15 Temmuz FETÖ'cü cunta kalkışması, kuşkusuz Türkiye'nin tarihindeki dönüm noktası olaylardan birisi olarak tarihin utanç verici sayfalarında yerini almıştır.
Tüm Türkiye, Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde sokaklara çıkmış, her karışı şehit kanıyla sulanmış bu vatanı ve demokrasiyi hedef almış tanklara ve kurşunlara kalkan olmuştur.
17/25 den önce tamamen, bu tarihten sonra da kısmen adeta FETÖ'nün arka bahçesi konumuna getirilmiş olan polis teşkilatı bugün Kahramanmaraş'ta önce kendi içinde temizlik yapmış, ardından inlerine kadar girip FETÖ'cü teröristleri tek tek yakalayarak cezaevine koymuştur.
Kahramanmaraş Emniyeti, şimdi milletimizin kendi ayakları üzerinde duracağı, bölgesinin ve İslam âleminin dertlerine derman olacağı yeni bir Türkiye'nin temelinin ilk harcını döküyorlar.
Emniyetin İstihbarat, Terör, Organize Şube ve Narkotik gibi birimleri cemaat imamların elinden kurtarılmış şantaj, yasadışı dinleme, uyduruk belgelerle insanları FETÖ'ye kul etmek yerine gerçek görevlerini yapar hale getirmişlerdir.
Gezi eyleminde marjinal gruplara milyarlarca liralık kamu malını yakıp yıktıran FETÖ şarlatanının kirli eli ne yazık ki Kahramanmaraş'a kadar uzanmıştı. Temmuz 2014'te Kahramanmaraş'ta karanlık bir el tarafından Suriyeli gerginliği başlatıldı. Günlerce sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta Suriyelilere karşı protesto buluşması çağrısı yapanlara FETÖ'cü polisler kör ve sağır kaldılar. Haşhaşiler, kısa zamanda kenti yakıp yıkarken, FETÖ'cü polisler sadece izlemekle yetiniyordu.
Valilik makamında yapılan toplantıda
'Devlet bu kadar mı aciz?' diye soru sordum. Aldığım yanıt beni çok şaşırtmıştı. İlgili,
"Ne yapsaydık. Coplasa mıydık?" diye pişkin
pişkin konuşmuştu. Bu lafın altında kalmamış,
"O zaman bu gözü dönmüşlere birer madalya takın bari" demiştim. Elbette bu teklifim itibar görmedi. Zira benden başka da konuşan yoktu. FETÖ'cüler hedefe ulaşmış, devleti halk önünde aciz göstermişlerdi.
Suriyeliler geldiğinde evindeki yatağı, sırtındaki kazağını, bir tas çorbasını paylaşan kent halkının Suriyelilerle ne işi olabilirdi ki? Ama FETÖ'cü polisler, emniyet imamının talimatını yerine getiriyordu. Amaç devleti aciz duruma düşürmek ve Gezi eylemlerinde sönen ateşi yeniden alevlendirmekti.
Ama şükürler olsun ki şimdi Kahramanmaraş'ta herkesin namusunu, malını, mülkünü teslim edeceği bir polis teşkilatı var. Huzur ve asayişin teminatı polis teşkilatı FETÖ'den temizlendi. Bu teşkilat kentimizde FETÖ'nün çatısını çökertti. Şimdi sıra çatıyı ayakta tutan direklere geldi.