Netanyahu'nun bu videosuna verilen 15 bin yanıttan biri de Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi 22 yaşındaki Zeynep Hilal Demirci'ye aitti. Hazırladığı videoyu, "Ok. I am sharing the truth - Tamam, Gerçeği Paylaşıyorum" mesajıyla paylaşan genç kız, Netenyahu'nun propaganda diline aynı yöntemle cevap verdi.
Demirci, hazırladığı yeni videoda yine aynı başkentlere atıfta bulunarak Gazze, Yafa, Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah'ta tüm Müslümanlar'ın saldırı altında olduğunu tüm çıplaklığıyla dünyaya gösterdi. Videoda, İsrail'in bu şehirlerdeki katliam görüntüleri ve İsrailliler'in Mescid-i Aksa'nın alevler içinde yanmasına sevinen ve dans eden görüntüsü de yer aldı.
PAYLAŞIMI GÜNDEM OLDU
Zeynep Hilal Demirci'nin paylaşımı kısa sürede gündem oldu. Netenyahu'nun videosu 850 bin kez izlenirken, Demirci'nin videosu ise 1,5 milyonu aşkın kişi tarafından görüntülendi, 65 bine yakın beğeni aldı. Videoya çok sayıda destek mesajı da geldi: İşte onlardan bazıları:
* AK Parti Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam: "Bir taraftan bombalarla acımasızca yakıp yıkıyor, sivilleri, çocukları katlediyor; öbür taraftan da klasik yöntemleriyle, yalanlarıyla algı yönetiyor. Yalanlarına karşı biz de doğruları paylaşalım: OK. I am also sharing the truth!"
* AK Parti Eski İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner: "Yaşasın zalimler için cehennem! Hitler'den farkınız yok. Akıbetiniz de aynı olacak"
* Gazeteci Banu El: "Aşağıdaki tweeti paylaşalım, hem RT hem Fav lütfen..."
* Engin Kaşdaş: "Demir Kubbe" füze yağmuru ile çöktüyse Twitter'ın uyguladığı katı filitreleme sistemi de elbet çöker. Yüklenelim, bu tweet'i paylaşalım.."
* Muhammed Zeren: "Zeynep hanımın bu tweetini elden ele yayalım. Dijitalin gücünü bir kez daha görüyoruz. İsrail ve yöneticileri kendilerini ifade edemez duruma geldiler. Hele oğlu iyice deli etti kendini, hepimizi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın botu zannediyor"
İstanbul'daki drift dehşeti kamerada! Otomobili vatandaşların üzerine sürdü
"GERÇEĞİ PAYLAŞTIK"
Bu süreçte belki de en çok şahit olduğumuz tartışmalardan biri "Tweet atmak da neymiş canım, ne işe yarıyor sanki?" sorularını soranlar ve bu soruların muhatapları arasındaydı. Ben ve arkadaşlarım da bu soruların muhataplarından olmaya ve sosyal medyada içerik üretmeye karar verdik. İçeriklerimizle öncelikle İsrail'in Filistin'de ihlal ettiği insan haklarına ve işlediği suçlara dikkat çekmek istedik. Bunu yaparken İşgalci İsrail medyasının ürettiği manipülatif kaynaklara cevap vermeyi ve bilgi dezenformasyonunu engellemeyi hedef edindik.
Yaptığımız insan hakları konulu çalışmamız henüz sadece yakın çevremiz tarafından bilinirken ve gelen tek bir beğeni bile heyecanlandırırken "Share The Truth" videosu doğdu. İsrail İşgal Güçleri (sözde İsrail Savunma Bakanlığı) işgali haklı gösteren ve tüm İsrail'in "saldırı" altında olduğu algısını yaratan bir video yayınladı. Netanyahu ise bu videoyu "Share the truth" yazarak paylaştı.
E bizim de istediğimiz bu değil mi? Zaten gerçekleri paylaşmak bize düşmez mi? Öyle yaptık. Videoyu hazırlarken böyle güzel bir karşılık bulacağı aklımın ucundan bile geçmemişti, 100 beğeni geldiğinde oh dedim, gayet iyi bir sayıya ulaştı. Tabii sonra hummalı bir sosyal medya çalışması başladı, bütün arkadaşlarım tweetin daha fazla yayılması ve etkileşim alması için elinden ne geliyorsa yaptı.
Tweet çok kısa bir süre içinde Netanyahu'nun etkileşimini kolaylıkla aştı. Mesele tabii ki sayılardan ibaret değildi; mesele bu algıyı yıkabilmek ve o ne kadar insana ulaştıysa daha fazla insana ulaşmaktı. Bundan da ötesi, mesele gerçekleri paylaşmaktı. Sosyal medyanın gücü de işte tam bu noktada görülüyordu.
200 takipçili ve gerçekleri anlatan bir hesap, 2 milyon takipçili ve yalanlar sıralayan bir hesabın yaptığı manipülasyonu ve bilgi dezenformasyonunu sonlandırabiliyordu. Dünya medyası Filistin'e sessiz kalırken ve tek taraflı bir habercilik gerçekleştirirken, sosyal medyada bir tweet ve binlerce insanın desteğiyle gerçekler gün yüzüne çıkıyor, sosyal abluka kurulabiliyordu.
Şimdi şunu inatla ve kararlılıkla söylüyoruz ki bildiğimiz tek şey taş atmaksa, o taşı atacağız. Gençler burada, fütüvvet burada. Son olarak tweetin daha fazla insana ulaşmasında öncülük eden arkadaşlarıma, gazetecilere, Abdulhamit Güler hocama ve bütün sosyal medya kullanıcılarına çok teşekkür ediyorum. Daha atılacak çok taş, paylaşılacak çok gerçek var.