Gezi olaylarından çok kısa süre Pensilvanya'daki dinsel sapık Fettullah Gülen'in yanından dönen bir Kahramanmaraşlı işadamıyla kerhen sohbet ederken,
"Ne konuştunuz. Salya sümük ağlayıp ne anlattı o sahtekâr?" diye sordum.
İşadamı,
"Bizimle birlikte olan biri dershaneler kapatılacak. Ne yapacağız efendim?" diye sorunca,
Gülen'in oturduğu koltukta şiddetle
toparlanıp iki parmağını uzatarak,
"Kimsenin gücü yetmez. Şu parmağımı iki gözlerine sokar, şöyle bir çeviririm" dediğini
söyledi.
Ben çayımdan son yudumu aldıktan sonra
"Hoşttt!, o bir halt yiyemez" diyerek mekandan ayrılmamın üzerinden bir ay geçmeden Gezi olayları patlak verdi.
İstanbul dünyanın gözbebeği bir yer.
"Ağaçları kestirmeyiz" diyen çevrecilere karışan marjinal gruplar, insanları tahrik etmek için çadırlarını yakıp, ortalığı gaz bombalarıyla savaş alanına çevirdi. FETÖ'cü polisler de grupların üzerine giderek Türkiye'ye ayağa kaldırdı.
Ergenekon, Balyoz gibi kumpasları anlatmaya bile gerek yok. Doğu ve Güneydoğu'da yıllarca PKK ile cana can, dişe diş mücadele etmiş askerleri içeri tıkarken 'tık ' dahi diyemeyen, 17/25 Aralık kumpasından sonra kedi gibi olan ve FETÖ ile ilgili tek kelime yazamayan Kahramanmaraş'taki bir kuş beyinli, nerede kullanacağını bilmediği kalemiyle şimdi FETÖ'cü teröristleri korumaya, o teröristleri adalete teslim eden polisi suçlamaya çalışıyor.
Kahramanmaraş'ta polisin suçsuz, dinini yaşayan, dini görevini yerine getiren, kurbanını sadakasını FETÖ'cülere verdi diye insanları yakalayıp cezaevine konulduğunu salyalarını akıta akıta yazıyor.
"15 Temmuz'dan sonra FETÖ'nün tüm imamları kaçtı" diyor. Polisi, savcıyı, devleti, hükümeti
suçlamaya başlıyor.
"Geriye saf temiz, Allah rızası için kurban veren, kurban derisi veren, elinden gelen maddi yardımı yapan, Allah rızası için veren taban da ki ibadet eden kesim kaldı. Onları ne yaptık, cezaevine attık ya da görevden alarak CHP'nin kucağına attık. Yanlış burada, ifrat burada. Yüreğim yanıyor dostlar. Çalışıp ülkemize katma değer katacak iş adamlarımız cezaevinde uğradıkları iftira sonucu yatıyor" diyor.
Yani Kahramanmaraş polisinin FETÖ operasyonlarında yakalayıp mahkemenin cezaevine attığı insanların suçsuz, günahsız ve masum olduğunu söylüyor.
Aslında söylemiyor. Halkı resmen basın yolu ile polise, cumhuriyet savcılarına, hâkimlere karşı kin ve nefret duygusunu aşılayarak aklınca FETÖ operasyonlarına köstek, FETÖ'cülere destek oluyor. Yaptığı suç mu onu bilemem. Bunu, suçsuz insanları yakalamakla suçladığı polis ve onları cezaevine koymakla suçladığı savcılar bilir.
Ancak ona bir çift sözüm var. Bana bak yazar müsveddesi, cesaretin varsa cezaevine girenlerin hangisinin suçsuz olduğunun isimlerini yaz da görelim.