Başta Adana olmak üzere Çukurova'nın korkulu rüyası haline gelen anız yakma sezonu başladı. Mısır hasadının ardından tarlada kalan anızların yakılması sonucu Adana, Mersin, Osmaniye ve ilçelerde yaşayanlar nefes almakta zorlanıyor. Yasak olmasına ve yapılan tüm uyarılara rağmen her yıl aynı manzaraların yaşanması verilen cezanın caydırıcı olmamasını gündeme getiriyor. Vatandaşlar dekar başına verilen 40 TL cezanın komik olduğu görüşünde. Öte yandan toprağın yakılması, bereketli tarım arazilerini yok ediyor.
PANKARTLI UYARI
Yüreğir Ziraat Odası (YZO), mısır hasadının başladığı şu günlerde, tarlalarını bir sonraki ekime hazırlamak için anız yakan çiftçileri şehrin çeşitli noktalarına astığı pankartlarla uyarıyor. Oda Başkanı Mehmet Akın Doğan, Türkiye'nin mısır üretiminin yüzde 20'sini tek başına karşılayan Adana'da mısır hasadının her yıl ağustos ayının ilk yarısında başladığını, geç ekimler nedeniyle Aralık ayına kadar devam ettiğini belirtti. Hasat sonrası bazı çiftçilerin tarlasını bir sonraki ürün ekimine hazırlamak için 'anız yakmak' gibi yanlış bir yol seçtiğine dikkat çeken Doğan, anız yangınları nedeniyle gökyüzünü kaplayan dumanların, şehre kül olup yağdığını ifade etti. Anız yangınlarının çevre kirliliğinin yanı sıra toprakta verimin azalmasına ve ekolojik dengenin bozulmasına da yol açtığını belirten Doğan, üreticilere, "Anızla birlikte geleceğimizi yakmayalım" uyarısında bulundu.
TEHDİT EDİYOR
Anız yangınlarının hem insan sağlığını hem de toprağın geleceğini tehdit ettiğini kaydeden Doğan, "Hasat sonrası geriye kalan anızın yakılması; orman yangınları, telefon ve enerji iletim hatlarının yanması, sis oluşumu nedeniyle çeşitli trafik kazaları, hasat edilmemiş komşu tarlaların yanması gibi riskleri de beraberinde getiriyor. Anız yangınları her yıl milyarlarca liralık maddi zarara neden oluyor" dedi.
VERİMLİLİK DÜŞER
Anız yangınlarının, toprak içerisindeki faydalı canlıların ve topraktaki organik maddenin yanarak yok olmasına neden olduğunu vurgulayan Doğan, şöyle devam etti: Anız yakılan toprakta bitkilere yarayışlı besin maddeleri azalır ve zamanla toprağın verimliliği düşer. Verimli tarım topraklarımız zamanla verimsiz çorak topraklar haline gelir. Su ve rüzgâr erozyonunu artıracağından, toprağın en değerli üst katmanları yok olur. Doğal denge bozularak zararlı böcekler ve hastalıklar çoğalır.