Milli Savunma Bakanı Güler: Türkiye ile beraber olanlar kazanacak
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, terörle mücadelede elde edilen başarıların Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yaşayan vatandaşların terörün biteceğine olan inancını pekiştirdiğini belirterek, "Terör örgütüne katılım konusuna gelince, 'katılım tamamen bitti' demek tamamen doğru olmaz. Ancak, sürekli vurguladığımız gibi bitme noktasına gelmiş durumda" ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, terörle mücadele ve gündemdeki konularla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
Doğu ve Güneydoğu'daki seçim çalışmalarında son durum nedir?
Özellikle yıllarca terörle anılan Hakkâri ve Şırnak gibi güzide illerimizin bende özel bir yeri var. 1992-1994 yılları arasında Tabur Komutanı olarak Şırnak'ta görev yapmış biri olarak bölge halkı ile aramda özel bir bağ oluştu. Sayın Cumhurbaşkanımızın da uygun görmesi ile Bakan Yardımcılarımızdan birini Şırnak'ta bir diğerini de Hakkâri'de görevlendirmek suretiyle çalışmalarımıza başladık. Müteakiben önce Şırnak'a sonra da Hakkâri'ye gittik ve her iki ziyarette de yöre halkı bizleri büyük bir ilgi ve sevgisiyle karşıladı.
Bölge halkı tüm sorunlarına rağmen terör belasından kurtulmaktan ve bölgenin geleceğinde terör olmayacağına olan inançlarının artmasından dolayı mutlu. Terörle mücadelede elde ettiğimiz başarılar bölgede yaşayan vatandaşlarımızın terörün biteceğine olan inancını pekiştirdi.
Bölgede yaptığımız temaslarda, gençlerimiz ve kadınlarımız başta olmak üzere yöre halkı ile sohbetlerimizde yaşanan değişim ve dönüşümden duyulan memnuniyete bizzat şahit olduk.
Bölge terörden temizlendikçe, güvenlik ve huzur temin edildikçe, Hükûmetimiz tarafından yürütülen hizmet siyasetiyle ulaştırmadan sağlığa, eğitimden spora, tarımsal kalkınmadan hayvancılığa, çevre-şehircilikten turizm ve kültüre kadar her alanda büyük yatırımlar hayata geçirildi, geçirilmeye devam ediyor.
Gabar'daki petrol ciddi bir boyuta ulaştı. Şimdi Cudi var, Kato'da çok daha büyük bir rezervin olduğu değerlendiriliyor. Hakkâri'de de petrol arama faaliyetine başlandı. İnşallah oradan da ümitliyiz. Şimdi Siirt'e, Van'a da bakılıyor. Özellikle Enerji Bakanımız genç ve çok enerjik, onun da enerjisiyle inşallah gelecekte ülkemizin doğal kaynaklarının bu milletin çocuklarının menfaatine kullanılması için her türlü çalışma yapılıyor, gerekli ortam oluşturuluyor.
Diğer yandan, Irak ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından açıklanan Basra Körfezi'nden Türkiye'ye, oradan da Avrupa'ya gidecek bir Kalkınma Yolu Projesi ile Asya'dan başlayan deniz yolu, Basra Körfezi'ne oradan da karayolu ile Avrupa'ya uzanacak. Milyarlarca dolarlık projede Türk firmaları da önemli rol oynayacak ve bu da bizim için ayrı bir kazanç oluşturacak.
Hakkâri'de Süper Lig'de oynayan kadın futbol takımımız, Yüksekova'da da birinci Lig'de oynayan ayrı bir futbol takımımız var. Şırnak'ta da aynı şekilde Birinci Lig'de oynayan bir kadın futbol takımımız var. Birinci ligde oynayanlar Süper Lig'e çıkmak için mücadele ediyorlar.
Yine her iki ilde de voleybol takımları, kültür ekipleri ve boks, Kick Boks gibi millî takımlarımızda yer alan onlarca sporcu var.
İnşallah önümüzdeki günlerde kayak sporunu da Hakkâri'de ön plana çıkaracağız ve milli takımlarda yarışacak gençlerimiz yetişmeye devam edecek.
Cumhurbaşkanımızın gençlerimize yönelik haklı ilgisi ve yoğun çalışmaları kapsamında bizler de gençlerimizin gelecekle ilgili kaygılarını gidermek ve onlara iyi bir ortam hazırlamak için çalışmalarımızı devam ettireceğiz.
Terörle mücadelede önemli rol almış bir ismin, savunma bakanı olduktan sonra o bölgede çalışması önceden mümkün değildi, ne hissediyorsunuz? Ayrıca gençlerin terör örgütüne katılımı bitti mi?
Şöyle ki, az önce de belirttiğim gibi Tabur Komutanlığımdan bu yana "oradaki insanların sorunlarına nasıl çare olabiliriz" diye çalışmış ve bölge insanı ile içten bir ilişki kurmuş biri olarak bu konuda içim oldukça rahat.
Oradaki insanlar sizin samimiyetinizden emin olursa endişe edilecek hiç bir şey yok. Biz de bu samimiyeti kurduğumuz için hem geçmişte hem de şimdi çalışmalarımızı rahatlıkla yapıyoruz.
