Türk Ceza Hukuku Profesörü İzzet Özgenç, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Can Atalay kararı sonrası, birçok isimle görüşerek yargıyı etkilemeye çalışmıştı. Prof. Dr. Özgenç'in kendi internet sitesinde yayımladığı itiraf niteliğindeki yazı üzerine; Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri, Özgenç hakkında "terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef gösterme, iftira, hakaret, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs" suçlarından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu.
Bu skandal hamle sonrası Özgenç, sosyal medya hesabından yeni bir yazı yayımladı. Yargıtay Üyesi Yüksel Kocaman'ın, hakkındaki iddialara ilişkin bir medya organına verdiği açıklamaya değinen Özgenç, Hakkında doğru veya yanlış olan, doğru veya yanlış olduğunu bilmediğimiz isnatlarda bulunulan bir Yargıtay üyesinin sırf bu isnatlara bağlı olarak muaheze edilemeyeceği, izahtan varestedir. Ancak, hakkında isnatlarda bulunulan bir Yargıtay üyesinin bir medya organında kendisini savunma sadedinde açıklamalarda bulunması ve bu açıklamalar cümlesinden olarak siyasi içerikte mesajlar vermesi, 'Yargıtay üyeliği vakar ve onuruna dokunan', 'görev icaplarına uymayan' bir davranış olarak değerlendirilmelidir. Bu nitelikte bir davranış dolayısıyla yapılması gereken, ilgilinin görevden çekilmeye davet edilmesidir" dedi.
YARGI KARARLARI ANKARA'NIN DEHLİZLERİNDE, YEMEKLİ TOPLANTILARDA ALINIYOR
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın, Yüksel Kocaman'ı görevden çekilmeye davet etmediğini söyleyen Özgenç, "Hakkında isnatlarda bulunulan kişi, Yargıtay üyesi olarak medya organlarında kendisini savunmaya çalışmış ve siyasi içerikte mesaj vermiştir. Herkesin bildiği bir gerçek vardır. Bazı kararlar, ilgili kurullarda usulüne göre tartışılmadan önce, mesai saatleri dışında, Ankara'nın dehlizlerinde, yetkili yetkisiz kişilerin katılımıyla yapılan yemekli toplantılarda müzakere edilir ve bilahare ilgili kurullarca bu müzakerelere icabet edilerek karara bağlanır. Uzun zamandan beri takip ettiğim üzere, belirli konularda bu şekilde alınan kararlar nedeniyledir ki, ilgili kurullarda görev yapan kişilerin görevlerinin gereğini yapamamaları sonucu doğmuştur" ifadelerini kullandı.
ADETA FETÖ SAVUNUCULUĞU YAPTI
Türkiye'nin terörle mücadelesini eleştiren Özgenç, şu ifadelere yer verdi: "Türkiye'nin terörle mücadelesinde izlenen yöntemlerdeki bazı yanlışlıklar, kurul olarak veya müstakilen karar alma mevkiinde olan ilgili kamu görevlileri tarafından bilinmesine rağmen, bunlara direnme cesareti gösterilememiştir. Örneğin malum 'Fetö' ile mücadele sürecinde, işlediği somut bir suç olmadığı halde, pek çok kamu görevlisi terör örgütüyle ilişkilendirilerek soruşturmalara maruz bırakılmışlardır. Diyanet İşleri Başkanı olarak, Müsteşar olarak, Vali olarak, yüksek mahkeme üyesi olarak görev yapan kişinin terörle ne ilgisi olabilir? Elbette ki bu kişiler görevleriyle bağlantılı suçlar işleyebilirler ve bu nedenle soruşturmaya tabi tutulabilirler. Ancak Devlette kamu görevi bilinç ve sorumluluğuyla görev yapan ve herhangi somut bir suça bulaşmamış olan kişileri terörle itham etmek, bir akıl tutulmasının tezahürüdür. Sayın Akarca, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olarak gerek Yargıtay Başkanı olarak, bu hukuksuzlara icazet vermiş bir kişidir."
CAN ATALAY KARARI ÜZERİNDEN YARGITAY'I ELEŞTİRDİ
Yazısında tekrar Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Can Atalay kararına değinen Özgenç, "Sayın Akarca, Türkiye'de yargı süreçlerinin işletilmesi bağlamında gerçekleştirilen hak ihlalleri dolayısıyla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türkiye aleyhine verdiği kararlar karşısında nasıl bir yol izlenmesi gerektiğinin belirlenmesine yönelik olarak suskun kalmayı tercih etmektedir. Anayasa Mahkemesinin belirli bir konuda, doğru veya yanlış, her yönüyle eleştiriye açık olarak verdiği bir karar karşısında Yargıtay'ın takındığı tavrın Hukuk Devleti ilkesiyle bağdaşmayacağı, izahtan varestedir. Sayın Akarca, Yargıtay Başkanı olarak sorunun kurumsal diyaloglarla çözme yerine, Yargıtay adına Anayasa Mahkemesine savaş açar mahiyette beyanname yayımlanmasını sağlamakla görevini kötüye kullanmıştır" ifadelerini kullandı.