Kahramanmaraş'ta Fetullahçı terör örgütüne yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemede tutuklanan doktor Rafet Arslanoğlu'nun poliste, savcılıkta ve mahkemede sarf ettiği sözler büyük tepki topladı. Helikopter kazasında yaşamını yitiren BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun bacanağı olan Dr. Arslanoğlu, "Fetullah Gülen terörist değildir. Fetullah Gülen'ci olmak teröristlik değildir. FETÖ diye bir terör örgütü yoktur" sözlerini duyanlar, "Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümünden sonra yaptığı açıklamalar FETÖ'yü işaret ediyordu" dediler. 8 Haziran 2016 günü FETÖ'ye mensup kişilere yönelik operasyon düzenlenen Kahramanmaraş Polisi, Sağlıklı Yaşam Derneği Başkanı Dr. Özcan Öztürk, Uzman Dr. Mehmet Kılıç ve Dr. Rafet Arslanoğlu'nu gözaltına aldı. Örgütün il imamı öğretmen Rüstem Çetinkaya'nın Amerika'ya Fetullah Gülen'in yanına gittiği dönemlerde evde hasta gibi gösterip 11 kez sahte rapor verdiği ortaya çıkan doktor Arslanoğlu çıkarıldığı mahkemece adli kantrol şartı ile serbest bırakılmıştı.
FETÖ'NÜN OMURGA YAPISI
Kent genelinde geçtiğimiz hafta başlatılan "Ortak Akıl Adil Yargı" adı verilen operasyonda FETÖ terör örgütünün il merkezindeki omurga yapısını oluşturan kişiler gözaltına alındı. Emniyette 7 gün boyunca sorgulanan doktor Rafet Arslanoğlu, polisin 'Terör örgütü ile ilişkiniz nedir?" sorusuna "Fetullah Gülen terörist değildir. Fetullah Gülen'i olmak terörist olmak değildir. FETÖ diye de bir örgüt yoktur" diye cevap veren Arslanoğlu'nun savcılık ve mahkemede de aynı sözleri sarf ettiği öğrenildi. Yazıcıoğlu'nun bacanağı doktor Arslanoğlu tutuklandı. Bu arada KALİDA Derneği eski başkanlarından Osman Gemci de çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Diğer esnaf ve işadamlarının sorgularına devam edildiği bildirildi.
Helikopter kazasında 5 arkadaşı ile birlikte yaşamını yitiren BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun kazasıyla ilgili 29 mart 2013 tarihinde bir açıklama yapan Doktor Rafet Arslanoğlu şöyle demişti: Olay kaza değil bir suikast. Olayın arkasındakileri biliyoruz. Her yerde ahtapotun kolları olan bir yapı ile karşı karşıyayız. Bu suikastın arkasında şahıs değil bir yapı var. Sadece helikopterin düştüğü köyün girişinde asker barikatı vardı. Bunun dışında hiçbir yerde böyle barikat yoktu. Dağcı olan arkadaşlarımız aramaya gittiklerinde askeri üsler tarafından tehdit edilerek engellendiklerini söylediler. Askerler arabalarda bekletildi. Kamuoyunda 5 bin askerin ve helikopterlerin arama yaptığı söyleniyordu. Fakat sadece akşam saatlerinde 10 dakika Göksun üzerinde helikopterler uçtu. Bunun dışında herhangi bir girişim olmadı. Bunlar ilk gün yaşandı. İkinci gün yine aynı manzara yaşandı. Kazanın suikast olduğu ile ilgili en ufak bir şüphem yok.