Sadece kelimede değil, tarihte bir zafer olan Çanakkale Zaferi'nin 101. yıldönümü kutlamalarında bu yıl Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı'nın (TÜRGEV) Malatya'da yaptığı programdaydım. Şunu itiraf etmeliyim ki 50'ye merdiven dayamış biri olarak bu yaşıma kadar Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünde hiç bu kadar duygu yoğunluğu yaşamadım. 57 Alay Şehitliği'ni, Conkbayırı'nı, Anafartalar'ı, Dur Yolcu Anıtı'nı adım adım gezerken dahi… TÜRGEV'in Malatya Kapalı Spor Salonu'ndaki programının kapanışında Akif adlı tiyatro oyununu izlerken bu katı, gaddar yüreğimin burkulmasına daha fazla dayanamayan gözlerimden akan yaşlara hâkim olamadım. Öyle ya her karışında şehit kanı olan bu topraklar hiç ama hiç de kolay kazanılmadığını ve o zaferin şehitlerinin torunları olan bizlerin onların kanları ve bedenleriyle vatan yaptığı bu ülkede bir tek çakıl taşı vermeyeceğimizi o dışarıdaki bugün hem içerde hem dışarıdaki hainler bilmemiş, hala farkında olmamış olsalar dahi. Çanakkale demek, o kadar ama o kadar çok şey demek ki hangisini yazmak gerek bilmiyorum. Çanakkale demek Azrail'le şakalaşmak mı desem? Binlerce kınalı kuzunun şehit olurken, şehitliğe arkadaşlarını tek yollamamak adına can vermek mi desem? Çanakkale demek vatan aşkı, kenetlenmek, mermi sıkan düşmana süngü ile koşabilmek mi yoksa vatan aşkı, tabyalar, boğaz, bir metrekareye 600 merminin düştüğü yer demek midir? Ne desem ki Çanakkale'ye… Anlata anlata bitirilemez bir destan olan Seyit Onbaşı, Yahya Çavuş, yürek, cesaret, Nusret Mayın Gemisi mi desem ki. Çünkü o kadar çok şey demek ki Çanakkale, kadınıerkeği ile beraber, Kürt, Türk, Alevi, Çerkez demeden vatan için varını yoğunu ortaya koyduğu yer demektir. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK demektir. TÜRGEV Başkanı Sayın Arzu Akalın'ın vakıf olarak yaptıklarını anlattıklarında anladım ki TÜRGEV yurtları bir anlamda Çanakkale ruhunun bir yansımasıdır. Çünkü Türkiye genelindeki yurtlarında Filistinli, Rus, Fransız, Alman, Arnavut, Boşnak, Suriyeli, yani dünyanın dört bir yanından dili, dini, ırkı, mezhebine bakılmaksızın üniversitede okuyan yaklaşık 8 bin 500 genç kızımızı yurtlarında misafir ediyor. Bana da aslında hepimizi de Sayın Arzu Akalın'ın nezdinde TÜRGEV'e emeği geçen, destek olan herkese canı gönülden bir teşekkür etmek düşüyor. Türkiye olarak geçtiğimiz şu zor günlerde birlik beraberliğe çok daha fazla ihtiyacımız var. Canımızı acıtmak, ülkede korku psikolojisi oluşturmak istenirken toplum olarak, ülke olarak bu zor günleri de atlatacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Terör örgütü PKK, Güneydoğu'da kazdığı çukurlara gömüldükçe başta FETÖ mensuplarının bir zil çalıp oynamadıkları kalıyor. Ama o FETÖ'cüler başta olmak üzere hain ve kahpeler bilmelidir ki Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkesiyle, Alevisiyle, Sünnisiyle, azınlığıyla biz millet olarak birbirimize kenetlendikçe her türden kalleş terörü ezip yolumuza güçlü bir şekilde devam edeceğiz. Bu vatan topraklarını savunan ve bu uğurda tereddüt etmeden ölüme koşan ana kuzularının önünde sevgi, saygı, minnetle eğiliyorum. Hayırlı Cumalar…