Türkiye Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan ve "asrın felaketi" olarak tanımlanan Marmara Depremi'nin 22. yılında 45 saniyede kaybettiğimiz binlerce vatandaşı anıyor. 17 Ağustos depreminin yapısal olarak verdiği zararın izleri silinse de bıraktığı acılar halen tazeliğini koruyor. SABAH.com.tr olarak tarihe geçen karelerle büyük felaketin acı hikayelerini derledi. Enkaz altında kalanlar, evlatlarını korumak için üzerine kapanmaktan başka çaresi olmayan anneler, kurtarma operasyonlarında vefat edenler...
İşte o günlerde tüm dünya medyasının son dakika olarak geçtiği 17 Ağustos depreminin unutturamadığı acılar ve tarihe geçen fotoğrafların hikayeleri;
EVLATLARI KOLLARINDA CAN VERDİ
Emine Kaçar... Deprem anında evlatlarının yanına koştu. Annelik refleksiyle onları kucakladı. Binanın çökmesi ile çocuklarıyla birlikte enkaz altında kaldı. Depremden saatler sonra enkaz altından çıkarılsa da evlatları kollarında can vermişti...
OKAN DAR BİR ALANDA HAYATA TUTUNDU, 30 SAAT SONRA KURTARILDI
Gölcük depreminin üzerinden 30 saat geçtiğinde enkaz altında bir bölümde sesleri duyulan 13 yaşındaki Okan ekiplerin ve vatandaşların yardımıyla sağ olarak kurtarıldı
YÜKSEL ER: 97 SAAT SONRA KURTARILDI
Yalova'da çöken bir binanın enkazından depremden tam 97 saat sonra kurtarılan Yüksel Er'in kurtarıldıktan hemen sonra oğluna elini uzattığı ve yanındakilerin desteğiyle ayakta durduğu o anlar...
"İDRARIMI İÇTİM"
Er daha sonra yaptığı açıklamada nasıl hayatta kaldığına dair bilgiler verdi. Er "Bir filmde gördüğüm ve aklımda kalan bir kareden dolayı idrarımı içerek hayatta kaldım. Zararlı olup olmadığını bilmiyordum ancak başka çarem yoktu. Böbreklerim iflas etmemesi için bunu yaparak 97 saat bekledim. Yeğenlerim beni kurtardı" dedi.
20 CM'LİK BOŞLUKTAN HAYATA TUTUNDU
17 Ağustos depreminin adeta dümdüz ettiği Adapazarı'nda kurtarılmak için uzun süre enkaz altında bekleyen Özge isimli 13 yaşındaki küçük kız vücudunda çok sayıda kırıkla kurtarılmayı beklediği delikte ekiplerin açtığı yaşam boşluğundan bakıyor...
TÜRKİYE'YE UMUT OLDULAR
17 Ağustos depreminin sembollerinden biri de deprem sonrasında enkazdan yaralı olarak çıkarılan bu ikiz kardeşler olmuştu
BETON, KAN VE TOZ ARASINDA BİR YAŞAM BELİRTİSİ UMUDU
17 Ağustos gecesinden itibaren depremin etkilediği tüm bölgelerde tablo aşağı yukarı aynıydı. Gece yarısı yakalayan ve yerle bir olan binlerce evin ve 16 milyon insanın hayatının etkilendiği felaketin ardından beton yığınları arasında bir umutla yaşam belirtisi arandı. O yıllarda tedbirsizlik, eğitimsizlik ve ihmallerin hakim olduğu Türkiye'de el yordamıyla gerçekleşen arama kurtarma faaliyetlerinin sembolleşmiş bir karesi de bu oldu
KAYIP, ZARAR, EVSİZLİK VE AÇLIĞIN SEMBOLÜ OLDU
Depreme dair tek bir kare sorulacak olsa büyük bir çoğunluğun vereceği cevap bu kare olurdu...
17 Ağustos'tan yaklaşık 5 ay sonra gerçekleşen Düzce depreminde çekilen bu kare ise Türkiye'de depremlerin sembol fotoğrafı oldu.
Yıkılmış bir evin önünde elindeki ekmeklerle gözyaşlarına boğulmuş bu vatandaş dünya medyasında da geniş yer buldu.
85.5 SAAT SONRA GÜNEŞİ GÖREBİLDİ...
Erol Gürbüzer Yalova Çınarcık'ta yakalandı depreme. Enkaz altından ses verdi ancak ekiplerin ona ulaşması günler aldı. Depremden ancak 85.5 saat sonra elinden tutulup çekilebilecek kadar kendisine ulaşılan Gürbüzer 17 Ağustos'un simge görüntülerinden birinde başrol oldu...
DENETİMSİZ VE DAYANIKSIZ BİNALARIN ACI NETİCESİ...
Enkaz içine sıkışan binlerce insanın kurtarılmayı beklediği, adeta iğneyle kuyu kazarcasına zamanla yarışın kimi zaman depremzede ile göz göze iken kaybedildiği bir acı silsilesiyi Marmara depremi...
DÜNYANIN DİKKATİNİ TÜRKİYE'YE ÇEKEN KARE
Uluslararası medya kuruluşlarının servis ettiği bu fotoğraf da 17 Ağustos depreminde birçok dünya ülkesinde gazete manşetlerinde yer edinen ve felaketin boyutunu gözler önüne seren acı hatıralardan oldu...
ENKAZLAR CANSIZ BEDENLERLE DOLUYDU
Demir ve toz yığınları arasından çıkan el ve ayaklar, çoğu uykusunda olan insanlarımızın saniyeler içerisinde nasıl tonlarca enkazın altında kaldığını her geçen dakika daha da ağır bir gerçekllikle ortaya koyuyordu....
HAFTALAR SÜRDÜ
17 Ağustos depreminin izlerini silmek Türkiye için aylar aldı. Binaların yapımından arama kurtarma çalışmalarına kadar bu zincirin hiçbir halkasında profesyonelliğin olmadığı ülkemiz o yıllarda depremin faturasını oldukça ağır ödedi.
Bugün ise tedbirler alınsa da deprem gerçeğinin bilincine yeterince ulaşılamadığı, birçok alanda dönüşüm ve tedbirlerin çeşitli gerekçelerle ihmal edildiği, ev alırken ya da kiralarken depreme dayanıklılığın araştırılma oranının yüzde 33'lerde kaldığı bir dönemdeyiz.
Geçmiş olsun Türkiye'm...
Ve son olarak;
#DepremDeğilTedbirsizlikÖldürür