Terör örgütüne katılım konusuna gelince, "katılım tamamen bitti" demek tamamen doğru olmaz. Ancak, sürekli vurguladığımız gibi bitme noktasına gelmiş durumda. Bu konuda Diyarbakır annelerimizin müthiş etkisi oldu.
Terör örgütü çocuk kaçırmaya cesaret edemiyor. Ayrıca gençlerimiz örgütten kaçan insanlarla sohbet ediyor, sosyal medya başta olmak üzere her türlü yayın araçlarından haberleri ve gelişmeleri takip ediyor, gerçekleri daha iyi anlıyor ve görüyor.
Terör örgütü son dönemde terör eylemi yapamıyor? Saldırı kapasiteleri düştü mü?
Kesinlikle, 90'lı yıllarda gördüğümüz gibi bir eylem artık yapılamaz. Örgüt şu anda dağılmayı önlemek ve kendini korumak için yoğun çaba harcamakla meşgul. Şu an örgüte katılımlar daha çok Suriye ve İran'dan.
Talabani'nin kontrol ettiği bölgede entresan gelişmeler oluyor. Bafel Talabani'nin de YPG'nin başındaki terör örgütü lideriyle fotoğrafları çıkıyor. Sürekli bir hareketlilik var. Orada yapılmak istenen nedir?
PKK/YPG adı ne olursa olsun bir terör örgütünü bitirme noktasına getirdiğinizde birileri de 'bunların türevini nasıl çıkartırız' diye uğraşacaktır. Bunu biliyoruz, bekliyoruz.
Biz terör örgütünü bitireceğiz, bundan şüphemiz yok. Bu bitecek ama belki başımıza başka bela saracaklar. Onlar kendi düzenini yürütmek için bunu yapmaya çalışacaklar. Ancak, Türkiye güçlenerek bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmaya devam edecek.
Önümüzdeki dönemde Türkiye ile beraber olanlar kazanacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği sadece bölgede değil, bütün dünyada büyük bir etki ve farkındalık yarattı.
Cumhurbaşkanımızın "Dünya, beşten büyüktür." sözü BM Genel Sekreteri'ni bile Güvenlik Konseyi'nde değişiklik yapılmasını ifade etme noktasına getirdi.
Afrikalı kardeşlerimiz açıkça ifade ediyor. Togo Dışişleri Bakanı'nın konuşmasındaki "Biz sizin kibrinizden ve kendinizi beğenmişliğinizden nefret ediyoruz." ifadesini herkes dinledi. Bu Cumhurbaşkanımızın herkese verdiği cesarettir.
Sığınmacıların geri dönüşlerle ilgili tedbirler arttı, bu konu ile ilgili bir MGK kararı mı var?
Hükûmetimiz el yordamıyla değil ne yaptığını bilerek çalışıyor. Biz yıllar önce bu insanları ölümden kurtarmışız, aileleriyle gelmişler bize sığınmışlar.
Devletimizin aldığı kararlar çerçevesinde yerleştirildikleri şehirlerde belirli kurallar ve şartlarda yaşamaları gerekiyor. Ama yerleştirildikleri yerleri değiştirenler var. Kurallara uymayanlara tedbir almak, kaçak olanların gönderilmesi konusunda İçişleri Bakanımız çok yoğun ve başarılı bir çalışma yürütüyor.
Savaştan, terörden ve ölümden kaçarak umudunu bizlere bağlayan masum ve mazlum insanların gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde ülkelerine dönmeleri için çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu insanlar da kendi topraklarına dönmeye istekliler ancak orada henüz bu ortam tesis edilemedi.
Ama ne diyorlar: "Siz oradan çıkacaksınız." Biz niye çıkalım? Sınırlarımızın güvenliği ve Suriyelilerin geri dönüşlerini kolaylaştıracak huzur ortamı sağlandıktan sonra çıkacağız, tabii ki kimsenin toprağında gözümüz yok.
(Şam ile irtibat sağlanarak dönüşleri sağlanamaz mı?) Şam'ın kendi vatandaşlarının ülkelerine gönüllü, huzur içinde dönmeleri için birtakım vaatleri yerine getirip, güvenliği sağlayıcı adımlar atması ya da bu yöndeki adımları desteklemesi gerekiyor.
Önce anayasa çalışmalarının tamamlanması, daha sonra tüm kesimleri kapsayacak seçimlerin yapılarak bir hükûmet kurulması ve hükûmetin de vatandaşlarına çağrıda bulunması en uygun çözüm. Ama bu konuda bir türlü ilerleme sağlayamıyorlar.
(Dönüş süreciyle ilgili bir öngörünüz var mı?) Hemen, bugün-yarın demek çok zor. Biz elimizden gelen çabayı göstermeye devam edeceğiz.
Dörtlü mekanizma tıkandı mı? Yeni toplantı gündemde mi?
Mutlaka masaya dönülür ama ne zaman? Biz her zaman diyaloğa, oturup konuşmaya hazırız. Bunun yanında her ülkenin bir sorunu var. Rusya'nın başı Ukrayna ve ambargolarla dertte. Suriye tarafının istekleri hemen kabul edilebilecek bir şey değil. "Türkiye terk etsin" istiyorlar, Türkiye niye terk etsin!
Yine Suriye tarafı, huzur ve güvenliği tesis ettiğimiz bazı bölgelerle uğraşmaktan halkının petrolünü çıkartıp satanlara vakit bulamıyor.