlarını analiz etmek ve ona göre pozisyon almak. Eğer bir işletme karanlık fabrika kurmuş, milyon dolarlık yatırım yapmış ise bunlar zaten o işletmenin iş proseslerinden biri oluyor. Hani deniyor ya endüstri 4.0 ile insana ihtiyaç kalmayacak … İnsan işte bu noktada gerek. Tüketicinin ruhuna dokunmak için gerek. Dokunacak ve ürün geliştirecek, hizmet geliştirecek, teknoloji geliştirecek, katma değer yaratacak… Ardından insanın kurduğu teknolojilere bu verileri verecek ki nihai ürüne dönüşsün. Ülkemizin ilk karanlık değirmeninin kurulmasında ismimizin olmasından dolayı gerçekten gurur duyuyorum. Ama kurduk bitti demiyoruz. Zaten isteseniz de diyemezsiniz. Aksi taktirde az önce de dediğim gibi bitti ben nirvanaya ulaştım dediğiniz de o işletmeyi de bitirmiş, yatırımı çöpe atmış olursunuz. Uzatmaya gerek yok. Söylemeye çalıştım, Ar-Ge… araştırma geliştirme. Her daim
takipçi olmak ve gelişmek. Bu nedenle geçtiğimiz günlerde Bühler Değirmen Teknolojileri Başkanı Stefan Birrer ve ekibinin karanlık değirmenimizi ziyarete geldiğinde de tek odağımız bu oldu. Ayrıca; Dünya gıda sektörünün en büyük tedarikçisi olan Bühler firmasının başkanı tarafından da kurduğumuz Endüstri 4.0 Değirmen ve Lisanslı depolar için Dünya klasında bir kompleks olarak yorumlaması da çok hoştu. Dünyada gıda sektöründe değişen trendler, gıda güvenliği, gıda teknolojisi, tüketici eğilimleri üzerine konuştuk. Bunların ışığında inovatif olmaya, fark yaratmaya dair derslerimizi de hızlandırmaya başladık. Aydınlığa karanlığın içinden geçerek ulaşacaksak, korkmadan ilerlemekten başka çare yok.